yalan olduğu bilindiği halde inanmak istemek

(bkz: çok aşığın var diyorlar)
yalan de, yeter bana
bir sevda sözü fısılda
hazırım inanmaya...
gibi.

(bkz: mastürbasyon)

sevgiliniz sizi alelen ihmal ediyor,aramıyorken bi yandan acıdan kıvranırken
mutlaka bir sebebi vardır diye eşe dosta bile savunmaya geçmek..

görsel

(bkz: inanmaya ihtiyacı olmak)

film/dizi izlemektir, roman okumaktır, yaşanmamış ve asla yaşanmayacak hayatların varlığını kabul etme çabasıdır. olmazsa olmazdır aslında insan için. kendi hayatını da bu ideale yaklaştırmak için çabalar, en azından buna inanır çünkü.

70-80 seneliğine sıkıcı, vasat bir hayat yaşama ihtimalin çok yüksek mesela, düşünsene sana bunun bebekken söylendiğini.

söylenmiyor. bilmiyoruz. bilmeye başladığımızda da erteleyebildiğimiz kadar erteliyoruz ki ölürken "aa ben muhteşem bir hayat yaşayacaktım ama tüh, görüyor musun. zaman yetmedi..." diyebilelim.

az sinsi değiliz ha.

çaresizlik belirtilerinin en kötüsüdür.

herhangi birşeyin yalan olduğu bilindiği halde inanmak istemek, kendini avutmaktır.

(bkz: biraz yalan iyi gelir)

(bkz: bana biraz yalan söyle bu gece ihtiyacım var)

(bkz: deco nun galatasaray a gelmesi)

gerçeklerle yüzleşmek acı veriyorsa bu en iyi kaçış yöntemidir.

aşık olmaktır.

zira insanlar hep polyannacılık rolü oynamak isterler, yalan da olsa mutlu olmalıyım derler.

(bkz: 22 temmuz 2009 Led Zeppelin istanbul konseri)

mesela.