bugün

(bkz: bekle) baştan sona mükemmel sözler abidesi.
sevilirken bilmedin mi?
ben söylerken gülmedin mi?
falımızda hasret var, ayrılık var demedim mi?

anlamazdın anlamazdın,
kadere de inanmazdın.
hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?
dilerim ki mutlu ol sevgilim,
ben olmasam bile hayat gülsün sana.
günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda.

kalbim bomboş kaldı sanma,
acılar geçer zamanla.
aşka tövbe demem ben,
görürsün sevince yeniden. *
kondulardan gelmişik lo
açlık yoksulluk çekmişik
her sabahın seherinde
güven park'ta birikmişik

açlığın dini olmaz
yoksulluğun vatanı
körolasın kahpe devran

güven park'ta bir anıt var
yamru yumru kara taştan
yazıyor ku o anıtta
öğün çalış güven ey türk

cam silerik parıl parıl
ağartırık kap kacağı
yeter ki gelsin de ekmek
biz her bir işi görürük

ayşelerik fatmalarık
güllülerik hatçelerik
güven park'ta o anıta
çok saygı selam ederik

övünsek de güvensek de
çalışsak da olmuyor ki
'türk'ük deyin övünüyok
açlık 'türk'ü bilmiyor ki

(bkz: insan pazarı)
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp koşmak içimde var.
Şebnem Ferah / Hoşçakal.
Sensiz geçen günlerin kazası yok be sevgili.(Sago /Soğuk Küvet)
Katıksız iyiyi bulana dek mi sürecek tek devamlılık.(Sago/ Karikatür Komedya)
Manda yuva yapmış sögüt dalına.
Sevgi anlaşmak değildir
Nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir
kırıklarını aldırdım kalbimin
zırhımı çıkarttım astım portmantoya
güzel vücutlar boş suratlar
benimse yenmiş tırnaklarım
titrek ellerim var
evet dedi ben de seni aldattım
bi̇r kez de değil üstelik
çünkü beni çok kanattın
çok sevdiğim bir yalandın

gönülçelen gönülçelen
aynı anda utanmadan
hem kırıcı hem kırılgan
yordun beni gönülçelen

gönülçelen gönülçelen
biraz gerçek biraz yalan
hem yarabandım hem yaram
bitsin artık gönülçelen.

teoman- gönülçelen
Sevgim gerçek olmasaydı..
Ağlayabilir miydim?

Sago.
sessiz bir kaya düşün
deniz kıyısında yalnız
dalgalara göğüs gerip
soğuktan üşüyor
ne ahlak nede sevgi gökten dünyaya indi
insanlık istedi keşfetti hepsini
dün doğmuş bir bebeğe bile girebilen mikrop misali
içimizde hem kötü var hem iyi.
artık çok üzmüyor beni,
hiç bir sey hissetmiyorum hatta!
bir kaç anı onlarda,
silinir nasılsa zamanla...

teoman- soluk soluğa
Ama o anladı
O beni anladı
Dibine kadar
Dibine kadar
hapiste günler ağır geçiyor diyorlar. olsun be ben vazgeçtim hürriyetimden.
Madem ki istiyorsun öyleyse durma git
Beni düşünme rahat ol yalnız kalabilirim
Sende bilirsin hiç bir acı sonsuza dek sürmez
Hatta her an yeniden sevebilirim

Olmazdı bende biliyorum haklısın haydi git
Korkma seninle gerçekten dost olabilirim
Aslında bende uzun zamandan beridir sana
Ayrılmak istediğimi söylemedim haydi git...

Git... Git... Gitme dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim

ikimiz içinde doğru olan böylesi git
inan bana sandığın kadar üzgün değilim
içimde yepyeni bir hayata başlamanın
Sevinci ve heyecanı var artık git...

sezen aksu-git
ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir.

sezen aksu /gidemem.
benim bu derdim ne yağan yağmurda ne yalancı sonbaharda ne bomboş sokaklarda.....gittin ya kafam duman.....
Sen benim hiç sevmediğim sessizliğimsin,
kaybettiğim yolum,
korktuğum karanlık
tutamadığım yeminlerim...

(bkz: cem adrian)
rüzgâr eserken,
yapraklar dökülür,
o berrak yüzünden bir damla süzülür,
bu ayrılık...

kalbindeki en büyük yaradır artık...
ve güneş batarken, çocuklar uyurken,
başucunda bekleyen yorgun bir melektir...
ve her gece sabret diye saçlarımda dolasan tanrı'nın elleridir.

ne büyük, ne derin, ne siyah, ne keskin,
hep ayrılık gibi o kırılgan gözlerin,
unutma...
unutma...
dikecek yırtılan geceyi sabaha...

ne büyük, ne beyaz, ne eşsiz, ne duru,
hep sarılıp sarıyor üşüyen ruhumu,
bırakma!
bırakma elimi düşerim karanlığa.

bir melek işliyor ismini ince bir dantel gibi kalbime...
hissediyorum kaderimin üstünde gezinen yumuşak uçlu parmaklarını...
küçük bir kum parçası karışıyor denize uzakta bir yerde...
ve gözyaşların değiyor avuçlarıma...
ağlama...
Cem Adrian
uğraş didin farklı şeyler yapmak için
üç kişi ya da beş kişi anlar.
ve gözleri uzak yamaçlarda
aranıp dururken bir şeyleri
sessiz ve sakin beklemekte
bekledikçe bileylenen yürek.
dünün benden çaldıklarını belki geri verir öbür gün. (bkz: üçnoktabir)
Uyandığında onu ilk kim görecek
Bıraktığım düşü kim büyütecek?
biz aşkı meleklerden çaldık birbirimize sımsıkı bağlandık.
sevmekten kim usanır
tadına doyum olmaz
hangi gönül uslanır
sevenle oyun olmaz

kaç kere yemin ettim
kaç gönüle de girdim
sensiz yapamıyorum ah
bak yine geri geldim

ister yüzümü güldür
istersen ağlat beni
bir gecenin koynundan
bir geceye at beni

kaç kere yemin ettim
kaç gönüle de girdim
sensiz yapamıyorum ah
bak yine geri geldim

müzeyyen senar - sevmekten kim usanır.
hani bir defa olur, hani hayat durur
bir o vardır bir sen gerisi yoktur
hani nefes nefese dünya karşı gelse
öylesine cesur bir o kadar zordur

anlatabildim mi yeterinde yani o kadarsın
bülbülün altın kafeste ille de dediği vatansın

gül, gül bakalım, dinsizim imansızım
gün ola devran döne
ansızın anlarsın

atsan atılmaz, satsan satılmaz
anca yaşanır anlatılmaz.

gül bakalım. erken güleryüz.
güncel Önemli Başlıklar