bugün

Bugün yaşadıklarımızın Çoğunun temel gerekçesi, Çözümsüzlüğün sebebi, felaketlerin hazırlayıcısı durumdur. Devamlılığı ülke hatta milletin varlığını riske atacak kadar tehlikeli, daha büyük felaketlerin hazırlayıcısı olacak, bu vasatlığın yarattığı atmosferin havayı dahi vasatlaştırmasıyla hep beraber dibi boylarken abuk sabuk konulardan bahsediyor olacağız.

Vasat olmak bir eksiklik veya benim ölçüm değil, önce onu söyleyeyim. Vasat olmak kötü de değil, bilakis birçok işimizi yürüttüğümüz rutinler bir vasatlık derecesidir. O rutinler ki, aklına iş sırasında farklı farklı fikirler gelen, her seferinde "şu işi nasıl kotarmaIı" diye düşüncelere dalan insanların beceremediği, birçok kişinin sabır göstermediği ancak kurumlar için çok kritik ve dolayısıyla bir şeyler üretmek ve ortaya koymak için şart olan işlerdir bunlar.

Peki, yapacağı işi gösterdiğinizde o işi taklit etmeyi iyi beceren ancak ötesini göremeyen bir insanı yaratıcı, sosyal ve analitik düşünmek gereken bir işte kullanmaya çalışırsanız ne olur? O kişi belirsizliklerle boğuşmaya ve yerinde saymaya başlar. En iyi taktik olarak muhtemelen daha önce benzer durumda yapılanları araştırır veya üstüne giderek fikir alır. Böyle bir durumda rutin işler çözülür; belgeler imzalanır, toplantılar yapılır, sorular geçiştirilir. Peki ya Gezi Direnişi, KPSS Sorularının çalınması, tüm ülkede elektrik kesilmesi gibi karmaşık ve farklı metotlarla yönetilmesi gereken sorunlarda ne yapılacak?

Ya ben de bilmiyorum, mesele de burada zaten. Çünkü her işi, o işin ehline teslim etmeniz lazım. iletişim ve sosyoloji bilmeden Gezi'yi, matematik ve teknik bilmeden KPSS'yi, elektrik bilmeden kesintiyi nasıl irdelersiniz? En iyi ihtimalle, konuyla az ilgili bir başlık üzerinde konuşup, demagoji Yaparsınız. O olmadı konuyu değiştirirsiniz, bilen kişiler sayıca az veya sesi az çıkıyorsa da bu durum sizi sonuca götürür.

Böylece Adliye'ye girip Cumhuriyet Savcısı Öldüren teröristlere tedbir alıp almamayı değil, Berkin Elvan'in terörist olup olmadığını konuşuruz. Soma felaketiyle ilgili Yapılması gerekenleri değil ölenlerin siyasi görüşünü konuşuruz. Fenerbahçe otobüsüne ateşli silahla dalınmasından nasıl cephelendiğimizi değil, kimin daha şerefsiz olduğunu konuşuruz.

Peki bu organize vasatlık niye var? Basit, vasat her gün var olma-olmama savaşı verdiği için hayatta kalma direnci çok yüksektir. Yaptığı iş vasat üstüyse, kendi becerileriyle orada olmadığını bir şekilde bildiği için, O konumda olmasına vesile kişilere de ileri bağlılık gösterir. ileri bağlılık, hakim olma hevesi, kar etme hırsı... Sanat, sosyal yaşam, duygular. Bakın bakalım bu tanım iki zıt tablodan hangisini oluşturur?

Siyasal iktidarlar gelir, gider, tepemize veya temelinden çöker. Ama Vasattan organizasyonu baki kaldığı sürece, bunların değişmesinin önemi yoktur. Zaten genelde vasat iktidarlar vasat yapıları bağrına basar ve vasatların tamamı da yeni şablona uyar. Olan da kaygı duyana, farklılık peşindekine olur. Ha Sahi, bu vasatlar sıkıştı mı Uzmanlara topu atar hemen, ama onun yediğini tehdit ediyorsa da Yaşatmamak için elinden geleni yapar.

Bunu yazdım çünkü görüyorum ki vasatler iktidarı' ülkenin tüm kurumları, siyasi partileri hatta sosyal yaşantıda bile hükmünü sürüyor. Yazık, pek yazık.