bugün

x değişken.

istediğini koy. ak, bok fark etmez.

sözlüğün önündeki boşluk da değişken. oraya da ulu, ekşi ne koysan gider.

sürekli bir propaganda peşinde olan yuzırları başka türlü değerlendiremiyorum.
bunlar x partisinin lokalindeki bilgisayardan bazan nöbetleşe bazan sürü halinde sözlüğe girip kendileri kaşar olmuş siyasetçilerin kokuşmuş söylevlerini geveleyip duruyorlar.

eğer ki yukarıda bahsedildiğinin aksine sözkonusu yuzırlar bu propagandayı kendi inisiyatifleri ile yapıyorlarsa durum çok daha vahim. düşünüp taşınan, kaşınıp fikirlerini kamuya anlatmaya cesaret edebilen vatandaşlarımızın ufku kaşar siyasetçilerin ve kerameti kendinden menkul angut gazetecilerin onlara çizdiği çizgiyi geçemiyorsa vay halimize vay.

ulan bir türban meselesidir almış gidiyor.

sosyalistin bayrak sallayanına bir bakıyorsun türbanlıları karafatma diye niteleyebilecek kadar alçaklaşabiliyor. diğer taraftakine bakıyorsun müslümanım diye geçinip tesettürlü olmayan kadınlara sokak kadını muamelesini reva görüyor. hiç mi sağduyunuz yok kuzum sizin. adamlar "aa cambaza bak" deyip altımızı oyuyor. bizse tutturmuşuz bir türban meselesi birbirimizin kafasını yarıyoruz.

biz hiç mi aklıselim olamıyoruz? olayları kendi süzgecimizden geçirmek yerine neden başkalarının bize anlattığı gibi kabul ediyoruz?

islam devrimi olnuca nereye kaçacakmış da mış mış. çıktığın yere kaç bir daha da çıkma.
ulan dingil. islam devrimi olalı 1500 sene oldu sen hala ayakta uyuyorsun. devrimci mi arıyorsun al sana hz. muhammed (s.a.v) ondan büyük devrimci mi var?

dini bütün solcu olurmuymuş olmazmıymış. bak bak bak. kim kendini allah (c.c.) yerine koyup uydurmuş ki müslüman olmamak için solcu olmamak gerektiğini. sağcılık müslümanlık olsa en baba müslüman hitler olurdu.

gidip gusül edin ondan sonra da tövbe edin de öyle gelin. kafanız yine basmazsa amuda kalkın da biraz kan gitsin beyninize.