bugün
- arda güler14
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı58
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması13
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur32
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi11
- ruh varsa neden görünmüyor10
- türklerden adam çıkmaması13
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması16
- mert hakan yandaş14
- dokunmaya kıyamadan sevmek15
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası10
- anın görüntüsü23
- alex de souza12
- karıya kıza doymuş erkek25
- manitayla yapılacaklar12
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi18
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı10
- bik bik'in cinsiyeti14
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor11
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur9
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi16
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190510
- erkolar kapatılsın11
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- nervio8
- türklerin çok kolay devlet kurması9
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri9
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- risale i nur21
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- selahattin demirtaş9
- allaha küfür etmek10
tabzonlu şari, yazar, düşünür.
http://www.yasarbedri.com/
tayy ı zaman meseli
vakit tamam! penceremin pervazında hercaîzaman
eyzan eyzan üstüne! karanlığımızı öğütsün seninle
dedim ki: unutmabeni... tuzu, inciri, zeytini...
çiy damlasında serpelense imâ. o rüzgâr! vedâ tozları ile
açsam, bir gülün uykusunda saklasam kendimi.
http://www.yasarbedri.com/
tayy ı zaman meseli
vakit tamam! penceremin pervazında hercaîzaman
eyzan eyzan üstüne! karanlığımızı öğütsün seninle
dedim ki: unutmabeni... tuzu, inciri, zeytini...
çiy damlasında serpelense imâ. o rüzgâr! vedâ tozları ile
açsam, bir gülün uykusunda saklasam kendimi.
bu şiir yakılmak içindir!
erden söz ateşine çekiyor bizi, ateşi
incitme
suretimizde çürüyen hüzün sen bile
savruldukça tenimiz paslı sarkaca
üşüyecek
sin
talanın küllerinde eşelen uygarlık sen,
ısrarla/doğurup, büyüttüğün
kendi çocuğunun leşlerine
direniyorsun!
erden söz ateşine çekiyor bizi
sözü incitme.
sana
en güzel şiirlerimi/yazın perçemine
karışınca terim
tay/
ların yelesinde okuyacağım.
karışacak söz
şantiyelerin kirecinde çoğalan
ağustos böceklerinin
çıldırtan uğultusuna.
yaka cebinde
sakladığın sevgili fotoğrafını
öpüp öpüp içlenirken
bilmelisin
yolcunun tebdil-i mekanda ülkesi olmaz.
toplanmış
dil yalayıcıları
musallanın yorgun
ve çürümüş ağacını konuşuyor.
söylenecek sözleri kalmamış gibi.
en son iplikleri ve çiçekleriyle tavaf ediyor
ustasının
mermer
kabrini.
semenderin ayak izinde yürüyen yolcu
kaynayan
ve
dökülen suyun
sesine karışıyoruz
yarın
senin yolculuğuna katılamayacağım
bağışla
sana hüzün dolu şiirlerimi
dünyanın
cehenneme açılan kapısında
o
k
u
y
a
c
a
ğ
ı
m
şimdi bizim oralar, soğuk ve sistir.
kurumuş toprağa düşen yağmurun
genzimi acıtan kokusuna karışır hatıralar
sen karışırsın
ipek yumuşaklığında donup kalan bakışınız
ıslak tende buğulandıkça,
hiç
yolcu
olmamışım sanki
ve sen hiç sevmemişsin.
-kağıt kayıklarımızın bile batırıldığını
biliyor musun?
ben yolcu, aynadaki adam! derinliğim
suya emanet.
ihanet
ve
fitne kuşları fır dönüyor.
;şimdi ustam; kuşlari.
sana şiirlerimi yüregimin
memodasinda okuyorum.
yüzünü saklayan cellat
gece kabuslarindaki
azgin firtinada kaybolur
ölüm/cüzdanimizda taşidigimiz
yirtik fotograf.
kendini kiyiya vuran denizci
yaralarima ezerken midye kabuklarini
ve yosunu
açilan her yaraya tütün basan ellerinde
uyudum.
kasiklari çatlayincaya kadar gülen
sonra kadehleri infaz kalemi
diye kiran
dina/
zorlar dizilmiş rüyalarima.
sözcüklerimi devşiren lugat
yetmiyor/yetmeyecek söz
dokundukça uzak bir kentin çürüyen
uygarligina.
acı yok!
sahipsiz bir ülkenin soyagacinda titreyen
çok yaşayin ve varak apoletli
hepbana kuşlari uçuyor erincimizde
aci yok!
dokunulmazligi kalkmiş ölüler konuşacak!
dokunulmazligi kalkmiş ölüler
dokunulmazligi kalkmiş
dokunulmazligi
acilariyla, tekrar,tekrar çekilirken dar
agacina
egilmeyen gölgeleri hiç yolcu olmamişti
gencecik kalmiş
gövdeleri atlaslara sigmadi hiç!
sen, kavganla barişik yaşadin hep
kavganla güzelleştin ölürken bile
gece diyorum/karanligi üstümüze
örten zaman
degil
ne de kiskanç sevgili
düş yolculugumuzdaki
huysuz kisrak.
şeylerin aynasinda ruhumun firtinasi
çogaliyor.
ah!
kehaneti fisildiyor agustos
böcekleri,
sögüt dallari.
gece diyorum/karanlik renk degilmiş
sen mülkünle aşksizdin,
senin bitmeyen yolculugundu
tek kişilik mutluluk.
ne çok yolcu gibiyiz! yorgun kenti
teslim ederken gerillasi oldugumuz
uzun geceye
paketimde buruşturdugum sigaramla
paylaşirim yalnizligimi ve korkularimi
şimdi
açiklamasi olmayan bir ima ile geçiyorum
kalabalik
sözleri
dokunulmazlığı kalımış
ölüler konuştu:
hüzündür,
yolcusu oldugumuz zaman!
körfezde ne garip uluyordu akşam
konuşmuyordun
zeytin
&
tuzdu
çağın ve sevgilimin zinasından
kaçırdığım..!
erden söz ateşine çekiyor bizi, ateşi
incitme
suretimizde çürüyen hüzün sen bile
savruldukça tenimiz paslı sarkaca
üşüyecek
sin
talanın küllerinde eşelen uygarlık sen,
ısrarla/doğurup, büyüttüğün
kendi çocuğunun leşlerine
direniyorsun!
erden söz ateşine çekiyor bizi
sözü incitme.
sana
en güzel şiirlerimi/yazın perçemine
karışınca terim
tay/
ların yelesinde okuyacağım.
karışacak söz
şantiyelerin kirecinde çoğalan
ağustos böceklerinin
çıldırtan uğultusuna.
yaka cebinde
sakladığın sevgili fotoğrafını
öpüp öpüp içlenirken
bilmelisin
yolcunun tebdil-i mekanda ülkesi olmaz.
toplanmış
dil yalayıcıları
musallanın yorgun
ve çürümüş ağacını konuşuyor.
söylenecek sözleri kalmamış gibi.
en son iplikleri ve çiçekleriyle tavaf ediyor
ustasının
mermer
kabrini.
semenderin ayak izinde yürüyen yolcu
kaynayan
ve
dökülen suyun
sesine karışıyoruz
yarın
senin yolculuğuna katılamayacağım
bağışla
sana hüzün dolu şiirlerimi
dünyanın
cehenneme açılan kapısında
o
k
u
y
a
c
a
ğ
ı
m
şimdi bizim oralar, soğuk ve sistir.
kurumuş toprağa düşen yağmurun
genzimi acıtan kokusuna karışır hatıralar
sen karışırsın
ipek yumuşaklığında donup kalan bakışınız
ıslak tende buğulandıkça,
hiç
yolcu
olmamışım sanki
ve sen hiç sevmemişsin.
-kağıt kayıklarımızın bile batırıldığını
biliyor musun?
ben yolcu, aynadaki adam! derinliğim
suya emanet.
ihanet
ve
fitne kuşları fır dönüyor.
;şimdi ustam; kuşlari.
sana şiirlerimi yüregimin
memodasinda okuyorum.
yüzünü saklayan cellat
gece kabuslarindaki
azgin firtinada kaybolur
ölüm/cüzdanimizda taşidigimiz
yirtik fotograf.
kendini kiyiya vuran denizci
yaralarima ezerken midye kabuklarini
ve yosunu
açilan her yaraya tütün basan ellerinde
uyudum.
kasiklari çatlayincaya kadar gülen
sonra kadehleri infaz kalemi
diye kiran
dina/
zorlar dizilmiş rüyalarima.
sözcüklerimi devşiren lugat
yetmiyor/yetmeyecek söz
dokundukça uzak bir kentin çürüyen
uygarligina.
acı yok!
sahipsiz bir ülkenin soyagacinda titreyen
çok yaşayin ve varak apoletli
hepbana kuşlari uçuyor erincimizde
aci yok!
dokunulmazligi kalkmiş ölüler konuşacak!
dokunulmazligi kalkmiş ölüler
dokunulmazligi kalkmiş
dokunulmazligi
acilariyla, tekrar,tekrar çekilirken dar
agacina
egilmeyen gölgeleri hiç yolcu olmamişti
gencecik kalmiş
gövdeleri atlaslara sigmadi hiç!
sen, kavganla barişik yaşadin hep
kavganla güzelleştin ölürken bile
gece diyorum/karanligi üstümüze
örten zaman
degil
ne de kiskanç sevgili
düş yolculugumuzdaki
huysuz kisrak.
şeylerin aynasinda ruhumun firtinasi
çogaliyor.
ah!
kehaneti fisildiyor agustos
böcekleri,
sögüt dallari.
gece diyorum/karanlik renk degilmiş
sen mülkünle aşksizdin,
senin bitmeyen yolculugundu
tek kişilik mutluluk.
ne çok yolcu gibiyiz! yorgun kenti
teslim ederken gerillasi oldugumuz
uzun geceye
paketimde buruşturdugum sigaramla
paylaşirim yalnizligimi ve korkularimi
şimdi
açiklamasi olmayan bir ima ile geçiyorum
kalabalik
sözleri
dokunulmazlığı kalımış
ölüler konuştu:
hüzündür,
yolcusu oldugumuz zaman!
körfezde ne garip uluyordu akşam
konuşmuyordun
zeytin
&
tuzdu
çağın ve sevgilimin zinasından
kaçırdığım..!
külliyatı;
şiir:
bağıracağım (1976)
azad ettim yürek seni (1978)
idris (1980, 1984, 1997)
adını koyamadığım (idris'le beraber,1984, 1997)
babil'i beş geçe (192, 1997)
yorgun, derviş ve uzakta (1994)
ölüm dağlara oğul bırakınca (1996)
mutedil bir siyamlı (1999)
âh minyatürleri (2004)
yitik kalyon (2005)
anlatı:
sızıdır beyoğlu ibrânice yazılsa da (1996)
roman:
cabülka (yolcu ile derviş meseli) (2004)
şehrengiz:
trabzon'96, (1996)
albüm:
fotoğraflarla trabzon (2005)
şiir:
bağıracağım (1976)
azad ettim yürek seni (1978)
idris (1980, 1984, 1997)
adını koyamadığım (idris'le beraber,1984, 1997)
babil'i beş geçe (192, 1997)
yorgun, derviş ve uzakta (1994)
ölüm dağlara oğul bırakınca (1996)
mutedil bir siyamlı (1999)
âh minyatürleri (2004)
yitik kalyon (2005)
anlatı:
sızıdır beyoğlu ibrânice yazılsa da (1996)
roman:
cabülka (yolcu ile derviş meseli) (2004)
şehrengiz:
trabzon'96, (1996)
albüm:
fotoğraflarla trabzon (2005)
şairliğinin yanında aynı zamanda profesyonel moturcudur. motor festivallerine katılır. araç olarak motorunu kullanan kendine özgü tarzı olan şairdir.
güncel Önemli Başlıklar