bugün

bir anlamda akp'lidir. istenilmemelerine rağmen hala vardırlar.
(bkz: nothing else matters ın başını çalmak)
repertuarlarında olmazsa olmaz ilk üç şarkıları:

(bkz: akdeniz akşamları)
(bkz: sevdan bir ateş)
(bkz: aşk yeniden)
oldum olası sevemediğim bir tiplemedir.tek amaçları üniversteye başlamadan önce kulaktan kulağa dolaşan 'kızların gitar çalan uzun saçlı umursamaz tavırlı erkeklere bayıldığı'yönündeki şehir efsanelerini gerçek sanıp bi gitarla tüm kızları bağlayabileceğini düşünen zibidi gençlik.genelde ilk şarkılarıda akdeeeeniiiizzzz akşamlaaaarıııııı bir başkaaaaa oluyoooor tarzından uzaaar gider....
'' gitar çalan erkeklere kızlar veriyomuş lo! '' dedikodusuna inanan garibanlardır.Şarkıyı bilmez çalmayı bilmezler bu kişiler.Şarkıyı çalarken etrafta bayan kişiler var ise ses yükselir manidar bakışlar yüze oturur. * *
eğer çalabiliyorsa neyse de çaldığını sanıyorsa ziyadesiyle kafa ütüleyen gençlerdir.bir de bunların ben çok geliştirdim yaa şuraya bak yaa diyen modelleri vardır onlar ayrı bir alemdir.hiç bir şarkıyı tam çalmazlar * ama sürekli istek almaktan da geri durmazlar...
çok kıl durumlara gebedir. simdi cok iyi gitar calan asosyal gencin biri bir arkadasiyla dolasirken kafalarında aslında sahip oldukları kompleksli ruh hallerini ortaya cikaran hadi ezelim sunlari dusunceleriyle gelerek bir kac parca isterler, sonra da yok orası öyle değildi ya şöyle olmalıydı yapmacıklıklarıyla gitari aldığı gibi şov yapmaya başlar, sanki onceki çocuklar ona çalamazsin dedi! çalıyosan çal arkadaşım, ne diye takla atıyon iki saattir! sen asosyal bir eziksen ben napiyim?bak dışlamadılar, seni kabul ettiler gitarı verdiler,bir iletişim kurmuş oldun, bunu değerlendirsene sen, artist artist kalkıp da giderler sonra! sanki virtüöz! çaldın da noldu? kızlarla yine ötekiler takılıyo!*
biraz tipi de müsaitse üniversitelerde en çok karıyı kaldıran tiplerdir...

(bkz: kıskançlık)
uludağ üniversitesi eğitim fakültesi'nin önündeki büfenin civarlarında takılan doğu konferansı ekibi*nde mutlaka bulundurulan tipten bir gençtir. yanlış çalıp orjinal bir gerzeklikte söylemesi şart koşulmuştur. tesadüfen oradan geçen ve bir soluklanayım deyip çardaklarda oturan gençlerin * yanındaki bağlama veya gitarı kapıp kaçtıklarına dair bir söylenti de mevcuttur. çoğu zaten enstrumanı ancak bu şekilde çalar(!)
akşam üstleri bir çınarın altında sayısı beşi geçmeyen müzik aşıgı genclerımızdır. genellikle gitar, bu ortamın en uzun saçlı gencının elındedir . ya notaları yanlıs basar ya da şarkıyı yanlıs okur ama yine de yanında gözünü gitara dikmiş arkadaşına gitarını kaptırmaz. etrafta herkesin ona baktıgını sanıp kendinden geçen bu gencimizin repertuarı da epey geniştir. (bkz: akdeniz akşamları) (bkz: dağlar dağlar) (bkz: duvarları maviye boyadım)
o anda sanırsınız ki kendinden bir haluk levent doğacak. o ne saç savurusudur, o gitarın tellerine nasıl bir aşkla basıştır. bir de gözlerini yumup gökyüzüne bakma sahnesi yok mudur. of dedirtmez öeh dedirtir.