bugün

Sözlüğün, yazarın zihnine bıraktığı hatırlanası anlardır.

Anlatıyorum çocuklar; geçen oturdum yine, okumadan eksiliyorum hepinizi, bir elimde puro, diğerinde viski. Bir neşe almış beni, yapıştırıyorum eksiyi, Erol Taş gibi yüksek oktavdan, çok da içten şekilde gülüyorum.

içeri yardımcım Thomas girdi, efendim dedi, beni affedin size sormadan bir şey yaptım. Dedim nedir oğlum, anlat bakalım. Hıyar gitmiş benim sözlük yazılarımı global bir yazarlık yarışmasına yollamış, birinci olmuşum da cannes'e gidip ödülü almam lazımmış. Hiç sevmediğim işler kalitemle övünmek. Ulan Thomas dedim, iyi niyetlisin ama malsın! Tadım çok kaçtı ama anlatamam nasıl. Sonra durdum, bana ne iyi gelir dedim. Aklıma siz geldiniz çocuklar. Dedim şunlara basayım eksiyi, yine neşeleneyim. Aynen de öyle oldu, verdikçe eksileri yine mutlu hayatıma döndüm. Cansınız, obtum kib bb.
Yazarlara sadece sozluk sayesinde vukubulan olayların, hatırda yer etmiş halleri.

Ben 2010'da geldiğimde çaylak olmuştum lan. Benim gibi bir üstat nasıl çaylak yapılır diye merak ettiniz değil mi? Çekemediler mirim, çekemediler. Her yazımın olay olmasını, adımın sözlüğün dahi önüne geçmesini kaldıramadılar da ondan.

Sonra tabi özürler, ne olur gel yazlar, kalitemizi arttırlar falan mesaj kutuma doldu ama ben isim verip kimseyi rencide edecek biri değilim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar