bugün

hastalıklı kişiler, türkiye'de her ilde, her ilçe, belediyelik ve bucakta kadrolu olarak görev yapmakta olan arkadaşlardır. dünyaya geliş amaçları bilmedikleri ve belki de çok çok öğrenmek istedikleri o yabancı dillerde isimlerinin anlamını bilmektir. muhtemelen o bilgiyi elde ettikten sonra kendisini imha edecek birer dalgametredirler.

stratejileri basittir. önce kamuoyu yoklaması yaparak ortamda bulunan yabancı dil bilen insanlara yanaşırlar. daha sonra onlarla arkadaş olurlar. özel hayatlarına bile giren olur. neyse yeteri kadar samimi olduktan sonra can alıcı hamlesini yapar niyazi arkadaşımız.

- la baksana
+ evet?
- ne zamandır sana bir şey soracağaaam da, unutup duruyorum.
+ sor bakayım?
- fransızca'da niyazi ne demek?
+ ^'%+'SD+%^%^+%%&//&/(
- e peki ingilizcede ne demek lan o zaman onu söyle bari?
+ * napacan oğlum anlamını?
- nick yapacam! musadhashhaa
+ [insufficient memory] [bad sector!] [sistem hayvan gibi bir hatadan kurtarılamıyoo+%^&%+/&6.....
...

şimdi soru süper bir kere! "fransızca'da niyazi'nin anlamı?"
ya yavrum, ya arkadaşım o yabancı dili o kadar niyazi'nin, hayrettin'in vb özel isimlerin olmayan anlamlarını söylemek için mi öğrendi lan o adam? neymiş nick yapacakmış... bak seeeeen! söylemesi bile hoş. nicktir lan ordan dümbelek!

yarın birgün karşınıza
"ingilizce'de abdulrezzak'ın anlamı ne hacı?" diye bir soru çıkarsa alnından öpün o arkadaşı ve en yakın mezbahaneye götürün. tıpta çaresi yok, bu da biyolojik silah mı ne anam...
evet evet ilk ingilizce ile tanışıldığında sınıfın büyük çoğunluğunun önce birbirine sonrada bir sivri zekalının öğretmene sorduğu malum soru şekli.