bugün

gecenin bi vaktinde arabana atlayıp gezebildiğin kadar gezmek, eve girmek istememek.
-oyuna bi bilet alabilir miyim?
bazen beyaz tavanları izlemek, bazen kendi kendine konuşmak, bazen cep telefonunun ekranına farkında olmadan gözlerini kilitlemek, bazen restoranda yemek yerken ölümüne önündeki tabakla oyalanmak ve bazen de cebindeki paranın bit(e)memesinden rahatsızlık duymaktır.
çaya atılan tek şeker gibi bişey...!
şehrin ışıklarının göle yansımasını izlerken tek başına o ıssız yolda yürümek.
yalnızlık, ömür boyu.
tek fotoğrafta iki kişi, biri ben değilim.
aynı günde tek başına 2 kez sinemaya gitmektir ve aynı zamanda yalnız çıkmak.
boku yedim.
hüzün dolu saatler.
tüm düet şarkıları kendinle konuşur gibi mırıldanmak.
yalnızlık görecelidir.
neden beni seven bir tek kişi bile yok diye düşünüp, aklı olan elbette sevmez demektir.
yalnızlık otobüste tek boş olan koltuk sizin yanınız olmasına rağmen ısrarla otobüsün yarısının ayakta dikelip kimsenin yanınıza oturmamasıdır.
dinmeyen sızı, susmayan öfke.
yalnızlık iyidir;fakat garson gelipte "siparişinizi sevgiliniz gelince mi vericeksiniz?" demediği sürece.
hasrettir.
kadıköye tek gitmektir.
o kadar yalnızlık ki; kimsenin fark etmediği adeta içinden geçmeye çalıştığı bireyin yaşadığı yalnızlık.
bilgisayarı açıp ele avuca sabun sürmektir.
boşluk. *
sessizliğin, umursanmayışın boku çıkması.
bu saatte face de okey oynamak.
kör kuyu.
seni yalnızlık meleğiyle aldattım.