bugün

herkesin haklarını koruyup kollayacak, insanları fişlemeyecek, inanışlara ve inanmayışlara, tercihlere saygı duyacak, adaleti siyasete ya da zümrelere alet etmeyecek, eğitim politikası tüm ülkeyi kapsayacak... bir iktidar olabilir mi?
Aslında olması gereken iktidardır ama halk da insanların dini duygularını sömürmeye hevesli sağ partilerden soğumadıkça bu işin olması zordur.
(bkz: olamaz) her şey iktidar kelimesinde saklı.
herkesin aynı fikirde olması ile gerçekleşebilecek olandır yoksa... (bkz: öyle bir şey yok ama olabilir de)
türkiye gibi kapitalist üretim ilişkilerinin hakim olduğu toplumlarda "herkesin hakkı" diye bir kavram çok soyut kaçar.

bugünkü "herkes"in içinde para babaları da, cemaat tarikat şeyhleri de, patronlar da var. onların haklarından halka birşey kalıyor mu?
cevabı hepimiz biliyoruz.

öyleyse sorunumuz önce halka hak hukuk bırakmayan bu haşereleri "etkisiz" hale getirmek gerekir.

(bkz: sosyalist iktidar)
(bkz: özgürlük ve dayanışma partisi)
(bkz: ütopya)dır. ama bunu başarabilecek bir hükümet ne güzel hükümet, lideri ne güzel liderdir.
biraz zor o. ister istemez bi tarafa gönlü kayacaktır o iktidarın.
hayal o hayal.
t: yoktur.

arkadaşlar şimdi kabul edelim veya etmeyelim, iyi şeyler de kötü şeyler de zorla oluyor bu memlekette. küçük bir azınlığın ideolojisinin devlet dairelerini işgal etmesi ile iktidar kurulur ve bu iktidar kendi ideolojisini halka dayatır. böyle bir durum kumardır. iyi veya kötü artık hangisi olursa.

Anadolu, son üç bin yıldır neredeyse merkezi imparatorluklar ve onların üstünde de hanedanlıklar ile yönetildi, buraların insanlarının en iyi yaptığı şey itaat etmek. Bir ara evet asya'dan gelen Türkler farklı bir egemenlik anlayışı ve farklı toplumsal örgütlenmeler getirdiyse de zamanla Türklerin yönetimi de bu diyarlardaki eski imparatorlukların tarzına döndü. Nitekim Osmanlı da binlerce yıldır hakimiyet kuran büyük imparatorlukları kendine örnek alarak yapılandı. Kendi tarzını koymuş olması önemli değil, mantık ve ideoloji aynıydı. Bu uzun tarihte, gücü merkezileştirmek yerine halka dağıtma uğraşı sergileyen tek istisna, Fransa menşeili ideolojilerden fazlasıyla etkilenmiş Mustafa Kemal Atatürk ve onun bir zamanlar sıra, sonralarda silah arkadaşları olan insanlardı. Onların bu ülkeye getirdiği ideoloji, bugünkü Türkiye'nin yapısını büyük oranda oluşturdu.

Bu ülkeye, en iyi yerleşmiş olan Atatürk ilkesi cumhuriyetçiliktir. Bakınız en baskıcı iktidarlar bile gücünü bundan alır, Atatürk'e karşı olan cemaatçiler bile bu alanda gücünü toplamaya çalışır. Siyasi olarak güç elde etmenin tek koşulu da sandıkta başarı kazanmaktır. Sandıktan bir şekilde galip ayrılmış bir partinin yaptıklarını gericilik olarak yaftalamak insana lezzetli gelebilir ama onlara bu şekilde seslenenlerin halkı hem gerizekalılar topluluğu olarak görüp hem de onlardan oy istemesi en hafif tabirle yavşaklıktır.

konumuza dönelim, başlıkta bahsedilen bir iktidar malesef türkiye'de olmayacaktır. en iyi ihtimal, halk tarafından desteklenen, okumuş insanlar tarafından ideolojisi oturtulmuş, ekonomide, sanatta ve siyasette dönemin ruhunu yakalayabilmiş bir iktidardır. Ki bu iktidar da, halkın geri kalanını gerzek olarak gören okumuş insanlarla veya iktidar olmak istiyormuş gibi görünüp muhalifliğin ekmeğini yemeye devam etmek için iktidara oynamayan partilerle olmaz. bütün bunları kim yapar? bilmiyorum. inanın ki bilmiyorum.