bugün

gidilebilecek baska bir yer olmadıgını bilmek geri donmek ama daha da kotu oldugunu gormek daha da sogutur uludag sozlukten.
piyasada kaliteli tek bir sozluk olmadıgını bilmek en kotusude bu.
saçma sapan tespitler yapan, seviyesiz yazarlar. şu güzel ortamı bozan ibibikler.
kurucusunun ilgisizligi, moderasyonunun ilgisizligi.
yazar alımında kıstas olmaması alınan yazarların ucurlmaması,basta kurucusunun troll lerden memnun olması falan filan gider boyle bu.
edit: ucur beni sozluk ,entrylerimide sil ucur beni.
(bkz: yüz kişiye sorduk en popüler cevabı arıyoruz)
tanım: uludağ sözlükten artık keyif alamama sebeplerini içeren nedenler bütünüdür.

insan evinden soğur mu. ev aynı evdir. koltuk aynı koltuk, duvarlar da aynıdır. insanı evinden soğutan yaşananlar ve o yaşanılanı paylaştıkları insanlardır. işten güçten gezmeden arta kalan zamanı geçirdiği yer eviyse insanın, en huzurlu olması gereken zamandır. oysa bir kere huzursuzluk ve tatminsizlik yerleşirse beyne, daha da yaşanmaz o evde.
ya da mücadele edersin, ne eksikse tamamlamaya, ne yanlışsa gidermeye çabalarsın. eskisi gibi olması için adım atarsın.
belki hata sendedir. senin yüzünden o ev sana cehennemdir artık. olması gerektiği gibi değildir hiçbir şey.
belki de birileri evi dağıtıp duruyor, etrafa saçtığı pislikleri toplamadan gidiyor. peşinden ne kadar toplayabilirsin o evi. ne kadar daha sağlayabilirsin kavga dövüşün arkasında bıraktığı derme çatma mutluluğu.
herkes önce çuvaldızı kendine batırsın. "ben ayar vermek için öyle başlık açtım"
"ben tepki olsun diye küfür ediyorum."
"azıcık eğleneyim diye seri başlık açtım, onlar abarttı."
nedense kendisinden sözlükte abidik gubidik başlık ve entrylere rastladığım çoğu arkadaşım böyle cevap veriyor. kuyuya attığı taşları çıkaracak kim kaldı.
onlarca yüzlerce forum varken, "ben uludağ sözlük yazarıyım" diyebilmek için sözlük kullanıcısı olmak ego tatmininden başka neye çıkar. insanları seçimleri, yaşama biçimleri, dinlediği müzikler ve hatta sözlükte kurduğu dostluklar için eleştirmek karşılıklı iletişimle mi mümkündür yoksa açarsınız bir başlık tamamdır. bu mudur?
bilgi entrysi girip yanlış bilgi vermiş bir yazarın başlığına, hemen ikinci bir entry girerek, "o öyle olmaz moruk böyledir" yazmak ne de keyifli değil mi. verdin ayarı oturdu.
iletişim bu mu?
sözlük hayattır. sözlük olduğu için değil. insanlar olduğu için.
şunca insanın olduğu ortamda bile birbirine katlanamıyor insanlar fakat şikayete gelince uludağ sözlük artık çok kötü demesini biliyor herkes.
bunu yapmayın.
klavyeden parmaklarınızı çekin. şimdi ben butonuna tıklayın. son entrylerinize bakın.
kaç entrynize dışardan baktığınızda, "evet faydalı birşeyler yapmışım ben" diyebiliyorsunuz.
faydayı geçin, içinde küfür olmayan kaç başlık açtınız?
hepsi öyle olacak değil ama bir bakın. kaç tane bilgi içeren entryniz var?
neden buradasınız?
olmalı mısınız?
sonra deyin ki. ben "uludağ sözlük" ten soğudum.
ben soğumadım.
evet uludağ sözlükten soğumadım.
çünkü burada eğlenebiliyorum, öğrenebiliyorum ve kaliteli insanlar var çevremde.
şikayet edenlere duyurulur.
sözlükte yeni açılan başlıkların günden güne seviyesizleşmesi, genel olarak birbirinin benzeri ve amaçsız olması ve kontrole tabi tutumuyormuşçasına orada durmaya devam edebilmeleri. hakkaten sözlükten soğuma nedenidir..

(bkz: götüme benzemişsin)
(bkz: aynı götüme benzemişsin)
(bkz: askerinin eline veren komutan)
(bkz: söylenebilecek en güzel kapak söz)
(bkz: rooneyin beşiktaşla taşak geçmesi)
(bkz: kızla sevişirken x kişinin ateş istemesi)
(bkz: vermek için bahane arayan kızlar)

seviye yerlerde.
sol framede atışma başlıklarının görülmesi. şöyle örneklendirelim. bir futbol konusu açılır. onun ardından rakip takım taraftarları benzer konuları. atışmak için eski defterleri konu haline getirilir.

7 0 ı kimse görmedi 6 0 ı tüm dünya izledi

20 45 tarifesi

5-1 tarifesi

12 şubat 1911 fenerbahçe galatasaray maçı

yuh abi bu kadar olmaz.
bazen soğutmaktan daha beterleri olur , yeter dedirtir insana . (bkz: sabri sarıoğlu)
devamlı birilerini bir şeyler ilan edenler. yok ak partiye oy veren türk değildir, yok her ak partili fetullahçıdır, fener taraftarı taraftar değildir seyircidir, size ne kardeşim?
başlık içindeki entryler neredeyse aynı. yani,
"x şarkıcının çok güzel bir şarkısı" yazmak ile "x sanatçısına ait güzel bir parça." yazmak arasında pek fark göremiyorum ben. örnek basit olsa da durum bu. bkz lar bile birbirinin tekrar.
okumaktan sıkılıyorum. ee bi insan okumadığı sürece yazabilir mi? bence hayır. yazılsa da sonuç bu olur.
işte cevap da burada. okumadıkça birbirini tekrarlayan entryler ve yazarlar ordusu. ordu diyorum çünkü nerdeyse hep bir ağızdan aynı cümleler çıkıyor parmak uçlarından. hani birileri bir şeyler anlatır ve siz sadece onu onaylarsınız. onun cümlelerini kullanarak da bunu yaparsınız. ama hiç bi zaman kendinize ait bir cümleniz olmaz. yazmak da böyle bir şey. senin olan ne varsa, düşüncende, onu kelimelere/cümlelere dökersin, ama senindir bilirsin.
hülasa;
defalarca aynı cümleyi okuyasım yok, yazamıyorum.
tartışma konularının açılması. hiç gerek yok bunlara.
klimanın açık unutulması. *

edit : vurmayın olm tövbe !
(bkz: #5975955)küfürün adı günah derler.
(bkz: #6009451) şu entry nin en az bir artı oy alması bile * bu sözlüğü ve içinde yazar diye tabir edilen bir kısım şerefsizleri insanın gözünden düşürür. başlı başına bir sebeptir.
sürekli sex, tecavüz, bakirelik başlıklarının yoğun olarak görünmesi insanları bunaltmış durumdadır.
Çaylak olmak ve sürekli aynı tarzda başlıkları görmek.
aslında olmayan nedenlerdir. arkadaşım siz yoksunuz, silik mastürbatörlersiniz (!) * * *
(bkz: hıncal uluç)
bekaretle ilgili başlıkların çoğalması.
(bkz: Moderatörler)
(#6022231) kesinlikle.
kişisel entryler girilmesi.
deniz özerman başlığı açıp, onun tiyatrocu ve oyuncu olduğundan bahsetmek yerine, "çok seksidir" entrysi girildiğini görmek, bunlara en güzel örnektir.
atatürk düşmanı yobazlar.
karşıt görüşlü bir kişinin etiketlenmesi.
(bkz: terörist)
(bkz: yobaz)
(bkz: faşist)
(bkz: dinsiz)
(bkz: 8taşlı)
en çok sonuncusu koyuyor bana.
Yazarken diğer örnekleri görüp, haksızlık yapılıp, çaylak konumuna düşürülmek.