Nam-ı Kemal, Osmanlıca'da bir fıkra veya kısa hikâye anlatılmaya başlarken kullanılan ve "adamın biri" anlamına gelen bir terimdir. Sonradan bu terim kullanılarak anlatılan fıkraların neredeyse tamamının müstehcen bir karakter alması, ve halk dilinde de, "Nam-ı Kemal" yerine, tamamıyla yanlış ve ses benzerliği dışında hiçbir dayanağı olmayan bir şekilde vatan şairi Namık Kemal'e atfedilmeye başlaması ile bu terim evrim geçirmiş olmaktadır.

http://tr.wikipedia.org/w...Kemal_f%C4%B1kralar%C4%B1
baştan söyliyim +18 olup accayip komik fıkralardır... dediğim gibi çok terbiyesizdir, sonra ay bu site çok terbiyesiz. gidijem buralardan kaçıjjamm triplerine girmeyin.

ayrıca şu aynştayna da kulak verin (#5677443) ha namı kemal ha namık kemal.. okuyun işte;

namık kemal bilimadamları ile transanlatlantik bir gemi yolculuğuna çıkmış. rus bilimadı malafatı çıkarı okyanısa salmış ve "suyun sıcaklığı 5 santigrat" demiş. japon bilimadamı daldırmış ve "yanılıyorsunuz suyun sıcaklığı 5.3 c derece" demiş.
derken namık kemal küheylanı daldırmış ve "beyler sıcaklığını bilmem ama derinliği 17.5 metre" demiş.

tanım: güldüren fıkralardır.
bir gün avrupada maymun sikme yarışması yapılır
bir ingiliz bir alman bir fransız ve namık kemal her birine bir maymun verirler
ingiliz bir ayda 9 tane maymun doğurtur alman 7 tane fransız 11 tane namık kemale bakarlar 2 tane
basın mensupları sorar:
neden böyle oldu
namık kemal:
orospu çocukları erkek maymun verirlerse ancak bu kadar olur...
bir kadınla en çok kimin birlikte olabileceği konusunda bir yarışma yapılıyormuş, dayanırsa kadın dayanamazsa yarışmacı büyük ödülü alacakmış ve bizi temsilen de namık katılmış.her postadan sonra da duvara çarpı

atılıyormuş. neyse alman başlamış 1,2,3 tıkanmış. ingiliz başlamış 3,5,7 o da tıkanmış. fransız 15,20 derken o da kalmış. bizim namık başlamış 70,80,90 derken durmak bilmiyor. bakmış kadın iş kötü, namık'ın duracağı yok, bizimki 95.yi yaparken

'yok efendim bu 94.' diye tutturmuş. namık:

'olur mu hanfendi 95 oldu, burada boşuna mı çarpı atıyoruz, sayıyoruz' dese de kadın dinlemiyor

'hayır bu daha 94.'diyormuş.en sonunda bizimki zıvanadan çıkmış:

'sikerim şimdi çarpını da seni de,sil hepsini sıfırdan başlıyorum.'
madrid te dünyanın en büyük yarrağını seçme yarışası yapılır. yaışmacılar ingiliz fransız rus arap ve bizim namk kemalmiş. ingiliz açmış 29 cm. rus açmış 1.34 cm fransız açmış 2.01 cm. arap açmış 6.99 cm. bakmışlar bizim nam-ı kemal ortada yok. tam o srada stadın ortasına bir yarrak uzanır ve ucunda bi not vardır
- acele işlerimden dolayı yarışmaya istanbuldan katılıyorum. namık kemal
(bkz: nam-ı kemal)
(bkz: namı kemal)
(bkz: namık kemal)

olmayan fıkralardır.

koskaca edebiyatçı lan adam.
bir gün nam-ı kemal bir papağan alır ve eve getirir. n.kemal uçkuruna düşkün ve hergün eve farklı hatunlar getiren bir hayat sürmektedir. tabi bir hatunla ilişkiye gireceği vakit papağan bunları izlemeye başlar, bundan da n.kemal rahatsız olur ve papağanı aldığı yere gider ve durumu anlatır satan kişi papağanın kulağına eğilip ona senin g*tünü s*kerim dersen gözlerini kapatır der. bunun üzerine n.kemal eve sarışın bomba gibi bir hatun götürür yine ilişkiye girecekleri zaman papağan bunları izlemeye başlar. n.kemel kalkar ve papağana senin g*tünü s*kerim der. tabi papağan hemen gözlerini kapatır. bunun üzerine kadına derki: sen bacaklarını ayır ben burdan masaya oradan sehpaya oradan kanepe ve oradanda senin üstüne atlıyacağım. o sıra papağan yine gözlerini açar. n.kemal papağanın gözlerini kapaması için tekrar küfür eder. papağan o zaman derki anamıda s*ksen bu pozisyonu kaçırmam.
namık kemal, japon, alman ve ingiliz en çok kimin karpuz taşıyacağı üzerine iddiaya girerler. japon der ki: ben iki tane taşırım koltuklarımın altına alarak. ingiliz der: bende 4 tane tasırım iki koltuk altına ikide omuzumun üstüne alırım. alman da der ki: bende beş tane taşırım herkes şaşırır nasıl taşırsın ya? iki tane koltuk altına, iki tane omuzlarımın üstüne, bir tanede yarragima takarım demiş. sıra namık kemal'e gelir, namık kemal der bende 9 tane taşırım iki koltuk altına, iki omuzlarıma, almanıda yarrağıma takarim.
ülkenin birinde azgın mı azgın bir kadın varmis. kimse bu kadını cinsel doyuma ulaştıramamış! en sonunda akıllara namık kemal gelmiş. olsa olsa bu işi o becerir demişler ve çağırmışlar!
namık kemalin de "ben bu işi ancak karanlık bir oda da yaparım" diye özel bir isteği olmuş.
neticede namık kemal ve kadın karanlık bir oda da başlamışlar sevişmeye.
1 saat, 2 saat 3,5,7,10,15,20 saat olmuş. ikisinde de tık yok.
48 saat sonra artık kadın pes etmeye baslamış ve seslenmiş:
-yeter artık namık kemal yeter, ben öldüm!
-ne namık kemal´i abla ben recep!
-recep mi??? peki ya namık kemal? o nerde?
-o dışarda bilet kesiyo abla
namı kemal bi gün der ki: allahın adını verdim artık karı s.........m der ve dağın başına yerleşir. 3 yıl sonra artık abazalık canına tak etmiştir her gün hayvan s......e otuzbir çekmekte fakat bi türlü karı si...memektedirr. yağmurlu bi gecede her tarafı sırılsıklam göğüs uçları ortaya çıkmış fıstık gibi bi hatun gelir der ki:
-arabam bozuldu geceyi sizde geçirebilirmiyim?
namı kemal kabul eder. hatun odasında soyunurken bu dayanamaz ve anahtar deliğinden bakar bi de ne görsün hatun çırılçıplak. hemen dalar içeri ve hatunu 2 saat anırta anırta s....r. sonra hatun şeytana dönüşür ve der ki:
-sana çok büyük bi günah işlettirdim ne düşünüyosun?
namı kemal hiç istifini bozmadan cevap verir:
-ulan şu dünyada bi şeytanı sikmediğim vardı onu da siktim ya artık gözüm açık gitmem..
Güldürücü, düşündürücü, mizahi değeri yüksek, müstehcen olan, türk erkeğinin cinsel gücünü temsil eden namı kemal'in fıkralarıdır.