bugün

hep yunus emre'nin mağara hikayesi gelir aklıma,

--spoiler--
.... Yunus Emere, hocasına görünmeden gizlice çıkar ve yola koyulur.
Hocası Yunus'un nerede olduğunu sorunca ayrıldığını söylerler ve "Ah sabırsız Yunus" diye söylenir
Yolda bir mağaraya sığınır bakarki içeride başkalarıda vardır Selam verir hoşbeş ederler..
Derken karınları acıkır. Tanımadığı bu insanlar ellerini kaldırıp Allah'a dua ederler. Yunus ne görsün gaibden gelen sofra hazır onları bekliyor. Tabi bu duruma çok şaşırır. Yemeği yerler ibadet eder, sohbet derken tekrar acıkırlar. Bu sefer Yunus'a derler ki haydi bu seferde sen dua ette Allah rızkımızı göndersin.Tabi bu Yunus'un hiçte alışık olmadığı bir durumdur. içinden derki Yarabbi beni mahcup etme. Bu insanlar kimin yüzüsuyu hürmetine Senden istiyorlarsa onun hürmetine rızkımızı gönder der. Ancak bu sefer gelen sofra herzamankinin iki katı kadardır. Adamlar şaşırır ve derki sen kimin adını vesile yaptın bize de söyle de bundan sonra onu vesile yapalım.
Yunus der ki ben sadece sizin vesile yaptığınız zatın hürmetine istedim peki siz kimin adına dua etmiştiniz diye sorar. Onlarda bizler falan yerde Taptuk Emre'nin dergahında kalan çok mübarek ancak kendi durumundan habersiz olan Yunus'un adını vesile yaparız deyince adeta Yunus'un başından aşağı kaynar sular dökülür ve kendisininde ermişlerden olduğunu anlar ve pişmanlık duyar.

--spoiler--