bugün

"bu bir mafya dizisidir" sloganıyla çıkmış kurtlar vadisi, kayıp nazi altınlarının öyküsünü anlatmaya soyunmuş sağır oda gibi dizilerin reyting almak ugruna büründükleri misyon.
vatanı bok yoluna sürmekten başka iş yapmayan dizilerdir aslında. sonra millet izleyip izleyip sokağa düşüyor. es kaza göz göze gelince de yamuk yamuk durup -polat mıdır nedir, o ayarda- "bi şey mi var bilader" diyor. içine edeyim sizin vatan kurtarmanızın...
uyarı!!! yüzeyseldir. hamasidir. hatta demagojidir.

içinde dünyanın kah uzaylılardan, kah barbar! ruslardan, kah ilkel! vietnamlılardan, kah hain! japonlardan, çirkef! çinlilerden kurtarıldığı 80lerin tırt amerikan filmleri ile büyümüş bir nesle mensup olarak her ne kadar karşı olsam da o, paragrafın başında bahsettiğim siktiriboktan coni filmlerinin yarattığı etkinin %36 sını bile yarattığına inanmadığım dizilerdir.

düşünüyorum da insanlar kaç senedir medyadaki amerikan kültür dayatmasıyla yaşıyor?
diyelim ki 80lerden itibaren (belki daha gerilere de gidiyordur. bu saatte bu kadar). peki insanlar kaç senedir kurtlar vadisi izliyor? yıllardır sokakta gezen maykılları, aleksandırları, monikaları ve hatta ceysınları görmüyorsunuz da iki üç tane yeni yetme ''ben polat alemdarım'' diye kendi kendini tatmin etmeye çalışınca mı biryerlerinize birşeyler oldu?

daha birkaç yıl öncesine kadar (ırak ve afganistan savaşlarına kadar) hangimiz amerika dendiği zaman heyecanlanmıyorduk? hangimiz onları taklit etmek, onlar gibi olmak için birbirimizle yarışmıyorduk? beyler!!! hanginiz hayatınızda hiç amerikan tıraşı olmadınız? hanginiz parlement pazar gecesi sineması yatma saatinizden geç başlıyor diye ana-babanızla papaz olmadınız? rakicilik, ramboculuk oynamadınız?

belki inanmazsınız ama o malum dizileri doğrudürüst hiç takip etmedim. ve vatanın da öyle dizilerle filmlerle kurtarılacağına da inanmıyorum. ama kendimizi, özümüzü unutmamız için yapılan bu kadar baskıya bir karşılık vermemizin zamanı geldi de geçiyor. tabi ki vereceğimiz karşılık kurtlar vadisi, sağır oda, deliyürek gibi dizilerle olmamalıydı ama işte burada ailelerin vurdumduymazlığı ortaya çıkıyor. ben de bütün gün televizyonun başında oryantal star, bir istanbul masalı, ebesinin amı... izlersem kusura bakmayın ama benim de çocuğum benden farklı şeylere yönelmeyecektir.

kısaca ve en yüzeysel haliyle;

küreselleşmeyi yönetenlerin kötü niyetliliği ve hatta şeytani düşüncelerine karşı yerelliğimizi ve özümüzü korumak için yapılacak çok şey var. ama kurtlar vadisi veya her ne boksa bu yapılacakların en sonuncusu bile değil.

son olarak kurtlar vadisi'nin müzikleri hiç de fena değil.*