bugün

kızarmış ve pişmiş soğandan nefret eden birisinin yapacağı eylem. tıpkı ben gibi.
aile fertlerinden birinin soğan sevmemesi halinde annelerin yapmak zorunda olduğu durum. ama asıl sorun o evde soğan sevenleri bekler. kardeşiniz sevmiyor ya siz de bu zevkten mahrum kalırsınız.
bir de koyamamak vardır. bu eylemi de anlayamayanlar için şöyle tarif etmek gerekirse:
soğan koymak istersiniz ama soğan yoktur. ya da siz soğan koymak istersiniz ama çoğunluk istememz. ve neticede soğan koyamamış olursunuz.

aslında yemeğe bir şey eklenecekse bu daha çok "... katmak" diye ifade edilir. bunu da böyle bir anımdır.
yıl olmuş 2011 yemeğe lezzet verenin soğan olduğunu halada farkedememiş olan, soğan sevmeyen bir kızın yapacağı eylemdir.
soğanın kalmadığını tüm herşeyi hazırladıktan sonra farketmekten doğan durumdur.

genellikle öğrenci evlerinde karşılaşılır.

hep de soğan biter. çünkü az alınır.

öptüm.
büyük eksiklik yaratacak eylemdir. soğan, özellikle zeytinyağlı yemeklerin olmazsa olmazıdır.

(bkz: kalk kız soğan hazırla)
mesela menemene katıldığında, menemeni ağzına atıp çiğnerken 'ciyıırk' diye soğan sesi gelmesinde hoşlanmayan,içi bir hoş olan kişinin eylemidir, lezzetli olsun ya da olmasın.
evleneceğim kadında aradığım en önemli özellik. etin kilosu olmuş 40 lira sen git 40 liranın içine de 1 kilo soğan doğra. utanmasa pastaya da soğan koyacak. sevmiyorum arkadaşım, koymayın her yemeğe şu mereti.

buradan halama da sesleniyorum ;
hala! sevmiyorum senin yemeklerini. her şeye soğan katıyosun o yüzden çocukluğumdan beri senin yemeklerini tokum diyerek yemiyorum.

(bkz: bir çuval inciri bok etmek)
mallıktır. yemeğe soğan tat verir.
yemeğin tadını kaçırır. yahu pişmiş soğan yemeğin içinde zaten kaybolur. nasıl onu görüp de yemek istemiyorsunuz hayret doğrusu. tabii at kafası büyüklüğünde doğramamak lazım onları. yoksa göze batar.
güncel Önemli Başlıklar