bugün

müthiş pazarlamacılık ve esnaflığın hak ettiği değeri görememesi. bir keresinde bir adam limon sıkıcağı ve dönüşte bir adam kuş düdüğü satıyordu. günlerce bülbül gibi şakıtmış, litrelerce limonata içirtmişlerdi bana, derken tarih oldu ucuz çin malı plastik aksesuarlar. ama satan müthiş pazarlama dehaları hala bakidir vapurlar da.
"sokaktan bişey satın aldığını görmiyim"
cümlesiyle yetişmiş nesillerin derdi.
vapurda ne satılsa insanın içini gıcıklayan tereddüt halidir. bazen satılan çay bile olsa, kimse almazsa alamaz olur insan. kadıköy-eminönü vapurlarında insanı daha fazla geren tereddüttür.
bunun bilincinde olan burhan pazarlamanın, beğendiyseniz çıkışta merdivenin ordayım. ordan alabilirsiniz diyerek çözüm bulduğu durum. insan eğer o sırada alırsa kraliyet ailesinden imajıma zarar gelebilir düşüncesi taşıyabilir.