bugün

Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

islamda zengin fakir ayirimi olmadigini tanimlayan bircok ayetten biri.
islam, insan fıtratının ve toplum psikolojisinin nabzını en güzel şekilde tutan, kaynağının ilahî olduğu apaçık bir dindir.

kur'an-ı kerim'de yer alan nisa suresi 135. ayette rabbimizin ne dediğine bakalım:

"siz ey imana ermiş olanlar! sizin, ebeveyninizin ve akrabalarınızın aleyhine de olsa, allah rızası için hakikate şahitlik yaparak adaleti gözetmeye azmedin. o kişi zengin de olsa fakir de olsa, allah'ın hakkı onların her birinin hakkının önüne geçer. öyleyse, kendi boş arzu ve heveslerinize uymayın ki adaletten uzaklaşmayasınız. çünkü, eğer hakikati çarpıtırsanız, bilin ki allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır."

ayette açık ve net olarak görüldüğü üzere, insan onurunun ve toplum haysiyetinin tecelli ettiği yer olan hukuk alanında, zengin ve fakir ayrımı yapılmadan adaletli olunması emredilmektedir!

yalnız burada dikkat edilecek husus, ayetin kimleri muhattap aldığıdır! dikkat ettiyseniz ayet: "ey imana ermiş olanlar" demektedir! peki bundan ne anlamalıdır?

şayet siz, bu gün hukukun vesayetinden, sınıf ayrımı gözettiğinden, haksız olanların -bir şekilde- haklı olarak lanse edildiğinden şikayetçiyseniz... ve bu şikayetinizi, "yüzde doksan küsürünün müslüman olduğu iddia edilen bir ülkede" dillendiriyorsanız! ortada hem ciddi bir garabet, hemde görülmesi ve anlaşılması gereken ciddi bir gerçek var demektir!

madem yüde doksan küsürü müslüman bir ülkede yaşıyoruz ve madem şu an hukukun temel taşını oluşturan insanlar bizlerin içinden çıkıp o makamlara oturdu... neden yüzde doksan ksürü müslüman olan ve bu müslümanların içinden çıkıp o makamlara oturan insanlardan bu konuda şikayetçiyiz? biz mi onları yetiştiremedik? yoksa onlar mı, inançlarımıza ve bizlere ihanet ediyorlar?

nüfusunun yüzde doksan küsürü, kur'an-ı kerim'e karşı saygılı olan bir ülkede; nasıl olupta askeriye, hukuk ve benzeri önemli noktalara, islam'ı ve kur'an-ı kerimi yok sayan, önemsemeyen insanlar yerleşti? yüzde doksan küsürlük kesim neyi unuttu? neyi eksik bıraktı?

şapkayı önümüze alıp ne zaman düşünmeye başlayacağız?