bugün

karşılık beklemenin dğişik bir şekli
yapılan kötülüğün başa kakılması olmadığına göre buyrun;
(bkz: başa kakmak)
yapılan iyiliği boşa çıkarıp kişiyi daha zarara uğratan durumdur.

adamın biri, bir arkadaşının ıvır zıvır satan dükkanının önünde oturuyormuş. birden deli gibi yağmur yağmaya başlamış. evine dönmek isteyen adama dükkan sahibi olan arkadaşı, dükkanından şemsiye verip göndermiş.
sonra her gördüğünde dükkan sahibi arkadaş, bu adama "ne yağmur yağıyordu be! ben o gün o şemsiyeyi vermeseydim ne olurdun dimi? ehi ehi şeklinde başa kakmaya başlamış. aynı durumu bir kaç kez yapmış. yine bir gün meydanın birinde arkadaşına denk gelen kazma bünye başlamış aynı şemsiye geyiğine....
-abi o gün sana o şemsiyeyi vermeseydim ne olurdun lan? ehi ehi.

adam sinirlenmiş ve meydanda bulunan belediye havuzuna atlamış. sırılsıklam bir vaziyette arkadaşının yanına gelmiş ve;

-aha böyle olurdum, demiş.. ve uzaklaşmış..
kaşıkla verip sapıyla gözünü çıkarmaktır.
sömürmektir.
"beni övmelisin, yaptıklarımı cevapsız ve teşekkürsüz asla bırakmamalısın, sürekli hatırlayıp her fırsatta beni onore etmelisin" gibi mesajlar barındırır. psikolojik anlamda güçsüz bir kişiliği ifade eder bu durum.

"ben senin için şu kadar yoldan geliyorum, şu kadar saat uyumadım, çok yoruldum ama sen benimle sevişmiyorsun!"

bu şekli de gayet aşağılık bir ilişki anlayışının ürünüdür. kişiye "madem sırf sevişmek için bu kadar yoruluyorsun, hiç yorulma, bir daha asla yorulma sen" gibi şeyler düşündürür. niyeti açık etmek gibi bir şey. ama en olmayacak şekli yani.
ona iyilik değil, karşılık bekleyerek yapılan iş denilir.
yapılan iyilik ile başa kakma birbirini götürür. sonuç 0 olur.

(bkz: sadeleştirme)
eğer bu iyilik karşılıklıysa yani borç paraysa ve iyiliğin karşılığının zamanı uzatılmışsa hatırlatılması gereken durumdur, hatırlatan için de sinir bozucudur.