zall'a arkadan sımsıkı sarılmak

(bkz: eliyle ağzını örten surat)

Bu gece sabaha karşı farkına vardigim durumdur nonoşlar. Sabah kalktigimda bı ıslaklık hisettim picamamda, ay yine altıma isedim sanırsam diye iç gecirirkene durumun aslında öyle olmadığına ayiktim.

Zira rüyamda aşkımı, zall i görmüştüm. Sonradan hatırladım. Böyle ponçik bı bodrum katimiz vardı,kapısı, pencereleri ,duvarları gökkuşağı renklerinde ama mutlu olmaya yetmemiş zira zall beni aldatmisti, itiraf etmiş, evet dedi ben de seni aldattım, birkaç kez de deyil üstelik diyerek.

Tamam modern, çağdaş, ışıklı bir birey olabilir, Bı kez boynuzlanmayi sineye çekebilirdim fekat bı kaş keze taammül etmem zordu zira gavat deyildim ama afettim, bı daha olmaması şartınlan, çünkü anlayışlı bir bireydim, barbar deyil.

Ama şüpe etmeden de duramiyodum. Yine bı gün iş yerinde, bizim esnaflar güzellik salonundaykene içime kurt düştü. Nabiyo lan acaba bu orusbu, yine bakkal mahmut u eve almasın lan sakın bu diye halüsilasyonlar düşünmeye başladım, yok yha ne kadar orusbu olsa da yemini tutar, beni aldatmaz, bu kadar da deyil diye avutsam da kendimi kurdun dişine kan deymisti.

Ardından, orusbunun yemini bakkal Mahmut un veresiye defterini görünceye kadardır atasözü aklıma gelince çıldıracak gibi oldum. Cepten aradım zall i, açmadı, vassabtan yazdım görmedi. Erkenden ayrıldım salondan, zira pazılın parçaları yerlerine oturuyor, zall yine beni aldatiyordu, bu na emindim,zall lan bakkal Mahmut, kasap Hayri, manav Hüseyin'e suç üstü yapıp hepsine birden kaymaya karar verdim.

Vazelin, kayganlastirici, krem falan suç aleti ne varsa aldım üstüme , reyalde aslında çok kibar, nayif, yumuşak, ponçik citkirildim olan ben bı ekepeliye dönüşmüştüm adeta. Hepinizi skicem olum lan, karım yabicam lan hebinizi diye bağıraraktan çıkmışim salondan, diyer trafesti arkadaşlar ise uyanmış, olgay yabma, elini kana bulama, deymez bı orusbu için felan diye sakinleştirmeye calismislar ama dinlememisim.

Atladığım gibi benim reno 9 a (LPG li , on camlar otamatik )badanaj çeke çeke gitmişim, arkamdan araçlar birbirne girmiş, ben hatirlamiyom tabi, çok sinirlendiyim için.

Neyse, o hızla eve geldim. Lan kahbe, bunu da mı yapicektin bana lan, bunuda mı yapicektin diye bağırarak direkt yatak odasına daldım ama oda boştu, sakinlestim biraz sonra lan banyo fantazisi mi yabiyo bunlar diye düşününce tekrar delirdim, banyonun yolunu tuttum, daldım içeri ama orda da kimse yoktu, lan Mart kedisi gibi damda mi tren yabiyo lan yoksa bunlar diye düşündüm.

Tam bir elinde vazelin, diyer elimde kayganlastirici çatıya çıkacaktım mutfaktan bı ses duydum. Aşkımın sesiydi bu, şarkı söylüyordu bebeyim kulaklıkları takmış, tuttu fırlattı kalbimi ezdi üstünü ciynedi, zamanla geçer dedi zamanla zamanla diye. Yalnızdı ne kasap Hüseyin ne de bakkal Mahmut yoktu.

Pembe tangasini, üzerine kırmızı sudyenini giymiş pazardan aldığım patlıcan ve pirasalari yokluyordu nonoşum , iki elinlen sarıp sarmaliyordu. Fark etmedi beni. Çok mağsum ve bir o kadarda seksi yine bir o kadar güzel ve bir o kadarda kustahdi Allah'ın belası, sessizce izledim. Patlıcanlari eline alip ellemesine bakindim bı sure.

Ardından Dünyam başıma yıkıldı o an , nasi yaptım, nasi böyle bı hataya düştüm ben ah essek kafam ah diyerek sarma sigara yaktım. Kokudan anlamış olucekki bebeyim hemen döndü olgayyy ne işin var bu saatte , senin işte olman gerekmiyomu diye sordu. Beni aldattığını düşündüm diyemedim tabi.

Affet beni aşkım affet diyerek arkadan sarıldım buna mutfakta, noluyo ayol, ne afetmesi felan derkene ama öyle böyle deyil, çok pis sarıldım. Ayy noluyo deli manyak, kudurdunmu bu saatte olmaz desede dinlemedim. Artık nasi sarilmissam mutfak dezgahini yerinden oynatmisiz nonoşlar. Sonrası mağlum işte, sabah kalkincaki ıslaklık, yorgunluk , rehavet, pişmanlık ve gusül. Ah aşko ah!