bugün

gönül laf dinlemez, aka da konar başka şeye de, gibi durumlarla örtüşen, aşkın gözünün kör olduğunu ve bir süre sonra bitebildiğini kanıtlayan söz.
aşkın gözü kördür, olmayacak bir kişiye aşık olabilirsiniz. aşk bu. gönlün kime kayacağını kestiremezsin, karar mekanizmasında beyin tamamen devre dışı kalır.

ama günün birinde bu sözü söyleyebiliyorsan, demek ki aşkın bir ömrü vardır. ilk günler gözünü kör eden aşk artık bitmiş ve gerçekleri görmeye başlamışsındır. bir süredir kalbin diktatörlüğünde olan bedende artık beyin darbe yapmış, size gerçekleri göstermeye başlamıştır.

zararın neresinden dönülse kardır derler bir de. acaba bu bir ikilem midir?
askta yanlis olmaz diyenler olabilir ama askta yanlis vardir ask karin doyurmuyor
aklima ergenlik donemi izledigim dawson's creek'den bir soz geldi; "yalnis zaman ve yanlis mekan yoktur. yanlis olan karsindaki insan."
turkce karsiligi; davul bile dengi dengine.
belki uzucudur ama yasadigimiz bu dunyada bazi gercekleri goz onunde bulundurmadan yasanmiyor asklar artik. kahrolsak bile sevgimizden bazen ayrilik kacinilmaz sonumuz oluyor. belki de en dogrusu ayrilmaktir. yine de durup dusunuyorsun "ya devam etseydi ne olurdu?" diye.
bu yuzden her sevda bir vazgecistir aslinda yada buna benzer birsey iste. ben tam hatirlamiyorum siz anlarsiniz.
bu konuyla ilgili güzel bi şarkı vardır

gönlünü gün edeni sevmez sevda
ister hep onu üzeni
her ona kucak açan olmaz fayda
bekler hep onu sileni..
(bkz: gönül bu ota da konar boka da)
anladığınızda çok geç olmuş durum.
(bkz: düşman başına)
kişinin kendi kafasında yarattığına aşık olup,bir süre sonra kendini göt etmesidir.
terk edildiğinizde, ayrıldığınızda anlayabileceğiniz başka türlü anlamanın zor olduğu hatadır...

hata? evet hatadır...

başlangıç da bunu fark etmesek de sonunda hata olduğunu anlarız... ve bu hatanın bedelini oldukça ağır öderiz... hiç fark etmesekde aşık olunan bu yanlış kişi yüzünden doğru kişileri kaybederiz... biz bu yanlış kişiyi beklerken, peşinden koşarken o sırada bizi bekleyen ya da peşimizden koşan dogru kişiyi göremeyiz çünkü aşkın gözü kördür ve bizi de hataya düşüren budur...

ama gerçekten aşık olmuşsanız, sevmişseniz o yanlış kişi değildir... her gideni yanlış kişi olarak düşünürüz ama şunu aklıma getirmeyiz "ya o yanlış kişiye -yani size- aşık olmuşsa ve bunu anladığında gitmişse?"... işte bunu da "neden ben?", "ben bunu hak edecek ne yaptım?" sorularını kendimize sormaktan aklıma getiremeyiz...

yanlış kişi yoktur, yanlış zaman vardır...

ya da siz en iyisi hayallerinizi süsleyeni sevmekten ziyade hayallerine engel olmayacağınız birisini sevin bu sayede ne hata yapmış olursunuz ne de mutsuz...

çünkü her aşk; karşınızdaki kişinin hayallerine engel olmaya başladığınızda biter/bitmiştir...

çıkarın maskelerinizi karşınızdaki de çıkarsın bir birinizin gözlerine dalın yanlış olup olmadığını o zaman anlarsınız...
*
ezginin günlüğü'nün leyla'sında açıklanan olay.
belki de yanlış bir leyla ...
ayağı bir taşa takılıp düşmeye benzer. verdiği zarar sizin düşüş hızınızla orantılır.
*altı kapısı doluyken düşeş atmaya benzer. çift atmışsındır ama bir *.ike yaramaz oyuna giremezsin.
beraberinde pismanligi getiren eylem.

yuregi ferahlatmak icin;
(bkz: kavun degil ki koklayip da alasin)
sadece aptalların düştüğü yanılgıdır!
oysa ki insan yaşadığı her aşk ile övünmelidir lakin sizin kendi hisselerinizi ya anlatamadıysanız! ya karşınızda ki kişi daha büyük aşklardan haz alıyorsa ve siz ona küçük geliyorsanız! bir ilişki sonrasında bok atmanın dayanılmaz hafifliğidir.
dogru kisiye asık olmaktan hicbir farkı yoktur pratikte. ha bu arada dogru kisi nedir ki?
her biten ilişkiden sonra söylenen söz.
o zaman doğruydu da şimdi mi yanlış oldu diye sormazlar mı adama.
aşkı yalnız yaşamaktir.
aşık olma esnasında mantıklı düşünemediğiniz, yanlış olduğunu anladıktan sonra üzüldüğünüz, verilen değerlere "yazık" dediğiniz olaydır.
şimdi yapılmaması gereken eylem diye başlıcam ama, ilk zamandan ne olduğunu nasıl anlayacaksınız. yanlış olduğunu anladığınız anda bırakın diyeceğim ama, o anda da aşktan başka bir şeyi görmüyordur gözünüz.

insanın tüm hayatını olumsuz yönde etkileyen, ders başarısını düşüren, çalışıyorsa iş yeri verimini azaltan, gece gündüz üzülmesini sağlayan eylem. kısacası iki ucu b*klu değnek.

bir de aşık olduğunuz insanın başka biriyle çıktığını gördüyseniz o zaman başlar uykusuz ve gözyaşı dolu geceler. (bkz: başkasını seven birini sevmek)
hayatınızda yapacağınız en büyük hatalardan birisi olacaktır.
en gec iliskinin sonunda asik olunan kisinin "yanlis" oldugu anlasilacagi icin, her daim gözlemlenen durumdur.
bok varmış gibi 'yok o aslında doğru kişi, hem zaten büyük aşklar da böyle başlar' mantalitesiyle hareket edilmemesi gerekir. yanlışsa yanlıştır o. bir daha değişmeyeceğine göre bağıra taş ve/veya taşlar basılarak arkaya bakılmadan kaçılmalıdır acilen.
sonrası sözler, aşıkolduğuna dua edemeyen acısını adam gibi yaşamayan kişlerin sözü. yaşadığı ilişkiyi gayrimeşrulaştırarak bitmişliğin üzüntüsünü atar üstünden .umuma sevdasını sunar alın o yanlıştı kurtuldum . ikiye üçü beşi onu ortak eder. rab bazı hallerde çocuğu haketmeyen kişilere nasıl veriyorsa sevdayı aşkıda bu denli hoyrat yüreklere nasip ediyor. *
işin özü buradadır zaten,aşık olunan kişi doğru olsa zaten aşk olmaz.
yanlış aşklar yaşamaktır yanlış köprülerde.
her şey yaşandıktan sonra farkedebilinecek durumdur, aşık olunmuştur bir kere üzülmekten başka yol yoktur.