bugün

masumiyet : https://www.youtube.com/watch?v=UzPVAGOO8J8
- dünyanın ekseni kaydı behzat, 12 santim yerinden oynadı sen bana 1 santim yaklaşmadın
+ benden bir bok olmaz, biz seninle hep kavga ederiz, mutsuz oluruz biz seninle
- mutsuz olalım, ne var, biz de mutsuz oluruz, ben seninle mutsuzluğa da varım.
mal mısın?
evet.
ne malı?
sevgiyle anmalı.
kardeş payı
Şimdi sizin aklınızda iki soru var. Bir dayak nedir? iki nasıl atılır!
görsel
+ Kolyeni bende unutmuşsun, akşam gel al.
- Yangında düşürdüm sanıyordum.
+ Yangın sayılır.

/ Ağır roman
görsel
öleceğim için korkmuyorum. yeterince yaşamadığım için korkuyorum.
mr. nobody (2009)
Cruel intentions filminde Kathryn'in sebastien'a söylediği son söz.

kathryn: you were very much in love with her. and you're still in love with her. but it amused me to make you ashamed of it. you gave up on the first person you ever loved because ı threatened your reputation. don't you get it? you're just a toy, sebastian. a little toy i like to play with. and now you've completely blown it with her. i think it's the saddest thing i've ever heard. [şampanyadan içer] tastes good. so i assume you've come here to make arrangements, but unfortunately, i dont fuck losers.
"Büyük güç büyük sorumluluk getirir"
Spiderman. (2002)

Vay be ne güzel filmdi.
- Düzüşürdük, herkes sürekli düzüşürdü, asik olurduk..
Mr. Nobody.
Kill the boy let the Man be born.
Elf gözlerin neler görüyor legolas.
hasta la vista baby!
- sürüşte ve ölümde -
ona reddedemeyeceği bir teklifte bulunacağım.

(bkz: the godfather)
Dövüş Kulübü'nün 1. Kuralı.
"Bu maskenin ardında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var, ve fikirlere kurşun işlemez!"
Bitter Moon'dan; adam güzelim kızı aşağilar, aldatır, ortamlarda yerin dibine sokar ama kız vazgecemez. Derken adam kaza sonucu yataga bağımlı kalır. Yanına gelen kiz der ki;
- Sana bir iyi bir de kötü haberim var. Iyi haber yatalak kalacaksin. Kötü haber ise sana artık ben bakacağım.
(bkz: hiç şüphen olmasın antuan)
" bu adam sabah uyandığında beyazdı. "
Bir sürü var. Bitane yazayım.

-Fly you fools.

-Doloresin harry'i sorguya çektiği sahnede snape'in o içten "bilmiyorum" u
(bkz: rezervuar köpekleri)

"Mr. Pink: Birilerini vurdun mu?
Mr. White: Sadece birkaç polisi.
Mr. Pink: Hiç gerçek insan yok mu?
Mr. White: Sadece polisler."

"Kazanmak istediğin zaferleri erteleme, bir gün karşına çıkabilir; ama acele etme, ayaklarına dolanabilir!"

"Eddie: Pekala, herkes küçük hanım için biraz para çıksın. Haydi, bir dolar at.

Mr.Pink: Hayır, ben bahşiş vermem.

Eddie: Bahşiş vermez misin?

Mr.Pink: Hayır, ben bahşişe inanmam.

Eddie: Bahşiş vermeye inanmaz mısın?

Mr.Blue: Bu piliçlerin ne yaptığını biliyorsun. Burada pislik içinde çalışıyorlar.

Mr.Pink: Bana maval okuma. Yeterince kazanmıyor olsa işi bırakabilir.

Eddie: Bunu söyleyecek cesareti olan lanet bir Yahudi bile tanımıyorum. Şu konuyu açıklığa kavuşturalım. Hiç bahşiş vermezsin, ha?

Mr.Pink: Bahşiş vermem çünkü toplum vermem gerektiğini söylüyor. Bahşişi hak edene bahşiş veririm. Eğer gerçek bir çaba sarf etmişlerse bir şeyler veririm ama otomatik olarak bahşiş vermek kuşlar içindir. Onlar sadece işlerini yapıyorlar.

Mr.Blue: Bu kız güzeldi.

Mr.Pink: iyiydi. Özel bir yanı yoktu.

Mr.Blue: Nasıl bir özel yanı olmalı? Seni arkaya götürüp …

Eddie: Bunun için % 12 bahse girerim.

Mr.Pink: Ben kahve ısmarladım, tamam mı? Uzun zamandır buradayız ve bardağımı sadece üç kez doldurdu. Ben kahve ısmarladığım zaman altı kez doldurulmasını isterim.

Mr.Blonde: Altı kez? Güzel, ya çok meşgulse?

Mr.Pink: “Çok meşgul” kelimeleri bir garsonun sözlüğünde yoktur.

Eddie: Affedersiniz Bay Pink ama ihtiyacınız olan son şey bir bardak kahve daha.

Mr.Pink: Aman Tanrım! Bu kadınlar açlıktan ölmüyorlar. Asgari ücret alıyorlar. Ben de bir zamanlar asgari ücretle çalıştım ve toplum işimin bahşişe değer olduğunu düşünmüyordu.

Mr.Blue: Onların yaşamının senin bahşişlerine bağlı olduğunu umursamıyor musun?.

Mr.Pink: Bunun ne olduğunu biliyor musun? Dünyanın en küçük kemanı sadece garson kızlar için çalıyor.

Mr.White: Neden bahsetteğin hakkında hiçbir fikrin yok. Bu insanlar rşrk gibi çalışıyorlar. Bu zor bir iş.

Mr.Pink: McDonald’s da çalışmak da zor ama onların bahşişe ihtiyacı olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi? Neden? Onlar da yemek servis ediyorlar ama toplum der ki “Buradaki adamlara değil, buradaki adamlara bahşiş verin.” Bu saçmalık!

Mr.White: Garsonluk, bu ülkede kolej mezunu olmayan kadınların yapabileceği bir numaralı iştir. Her kadının yapabileceği ve geçinebileceği tek iştir. Sebebi ise bahşişler.

Mr.Pink: Bu saçmalık. Hükümet bahşişlerinden vergi aldığı için üzgünüm. Bu çok b.ktan ama benim hatam değil. Görünüşe bakılırsa garsonlar hükümetin düzenli olarak yağmaladığı gruplardan biri. Bana hükümetin bunu yapmaması gerektiğini gösteren bir yazı göster, onu imzalarım. Lehinde oy bile veririm ama bunu yapmayacağım. “Kolej mezunu olmayanlar” saçmalığı için de iki çift sözüm var: lanet daktiloyu öğrensinler. Çünkü, eğer kiralarını ödemeleri için onlara yardım etmemi bekliyorsanız size bir sürprizim var.

Mr.Orange: Beni ikna etti. Bir dolarımı geri ver.

Eddie: Dolarlar burada kalsın.

Joe: Pekâlâ gezginler, haydi gezintiye çıkalım. Bir dakika bekleyin. Kim bahşiş vermedi?

Mr.Orange: Mr.Pink.

Joe: Mr.Pink? Neden?

Mr.Orange: Bahşiş vermezmiş.

Joe: Bahşiş vermezmiş? Bahşiş vermezsin?

Mr.Orange: Bahşişe inanmıyormuş.

Joe: Kapa çeneni. “Bahşişe inanmıyorum” da ne demek? Haydi, bir dolar at seni pislik. Lanet olası kahvaltının parasını ben ödedim.

Mr.Pink: Pekala, kahvaltıyı ödediğin için veriyorum ama normalde bunu asla yapmam.

Joe: Normalde ne yaptığın umurumda değil. Sadece herkes gibi bir dolar bahşişi ver."
görsel

Bu dizilerden izlemiyorum aman ha.
Edit: *
Get busy livin or get busy dyin
Shawshank redemption.