bugün

hiç bitmeyecek içsel sıkıntılarla başa çıkabilmek için insan kitlesinden biraz uzaklaşmalı inzivaya çekilmeli.

bunları yapabilmek için; öncelikle kendinizin farkında olmalı
varoluşsal felsefeyi buhranlarınızın sayesinde keşfetmiş olmalı
ve son olarakta sosyal kaygılarınızın olmaması gerekiyor.

yalnızlıktan çekinmiyor olmakta esas motivasyondur keza.
YAPILACAK HiÇ BiR ŞEY YOKTUR. ÖLENE KADAR ÇEKECEĞiZ BU ŞÜPHELERi VE ACIYI.
(bkz: intihar ettirecek bir nedene bile sahip olmamak)
(bkz: varoluş hakkında konuşulabilecek bir yar aramak)
sevilmekten ziyade severek bu acıyı daha katlanılabilir kılabiliyorsunuz.

bunun için egonuzu eritebilmelisiniz.

bu koca egolarla zaten sevemez dolayısı ile bu içsel sıkıntıları hakettiği şekle sokamazsınız.
varoluşmak, varoluşunun verdiği bulantıyı ruhunda hissetmek ve anlamsızca bir yerlere kaçış hissi. tüm bunlar yakanıza yapışmışsa bekleyip geçmesinden başka iler tutar yanı yoktur. deyim yerindeyse kafa dağıtmak için yapılan çabalar da durumu kurtaramayacaktır. ne için, kimin için, neden ve nasıl soruları kemirip dururken içinizi ellerinizi kaldırıp teslim olmaktan başka çıkar yolunuz kalmaz acımasız ve -bildiğin halde- bir o kadar da yalan olan dış dünya gerçekliğine.
çaresi olmayan bir acıdır. ve hiçbir şey yapılmaz.
Çikolata yemek ya da içki içmek.
Bazen ikisi birden.
Albert camus ile ipek ongun'u beraber okuyup tarkovsky ile nolan'ı birlikte izleyin.
Jelibon yiyin.
Sevgilinizi öpün.
Mocca'nızı white çaklıt için.
Geceleri uydu tv'lerinde ki bal reklamlarını izleyin.
Sigarayq başlayın.

Bi cacığınız kalmaz.
ölümü düşünmek.

nasılsa bir gün ölüp gideceğim ve her şey biyecek düşüncesi rahatlatıyor insanı. çok abartmamak gerek ama, abartırsan bir bok yapmıyorsun nasılsa öleceğim diye.
Dusunmemek. Ne olursa olsun dusunmemek ve sorgulamamak.
bir fesleğen edinmek. gerçekten iyi geliyor. intihara meyilli hiç tanışmadığım bir insan vardı. başkalarınca bahsedilişini duyardım. bir odada yaşarmış, dışarı az çıkarmış. uyurmuş, oyun oynarmış. ama gitmezmiş, çünkü bir muhabbet kuşu ve bir fesleğeni varmış. muhabbet kuşum mutsuza kim bakacak şiirinde saklı. fesleğenim de benimle. onunla konuşuruz, şiirler okuşuruz. ağlarız. ve nezle olmak da iyi geliyor. öksürmek tıksırmak. boğazınızdaki acı daha bir somutlaşıyor, bir nicelik kazanıyor. düşüncenin en bulanık yerinde öksürük sesiyle biraz bölünüyorsunuz. uyum sağlıyorlar bu varoluşla. diyeceklerim bu kadar değil. böyle bir konuda diyecekleriniz hep kalır hep kahır.
yerine göre var olmamak.
Bir müzik açın. Bir de sigara.
Sonra neye üzüldüğünüzü, neden üzüldüldüğünüzü, niye üzüldüğünüzü düşünmeyin. Sorgulamaktan vazgeçin. Kendinizi yiyip bitiren acılarınızın kölesi olmayın. Hapsolduğunuz karanlığınızın, aydınlığı siz olun.
Sonra sadece sigaranın ve müziğin huzuruna bırakın kendinizi.
varoluşçu olmak. bu aralar internette (bkz: optimistic nihilism) diye de geçiyor.

hayatın hiçbir manası olmaması demek, ona bir mana kazandırma hakkını bize veriyor. varolmak için bir sebep bulun. en büyük hayaliniz kpss sınavını kazanıp memur olmak olmasın. varoluşsal bunalıma düşüyorsanız, zaten insanların %99.99'undan zekisiniz demektir. potansiyelinizi harcamayın, sizi mutlu edecek birşeyler yapın. "mutlu olmanın bir anlamı yok" dediğinizi duyar gibiyim. mutluluğu ve acıyı hissediyoruz ama? ve hissettiğiniz şeyler anlamsız olsa da, gerçektir. bu yüzden mutluluğu, acının önüne koymamız lazım.

kısacası, evet hiçbir şeyin anlamı yok ancak bir mucize sonucu bu evrende, bu gezegende hayata geldik. hazır gelmişken arkamıza yaslanıp, eğlenmenin ne sakıncası var ki? ölüme olan bu acele niye? yaşadığımız süre boyunca, ölümü istediğimiz zaman seçebiliriz ama ölürken biraz daha yaşamayı seçemeyiz. ben kendimi bunlara inandırıyorum.

ayrıca; https://www.youtube.com/watch?v=MBRqu0YOH14
Birinci tekil kişiye tutunun.
Yokoluşsal eylemlerde bulunmak.

Yatırım tavsiyesi değildir.
güncel Önemli Başlıklar