bugün

Yönetmenliğini Yavuz Özkan'ın yaptığı Sadri Alışık ve Mehmet Aslantuğ'un oynadığı filmdir.
karmakarı$ık, arap saçı gibi anlamlara gelen bir deyimdir ayriyeten.
şöyle bir oyuncu kadrosuna sahip olan, sadri babanın son filmi: sadri alışık, mehmet aslantuğ, derya alabora, oktay kaynarca, şahika tekand, ege aydan, macide tanır...
(bkz: yemeksepeti)*
sadri alışık'a 1994 yılında en iyi erkek oyuncu ödülü kazandıran film.
sadri alisik'in evin saf ayagina yatip her boku bilen baba rolunu cok iyi canlandirdigi guzel film, bence mehmet aslantug icin de dizi donemini acan film oldu.
çok iyi bir giriş sahnesi vardır. kısaca bahsetmek gerekirse gündemin hiçmi hiç değişmediğini savaşlar, terör, ekonomik sıkıntılar, paparazziler ve futbolun hep gündemde kaldığından bahsederek bazı trajik görüntülerle insanı düşündürmeyi hedefleyen film. tavsiyem filmi izledikten sonra çok eski (en az 4-5 yıllık) bir haber bültenini komple izleyiniz. o kadar anlamsızlaşabiliyor ki... gündemi belirleyen birilerinin olduğunun farkına varabiliyorsunuz.
yakalanan yengeçlerin koyulduğu sepetlerin kapaklarının kapatılmaması durumu. kaçmaya çalışan yengeçlerin, kendi familyaları tarafından alttan çekilerek kaçmalarının engellendiğini anlatır.
baştan sona çalıntı bir film hatta trt'de yapılan bir sinema programında bu film ve neredeyse aynısı olan diğer film arka arkaya gösterilip yönetmeni rezil etme girişiminde bulunulmuştur.
büyük usta sadri alışık' ın son filmi, koca şehrin, gürültüsü, kargaşasından kaçarak göl kenarında, sakin, huzurlu yaşama sığınmış, yaşlılığın keyfini süren bir çiftin, bir kız ve 2 oğlu 'ndan oluşan çocuklarının, gelinlerinin, damatlarının ve torunlarının bir hafta sonu tatilinde bir araya gelmelerinin hikayesini konu alan yavuz özkan filmi.
bu filmden sonra, 7. ankara film festivalinde, derya alabora en iyi yardımcı kadın oyuncu, sedat karadeniz en iyi kurgu ödülüne layık görülmüştür. ayrıca büyük usta bu film de hiç konuşmadan nasıl rol yapılacağının dersini vermiştir bir kez daha...
sadri alışık'ı gerçekten çok severim. bir filmi acımasızca eleştirip oyuncunsundan yönetmenine, senaristinden ışıkçısına, hiç kimseye haksızlık etmek de istemem. fakat bu film, yani tutamıyorum kendimi ne kadar istesemde; çok kötü be arkadaş.

tamam, filmin anlatmaya çalıştığı şeyi gayet iyi aldık, "yengeç sepeti" ismi cuk da oturuyor zaten; mamafih anlayıp kavramak için sadece 5 dakikamı almış bir malzemeyi filmin tümüne yaymak, bu kadar iyi oyuncular bulunduğu hâlde onlara performans gösterme şansı tanımamak ve saçma sapan, tutarsız, mantık dışı textler yazıp birbirinden kopuk sahneleri berbat ötesi bir çekimle izleyiciye sunmayı ben anlamsız buldum.

sadece iyi oyuncu yığını olan kötü bir film. üzülüyorum bunları yazarken ama öyle. sadri ustanın son filminin bu film olması da içler acısı bir durum. aldığı ödülleri de öldükten sonra büyük ustaya saygı maksadıyla verdiklerini düşünüyorum.

üç maymun ve yumurta'dan beri izlediğim en kötü filmdi. hayatımdan bir 90 dakika çöpe gitti ne yazık ki.

not: filmin başında "çınar ağacı" tandansı yakalamıştım, çınar ağacı bu filmle kıyaslandığında imdb'de top 10'a girer.