bugün

bekarlıkta ihtisas yapmış erkektir , mutfak darmadağın çöpün ağzı açık , gözü bir kenarda duran gazeteye bakmakta , odadaki açık tv yalnızlığını bir nebzede almakta , sigaranın külü düşmek üzeredir , alınan sebzeler günübirlik yemeklik için en yakın manavdan alınmıştır , yapılan yemeğin lezzeti kıvamı o kadar da önemli değildir , işten gelmiş yorulmuş bir bedeni doyurmaya çalışıyordur.
yaptığı yemeğin süresini sigarasına göre ayarlar.

mesela sigarasını yakar.
o arada yumurta kızartmak için tavaya yağı koyar.
sigarasından bir nefes alır.
sonra yumurtaları kırar.
bi nefes daha.
ne zaman sigaranın külü bir sigara boyunun yarısı kadar oldu o zaman yumurtayı alır ocaktan.
rafadan veya iyi pişmişi de duruma göre ayarlanır. *
her aklıma geldiğinde midem bulanır. zaten sigara ve kokusundan nefret ederim, bir de o iğrenç koku tükettiklerimize bulaşınca iyice delleniyorum. bizim komşu teyze de böyle bi elinde sigara, kafasının tepesinde sakız, diğer eliyle yemek yapardı. mutfakta duramazdım onu öyle görünce. o derece.
(bkz: beni tanıdılar sen kaç)

edit: yemek yaparken sigara içen insandır.
bir de sigarasını ocakta pişen tencerenin altındaki ateşe eğilip yakıyorsa; candır o can.
bu insan düdüklünün sibobunu indirdikten sonra hazır çorbayı karıştırıken yakar efendim bu sigarayı. o sırada bi de radyodan trt türkü açılır. gıy gıy gıy, yuvarlanıp gidilir. (bkz: aa bu benim lan)
bir şekilde o sigarayı ıslatmayı da becerebilen insandır. hay allah, bak şu işe bakışı atıp sigarayı çakmakla kurutur hemen. bir nefes çekip sigarayı kontrol eder sonra kendince..