bugün

klasik bir underground 6.45 eseridir.
kapak tasarım yazı rengi (büyük ihtimal tayms nivs romın ile yazılmış) kitap içindeki basit resim çalışmaları insanı kendine hayran bırakır.

Veronica adlı bir fahişe satıcısı, sattığı/kiraladığı mükemmel kadınlar yüzünden bir arkadaşı kendine hayran bırakır. Ama bu iyi niyetli arkadaş (kendisine artık ina diyeceğim) bu kadınların ruhsuzluklarından dolayı sevişmekten zevk alamaz ve türlü fanteziler geliştirir.

kitap arkasında ünlü şairlerin sözü veya tanıtım içerikli süslü cümleler yoktur. arka kapaktaki tek cümle "iyice sertleşmiştim"
bir başucu eseri. bundan sonrası ağır sıpoylır yalnız:

kitap, köyden kente göçen genç veronicanın, şehir yaşamı ve yalnızlıkla mücadelesini anlatıyor. yazarın ağdalı bir dilden özenle kaçındığı, daha kitabın ilk sayfalarından anlaşılıyor. bol bol görselliğe yer verilen bir kitap aynı zamanda. yazar, veronicanın görünümünü, kelimelerle okuyucunun gözünde canlandırmasını istemekten çok direkt fotoğraflarını yayımlıyor amına koyim. ama ne fotoğraflar.

veronicanın başından geçen talihsiz olayları, nasıl zevke çevirdiğini, aslında "büyük" şeylerle mücadele etmenin zevk alınca daha kolay olduüunu öğreten bir kitap olması, kitaba dair söylenebilecek en belirgin meziyetlerden birisi. veronica gün geçtikçe bu büyük şeylerle daha çok karşılaşıyor ve bir noktadan sonra bağımlı hale geliyor.

umarım siz de okurken veronicanın yolculuğunda kendinizi kaptıracaksınız.
6.45 klasiklerinden, altıkırkbeş takipçilerinin bildiği altıkırkbeş'ten çıkan her kitap gibi sadece tasarımı için bile koleksiyona eklenebilecek bir kitaptır.
Mehmet ada kitabıdır.

terbiyesizlik, böyle bir şey olabilir mi ya.
Sevişirse hayata bağlanır. intihar eğilimi geçer.
istekleri bitmeyen veronica'lara eleştiri mahiyetinde bir kadıköy westerni.