bugün

eşşek kadar adam olup da bir cümleyi anlama kabiliyetinden yoksun adamın edebi beyanatıdır.

cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak yükseltecek olan sizlersiniz

yahu şu kadar açık ve net bir cümleyi nasıl anlamazsın be adam. neredeyse 100 yıl olacak bu cumhuriyet kurulalı. nefret dolu olduğun adam hakkın rahmetine kavuşalı yetmiş yılı aşmış. hala gak guk yapılıyor. kurulan cumhuriyet yüz yıldır anca bir arpa boyu yol kat edebildi ise bunu kuranların ne günahı vardır. bu kadar saçma bir beyanat olabilir mi yahu.
bir ahmet altan beyanatıdır.
sırf bu gibi herifler için zaman makinesi yapıp bunları 1907 yılına götürüp bırakıcam.
mustafa kemal'e yönelik ve acımasızca ifadelerle dolu bir köşe yazısıdır.

- neden mi?

- halkını küçümseyen bir lider, bu denli sinmiş, ezik ve bugün dahi haklarını arama bilincini tam olarak kazanamamış bir ulusla, devrin en güçlü emperyalist devletlerine karşı, nasıl olur da bir ulusal kurtuluş mücadelesine kalkışabilir ve o ulusa 'çağdaş medeniyetler düzeyini' hedef olarak gösterebilirdi?

- kentli burjuvayı ardına almayan, kırsalın, belkide yegane okumuş-eğitimli kesimi olan toprak ağalarını kendi saflarına çekmeyen ve hatrı sayılır din adamları üzerinde etkinlik kuramamış bir lider, topu-topu 8-10 yıla sığdırdığı ve ardı-ardına gerçekleştirdiği devrimlerin yerleşmesini, cahil halk tarafından kabullenilmesini nasıl sağlayabilir ve her alanda etkin bir toplumsal dönüşümü nasıl gerçekleştirebilirdi?

- ölümünden sonra, o'nun adını ve genç nesillere yönelik ideallerini kullanarak, yıllar-yılı bu ülkeyi yönetmiş, o genç nesillerin; araştırmadan, irdelemeden, analiz etmeden, doğruluğunu olduğu gibi kabul etmelerini öngören ve büyük bir kısmı bilgi kirliliğinden oluşmuş eğitim-öğretim müfredatını dayatmış, genç beyinlerin ufkunu daraltmış-köreltmiş, adeta, beyinlerini yıkamış hükümetler, başbakanlar ve bakanlardan da mı o sorumludur?

- çok partili rejime geçmek için yaptığı her girişiminde, karşısına dini motifler ve söylemlerle bezenmiş tüzükleriyle hortlayan partilere imkan tanıyarak, onca emeğini, gecesini-gündüzüne katarak kurguladığı ve her birini bizzat ilan ettiği devrimlerini, bir çırpıda heba etmesini mi beklemeliydik?

- günümüzde dahi, cahil halkı etkilemek için ellerine geçirdikleri ilk fırsatta halkın dini inançlarını istismar etmekten çekinmeyen, din bezirganlarını, üfürükçüleri, cinci hocaları ve bilcümle örümcek kafalıyı saf dışı bırakmak için verdiği çaba mıdır, o'nun suçu?

- cuntacı generalleri, yalancı tarihçileri, pespaye gazetecileri, dikta dalkavuğu politikacıları, cinayet işleyen polisleri baş tacı etme emrini o mu vermiştir?

o, genç nesillere şunu söylemiştir;

" bu cumhuriyeti bizler kurduk, o'nu geliştirip yaşatacak olan sizlersiniz. "

haklıdır da. zira, çağın gereklerine göre geliştirilemeyen ve ona ayak uyduramayan rejimler, ne denli güçlü temeller üzerine inşa edilmiş olurlarsa-olsunlar, bir zaman sonra körelerek yok olma sürecine girerler. tarih, bunların acı örnekleriyle doludur.

mustafa kemal de bir insandır. hataları yok mudur? elbette ki vardır. ancak, insanları yargılarken, hakkaniyete sığmayan karalamalarda bulunmak, o insanın değil, o'na karşı bu eylemi gerçekleştiren kişinin toplum nezdinde değerini düşürmekten başka bir işe yaramaz.