bugün

hür demokratik parlamenter sistemlerde eleştiri yapma hakkından vazgeçilemez elbette. şu var ki sevgili dangalaklar, eleştirdiği eser gibi, eleştirinin kendisi de bir eserdir. eleştirmen de eserinin (eleştirisinin) yetkinliğiyle kendini kabul ettirmek durumundadır. aklına geleni üslup kaygısı gütmeden yazıp söylemek bu amaca hizmet etmez.

örneğin, bir sinema eleştirmeninden, eleştirdiği filmden daha iyisini çekmesini beklemek değil, ama eleştirisiyle sinemaya bakışımıza yön vermesini, ufuk açmasını beklemek hakkımızdır. bu bağlamda, sözlükte "hoşlanılan kızın aduket atması" ve benzeri temalarda otuz civarında giri girmiş bir yazarın "sözlük çok kalitesiz ve hepiniz iyrençsiniz." şeklinde bir şeyler yazması, seksenli yıllarda yirmi kadar seks-komedi filmine imza atmış bir yönetmenin "türk sineması nereye gidiyor?" diye seminer vermesini andırır daha ziyade.
hemen şimdi herhangi bir başlığa girip entryler alt alta okuduğunda refleksif olarak ortaya çıkan durumdur. denemesi bedava.
göt ister.
1 entry'e bakmaktadır.