bugün

elde satırlarla,silahlarla insan kovalamak ve devletin kolluk güçlerinin şakşakçısı olarak işgören delikanlıların benimsediği anlayış.
-1 çift yürürken ses çıkaran potin
-gerektiği anlarda çıkarılması farz olan cepte hazır tesbih
-karşı cinse bacım diye hitap etmek
-selamlaşırken kafadan ses çıkartarak kafa tokuşturma
-en az 10 kişilik grup halinde dolaşmak

vb. şeyleri olay anında sıcak servis etmektir.
Derin değildir. Yeke yek tabir edilen durumlarda delikanlı oldukları hiç gözlemlenmemiştir. Bunlar ya 30 kişiyken 1 kişiye ya da silahlıyken silahsıza delikanlıdırlar.

(bkz: Kabadayılığın şerefini 5 para eden haraççı yeniyetme haybeciler)
(bkz: ağır roman)
elinde satır ve bıcaklarla üniversite de bayanlara saldırmaları.
başları tarafından verilen fetva ile sarımsak,beyaz çorap ve tesbihten men edildiklerinden dolayı kişilik bunalımı yaşayan,akabinde ''tamam bunlardan men ettiniz,ama bari belimizdeki satırımıza,silahımıza ses çıkarmayın,yoksa ülkücülüğün ne anlamı kalacak'' şeklinde serzenişte bulunanların mensup oldukları delikanlılık anlayışıdır. çokkkk derindir,kaba bir hesapla ayakkabının topuğu izasında olup pantolon paçası izasına yaklaşamayan bir yere tekabül etmektedir. bir nevi ayakaltı delikanlılığıdır.
(bkz: baltalı ülkücü paşa).
bir adamı 10 kişi dövmelerinden bellidir.
O kadar derinde kalmıştır ki daha çıkarıp gösterebilen görülmemiştir.
solculari samar oglan sanmalari.

solcu degilim yanlis anlamayin fek'at bi zamanlar hayvan gibi bi solcunun 3 ulkucuyu patakladigini gormustum.
ancak kızları tehtit edecek ve korkuttuklarını sanacak kadar derin olan delikanlılıktır.
bu tipleri gayet iyi tanıyıp analiz ettiğimden süfer açıklayabileceğim, sözde delikanlılık şeysidir. altın kurallar,

1. topluluk halinde gezilmelidir. yalnızken kimseye sataşılmamalı, topluluk halindeyken; daha büyük bir topluluğa sahip olabilecek kişilere karşı domalınmalıdır. mecazi anlamda tabi; gerçi domalan da vardır. yani çetesi olan elemandan uzak durulacak, göt yemez.

2. övülen kişiye araya girmek suretiyle bilimum yalakalık yapılıp pay çıkarılmalıdır. yani birisi övülüyorsa olaya balıklama dalınıp "ha aynen aynen" gibi laflarla övgü pekiştirilmelidir. tam tersinde, bir kişi diğerine kızmışsa; fırça atan kişiye yalakalık olarak yiyene, "aynen ha doğru söylüyo" gibisinden laflar etmek gerekmektedir. evet budur.

3. insanlığından, delikanlılığından bahseder. fakat botuna bastı diye abisini çağırır adama. budur delikanlılık.

4. yanında çocuğuyla giden dingin bir bayana bile "üf ne zkilir ha" diyip "ben müslüman değilim abi" diyince sktir piç demek farzdır. müslüman olmayan arkadaşın "ayıp lan" lafına karşı birşeyler uydurmak, milletin karısına kızına bakıp "sevgilime baksalar vururum abi orda" demek çok daha gereklidir; bunu demeyen ülkücü olamaz.

uzar da gider. böyledir lan.
heyyy dostum,sen bu derinlik işini yanlış anladın,aslolan şu;

''derin olan kuyu değil,kısa olan ip...'' bu anlamda herkes ipinin yettiği kadar delikanlıdır. a,b,c,d,g noktaları şeklindeki alfabetik derinlik hissiyatlarını bir kenara bırakıp düşünecek olursak,gerçek delikanlılık, kendini en iyi dalgıç olarak düşünenlerin bile içine girdikleri anda boğulabilecekleri kadar derin bir mevzudur.ve belde duran satırlar ağırlık yapar,dibe batarsın...bir nevi turkish harakiri evlat.
samoslu dalgıçları düşün evlat,onlar bile boğuluyorlar...
sen ki bir düğüm bile atılamayacak kadar kısa olan ipinin bir ucunu beline, diğer ucunu statükonun engin ve keskin kayalıklarına bağlayıp öyle girmeye çalışıyorsun bu derin deryaya, devamlı şakşakçılığını yaptığın statükonun kolluk güçlerine; abi ne olur ver şu kolluklarınıda kollarıma takayım,bu delikanlılık suları çok derin,bari şu kolluklar beni suyun üzerinde tutsun... diyebiliyorsun. sende iş yok be kardeşim. git şakşakçılığını yaptığın abilerinle ''kumdan abi heykelleri'' yap, harcın içine bok katta sağlam tutsun heykeller. delikanlılık senin yenine diyesimin geldiği başlık.
1 e 10 kavga etmeyi temel alan bir delikanlılık anlayışıdır. delikanlılıkla alakası yoktur yani.
satır,silah,bıçak,ya allah bismillah bu tip sözde delikanlıların varlıklarını kutsadıkları araç ve gereçlerdir... yanlış anlamayın; bıçak ile sevgililerinin adlarını ağaçlara kazırlar, portakal soyarlar. satır ile kurban bayramlarında kemik kırarlar, silahları zaten bildiğiniz çakmak silahlardır,sigaralarını yakmak için taşırlar...bu alet edevatları hayatta insanlara karşı kullanmazlar...

(bkz: yalanını zikkim)
sırtlanların delikanlılık anlayışıyla benzerlik gösterir. yalnızca sayıca üstünlük sağlayarak gözdağı vermeyi düşünürler.
tek başına pek bir anlayışa sahip değildirler, genelde sürü halinde gezerler kaçak dövüşürler birebir'e hiç gelemezler.
afiş asılıyor diye çivili sopalarla saldırmaktır, çıkan arbedede satırla dalarak akabinde birinin elini kesmektir...
(bkz: ey türk gençliği)
ulke sorunlari uzerine 2 satir katkida bulunmayi ihmal etmeyen delikanlilardir. yanliz bu satir baska satir.
sıfır altında gezen bir anlayıştır.

dünyadaki diğer ırkçılar gibi karabalık oldukları vakit insanlara saldırırlar.
kimine göre bu anlayış; satırla, silahla adam kovalamak olarak addediliyor (ki bunlarda sike sürülecek anlayış, akıl yok)

ağıza dolandıya bu, tamam amına koyüm! don lastiği gibi cekip, cekiştirerek mundar ederler. görende götüne makas soktular, ağzına silah dayadılar sanar.

yaşadığımız bu siktimin dünyasnda pkk militanlarının eylemlerinden başka bişeyler görebiliyorsunuz ve onlarda bu tarz ülkücü eylemleri öyle mi? insan görmek istediğini görür, baktığı yeri değil. hep klasik..hep klasik siktimin cümleleri ağızda motto olmuş laflarla cevir, dür sok götüne otur yerine! cok sıkıcısınız.
kafayı çektikten sonra, üzerine ot içip millete ne diye içki içiyorsunuz ayağına sataşmaktır.
ülkücüler kendilerine hitap eden türkücü zımbırtılarının konserinde konsere gelen ülkücü kızları ekseriyetle pandikler.bunun üzerinden varın siz düşünün delikanlılıklarını.
(bkz: dual +7 cleaver)
ülkücülerin derin delikanlılık anlayışları; ortaokullu, liseli çocukların çevre edinmek amacıyla ülkü ocaklarına girmesi ile değişime uğramıştır.

bu günden sonra okulda kız arkadaşına laf adan çocukları ülkü ocaklarına şikayet eden ülkücülerin, ülkücü arkadaşları ile o çocukları dövmesi, tehdit etmesi formatına geçiş yapmıştır. polat alemdar gibi katı karakterlerin ardından bu arkadaşlarımız polatımsı hareketlerle kendilerine kimlik kazandırmışlardır. ülkü ocakları mensupları, bu tarihten sonra türklüğü savunan bireyler olmak yerine okulların kabadayısı olmayı kendilerine görev edinmişlerdir. yazık..
ülkücü, kemalist, vs vs vs... aynı tip adamlar aynı tip başlıklar.

gelelim bu heriflere. ülkü ve ülkücülük ne demek dediğinde yanıt veremeyen veya sözlükte sokakta kendisine ezberletilen şeyleri sayıklayan bu "delikanlı"lar böyle bir tespit sıçmış. öncelikle şunu diyelim; ülkü ve ülkücülük mhp ile birlikte doğan bir şey değildir, binlerce yıllık bir kültürdür. işin bu kısmına kadar anlaşıldı mı? -tabiki hayır, anlamadılar.

Neymiş efendim, sürü halinde geziyorlarmış. Sanırım parti bildirgesi dağıtan komünistlerle ve gizli ibneliği olan cemaatlerle karıştırdılar bu durumu. durumu eleştirenlerin çoğu da cemaat yanlısı olunca aklıma daha da farklı şeyler geliyor ama işin o kısmına hiç giresim yok. özel hayattır sonuçta...