bugün

illa bi amacı olmak zorunda değil demeyin, otlaşmayın.
herkesin kendi kendine belirlediği, belirlemesi gerektiği hede.
gerçek olmayan, yaratılmış şey.
yaşamın hiç bir amacı yoktur. ırk, dil, din, cinsiyet... bunlar hiç bir şey değil.
yaşamın amacı yoktur, asla olmayacaktır. kendimizi buna inandırmak aptallıktır.
yaşamda önemli olan tek şey zevk almaktır. her şeyin amacı mutlu olmaktır.
bütün varlıkların yaratılış gayesi allah'a kulluktur. (sâf, 61/1). insanın, küçük canlıların, nebatların, dağların, yeryüzünün ve semânın yaratılışı bir gayeye yöneliktir: "onlar üzerindeki göğe bakmazlar mı onu nasıl yükseltip süsledik? göğün hiç bir kusuru ve eksik yeri de yoktur. yeri de döşedik ve sabit dağlar koyduk. yerde göze hoş gelen her çiftten bitkiler bitirdik. bütün bunları rabbine yönelen bütün kullar ibretle incelesinler ve tefekkür etsinler diye yarattık" (ez-zâriyât, 50/56).
nasıl olursa olsun, şerefle yaşayıp öyle ölmek olsa gerektir.
ölmektir.
yaşamaktır.
ilim öğrenmek.
güzel ölmektir.
yarın ne olucağını öğrenmektir.
yoktur. tutamaklar bu yüzden icat edilmiştir.
mutlu ölmektir.
sabah uykusudur.
amaçlar dahilinde hedefe ulaşmak.
hayatta kalmak ve üremektir.

şöyle bir düşünün yaptıklarınızı, hep bu ikisine çıkacaktır.
hiç kuşkusuz, son bulmaktır.
eğlenmek, coşmak, yaşamak.
insanın kendisini bedensel ve zihinsel yönden tatmin edebilmesi, mutlu olabilmesidir.
bir zamanlar kafayı taktığım sorunsaldır, kendi adıma. yani hepimiz bir gün ölücez, bu kesin. öldüğümüzde bir iki üzülen olur, gözyaşı döken falan. sonra silineceğiz hayattan, hiç yaşamamış gibi. kimsenin haberi olmayacak bir aralar var olduğumuzdan. bu yüzden geri de bir iz bırakmak istemiştim o zamanlar. hani sanatçılar da ister ya. işte öldükten sonra da kitapları okunsun, resimleri sergilensin, filmleri izlensin. iz bırakma kaygısı. sonraysa bunu yapamayacağımı farkettim, kabullendim. herkes gibi günlük kaygılarıma döndüm. öf ya sivilce çıkmış yüzümde yine.*
(bkz: savaş)

üstünlük duygusu.
Mutlu olmaktir.
esasen yoktur.

en basitiyle başlayalım. diyelim ki hayatınızı herhangi bi şeyi gerçekleştirmeye adadınız ve bunu başardınız. sonrasındaki zaman o kadar anlamsız, o kadar boş olur ki bakın hepimiz bunu tahmin edebiliyoruz. o yüzden, adanmışlık kültürü yanlıştır. hayatın anlamı ve amacı aranacaksa adanmışlığa yer yoktur.

diğer ihtimal ise mutlu ve rahat biri olmak için yaşamak olsun. ama bu noktada şunu sormak lazım, her şeyin bir karşılığı yok mudur? elbet vardır. mesela siz gelecekte rahat ve mutlu biri olmak için ders çalıştığınızda mutluluk veren bi aktivite içinde olmazsınız. total baktığımızda ise sefa için çekilen cefa eşit gibidir. yıllar süren bi yaşamın sonunda elinizde 0'a yakın bir toplam değer olması kuvvetle muhtemeldir. yani, yaşamanın amacı iyi yaşama gayreti olamaz.

peki ne için yaşarsın? bi şey için yaşamazsın. sadece yaşarsın. senden önceki binlerce neslin geçtiği, senden sonraki binlerce neslin geçeceği şu doğa nehrinde akar gidersin işte.
alfred adler kitabı.
yaşamamızın amacı zaten bir kere verilmiş bu şansı sonuna kadar değerlendirmek. hani lüks bir restoranta hiç tatmadıgın bir yemegi söylersin de tadını begenmesen bile hepsini yer bitirirsin. para boşa gitmesin hesabı. onun gibi birşey.
kişiye göre değişir bu, kişi amacını da kendi yaratmalı.