bugün

yeni açılan özel okulların bazılarının tıp fakültesi barındırmasının yanına hastahane vakıflarının açtığı 2 üniversitenin fakültelerini ekleyip, tıp fakültesi açmayı düşünen okulları da eklediğimizde önümüzdeki 15-20 sene içinde memleketin doktordan geçilmeyeceği gerçeğini anımsatan olay.
tıp da öğretmenlik gibi olacak galiba.

kuş kadar maaş, zorunlu hizmet, yüzlerce hasta..

"işine gelirse paşam!" denilecek.

yok arkadaş gönül razı değil. tıp kazanamadım mühendis oldum ama yinede razı değilim.

çok işçi=az maaş politikası güdüyor bu tayyip.

ee 3 çocuk yapın diye boşuna demiyor. bak çine? adam günlük 3 dolara çalışıyor.

uyan türkiyem.

(ben uyandım da ne oldu amk?)
Sağlık alanındaki kaliteyle ters orantılı olandır.
gelecekte doktarların da işsizler tayfasına katılacağını öngören durum. ayrıca yabancı doktorlara da vize vererek bu durumu pekiştirmeye çalışmakta sayın yetkililer.
fen lisesi sayısının artması ile orantılıdır.
lost çok bozdu ya durumuna bir başka örnektir.
geçen sene bir hesap yapmıştım ben 10000 kontenjan var avrupa standartları için ise 110bin civarı bi doktor açığı var( kişi başına düşen hekim sayısı ile hesaplanmış) . yani yaklaşık 10-15 yıl bu mesleğin önü her türlü açık. tabi kontenjanlar artmazsa. eğer sürekli tıp fakültesi açmaya devam edilirse 10 yıla öğretmenliğe doğru yol alır bu meslekte. ancak hala çok revaçta; 10bin kontenjan var 12-13binle falan kapatıyor tıp o derece revaçta.
hükümet politikasıdır. sadece tıp fakülteleri değil tüm fakülteler artmıştır, fakat bu artışla korele olarak kalite düşüyor. tus kontenjanları azaltılıyor bir yandan, diğer taraftan yabancı hekim uygulamaları başlıyor. bu politika doğrultusunda amaca adım adım yaklaşılıyor, itiraz edemeyecek, vasıfsız, sadece verilen görevi yapacak personel yetiştirilmesi. diğer taraftan ise prof'lara uygulanan baskı neticesinde dünyaca ünlü adamlar, tek derdi bildiklerini aktarmak, yetişen öğrencilerle gururlanmak olan adamlar yavaş yavaş üniversitelerden uzaklaştırılıyor. sağlık bakanı çıkıp doktorlaru sıraya diziyor, bunlardan birinden şikayetiniz varsa söyleyin bitireyim diyebiliyor, ve bu sadece doktorların sorunu gibi algılanıyor. halbuki durum bundan çok farklı, asıl politika şu, az olanı çok olana, zengini fakire, okumuşu cahile kırdırmak. şu anda ciddi şekilde üzerlerine gidilen kesim doktorlar; burda da izlenen ise maaşın yüksekliğini ön plana çıkartıp, yaptığı işi basite indirgemek. 2 tık tık 1 şık şık mantığındaki bir toplum ise zaten buna uygun. biraz da medya arkaya alınırsa yapılamayacak şey yoktu, nitekim artık yapılabilecek bir şey yok. hocalar artık uğradıkları baskıdan o kadar yılmış durumdalar ki benden uzak olsun da ne olursa olsun derdindeler. performans uygulaması yüzünden bir çok fakültede derler aksamış durumda, sebebi ise performansın dersin önünde olması. üniversitelerin kuruluş amacı öğrencilerdir aslen fakat bu günden güne unutulmakta, ikinci plana itilmekte. tabi o an için de bu öğrencinin işine gelmekte. 1 vizitin, 1 dersin olmaması demek her zaman için kutlama konusu fakat bu adam doktor olunca farkına varıyor, aslında donanımsız olduğunun ve yetersiz olduğunun.

diğer tarafta ise artan üniversite sayısının plansız olduğu ortada, profesörü olmayan tıp fakülteleri var ki; hekimlik usta çırak ilişkisiyle öğrenilir, eve gidip slayt, not, kitap ezberlemekle değil. bunları ezberleyenler sadece yüksek not alıp, iyi doktor olduklarını sanırlar fakat asıl önemli olan hastaya yaklaşımdır. zaten hekimlerin en fazla düş kırıklığı yarattığı nokta burasıdır, kimse şunu iddia edemez ki hekimler %100 suçsuzdur. hekimlerin suçlu olduğu nokta burasıdır, hastayı para, itibar olarak gören hekimlerin varlığı ve bu hekimlerin ön plana çıkartılması, bu hükümet politakasına prim yaptırmıştır fakat devletin aslında çürüğü ayırıp, iyiyi koruması gerekmektedir. halk ise şu an durumdan memnun gözükmektedir ama 2-3 yıl içinde sağlık düzenlemelerinin neler götürdüğü gün yüzüne çıkacaktır.
*
maksat biz bölüm açıyoruz böle yaparak işsizliğin az olduğunu göstermek istiyorlar aslında okuyan kesim işsisz kesim olarak görünmüyor böle yaparakta sağlıktaki jkalıtayi düşürüyor nedemiş atalarımız nerde bolluk orda...
sağlık bakanlığının doktor açığını kapatmak için her yıl yaptığı olay. ulan doktor açığı var diye de 200 kişilik bile olmayan amfide 270 adam okutulmaz ki. bundan bir kez daha bahsetmiştim bu sözlükte. hacettepe tıp'tan bahsediyorum. bozok tıp+kastamonu tıp+hacettepe tıp 270 kişi civarı tutuyor 2.sınıf türkçe amfisi. diğer üniversitelerde de durum böyle. hatta üniversite yök'ten 250 civarında asistan kadrosu istiyor her tus döneminde. yök veriyor 70 tane. neden? çünkü türkiye'nin bilim adamına ihtiyacı yok, doktora var. zaten şu acıbadem tıp'taki bakanın kızının bizim fakülteye 3.sınıfa yatay geçişle alınması olayı ve organ nakli vak'alarından sonra epey forsu sarsıldı fakültenin ve okulun. yani şöyle diyeyim, kadavra yok doğru düzgün. hacettepe tıp'ta durum böyleyken diğerlerini siz düşünün. bütün aletler yetersiz. hocalar özverili ama, ona bir şey diyemem. hiçbirisinin de soru soran ve merak eden öğrenciye ters davrandığını görmedim. bir miktar açığı kapatmaya çalışıyorlar işte. onlar da memnun değiller bu durumdan. lakin bakan kızının olayını medyaya kim sızdırdı diye türkiye'nin en önde gelen tıp hocaları teker teker sorguya alınıp ifşacılığa zorlanırsa onların da yapabileceği bir şey yok pek. her ile tıp fakültesi kuruluyor günümüzde. tamam gençler okusun doktor olsun bu güzel bir şey. tamam da bu adam staja çıktığında n'olacak? olmayan hastanede neyle staj yapacak yani? açtılar bizim balıkesir'e tıp fakültesini. insanlar staj dönemlerinde uludağ tıp fakültesine, çanakkale tıp'a gittiler bildiğin. reva mı onlara yapılan?

her neyse birsürü şey var yazılacak da kim okuyacak, anlayacak falan falan.
Yalana bak aq 2015 devlet uni. tipda 16K ile kapatti.Ozel universitelerde 2-3K ogrenci alsa parali yilda 18-19K doktor eder.
dönemimde ilk 7000 içinde olmak gerekirken şimdilerde 16000 e kadar çıkmış.

iyice ettiniz mesleğin içine.