bugün

türkiye ekonomisinin şu an itibariyle avrupanın en büyük 6.ekonomisi olma durumunu anlatan cümledir.
70 milyon gibi müthiş bir nüfusa sahip olmamızdan dolayı başarısızlık kabul edilmesi gereken durum. zira adamlar bizim nüfusumuzun yarısı ile bizden çok üretiyorlar ki burada ciddi bir mantıksızlık var.
önemli olanın hangi kuruluş tarafından söylendiği olan savdır, kanaatimce. eğer sayın başbakanımız diyorsa, şahsen bana pek manalı gelmez çünkü ben de dünyanın en iyi 6. basketçisi olduğumu söylüyorum ama dünyanın geri kalanı benle aynı fikirde değil ne yazık ki..
imf'nin yapmış olabileceği toplu bir kamera şakası.
alım gücüne bakıldığında pek bir anlamı olmayacak bilgidir.

(bkz: alım gücü)

edit: nesini kötülediniz bunun? türkiye'nin ekonomik olarak avrupa ülkelerinin gerisinde olmasının nedeni ben miyim?
kavram karmaşası. şöyle ki;

a- türkiye bir ülke değil midir? yoksa ülke diye bizi kandırdılar mı yıllardır?
b- eğer alatılmak istenen türkiye ekonomisiyse, büyüme nerde? ekmek 30 ykr olmuşken ankara'da, toplu taşımalara zam gelmişken, insanlar karınlarını doyururken nasıl ilk ona girebildik?
c- tüm avrupanın mı ekonomisi bozuk?
d- tüm avrupa ekonmik krizdeyse malta nasıl bu kadar zengin?
e- ekonomi neyle ölçülüyor?

bu soruların cevabı net değil. aslında net ama, bizim kafamız net değil. aslında önemli de değil. benim karnım hala aç. cebimde de üç kuruş para yok. ekonomi sper olmuş kime ne?
hükümetin en büyük başarısı.

sağolun!

sayenizde kendimizi daha iyi hissediyoruz.
hükümet ne yaparsa yapsın bir kısım çevreye yine yaranamadığının göstergesi. halbuki onların istedikleri parti başa bir gelse 1 haftada her şey ne kadar güzel olacak.
(bkz: avrupa birliği)
efendim kısa bir araştırma ile gerçek görülebilir. evet türkiye avrupa'nın 6. büyük ekonomisine sahiptir bu doğru, geçen sene 7'ydi. bu sene yanlış bilmiyorsam hollanda geçildi.
şimdi demek istediğimi anladınız mı?
avrupa ülkeleri seviyesi söz konusu olduğunda şu anda hollanda ile kapışıyoruz. peki ne var bunda şu var;
türkiye 70 milyon insan ile yılda yaklaşık 550 milyar dolarlık üretim yapar.
hollanda aynı üretimi 16 milyon nüfusu ile yapar. (çalışan nüfusu ayırma ihtiyacı hissetmiyorum 70'e 16 artık insaf)
insan gücü bakımından bizimle denk olabilecek tek ülke olan almanya, 2.5 trilyon dolar üzerinde üretim yapar.
türkiye'nin üretim kapasitesi büyüklüğü kalabalık nüfusundan ileri gelir ve küçük nüfuslu ülkelerle kolayca aşık atmaya yarar.
ama bizim kadar kalabalık ülkelerinin yanında çok ama çok küçük kalıyoruz maalesef.
almanya gibi ülkelerin başında terör belası ermenistan belası kıbrıs belası gibi belaların olmadığından neden almanya ile yarışamıyoruz demek biraz manasızdır. her ülkenin kendine has sorunları var. önemli olan bu çıkışın sürekli olarak sürmesi. bir sene sonra 5. oluruz sonra daha da yükseliriz. devam eder gider böyle. *
üretim yapmadan sadece elimizdekileri satarak ayakta duruyoruz borç bir süre sonra gırtlağa dayanacak ve biz böyle bir lafla ancak kendimizi avuturuz. sosyal güvenlik açıkları yüzünden sıkıntıya girmezsek bir kaç sene daha 6. büyük ekonomiyiz diye pembe hayaller kurmaya devam ederiz. ama bu işin sonu 2001 yılındaki krize benzer bir hüsranla son bulacak gibi.
avrupanin en kalabalik 2. ulkesi oldugumuzu dusundugumde benim icin pek de buyuk bir anlam ifade etmeyen cumledir.
ekonominin büyüklüğü ile işler ekonomi arasındaki farkı gösteren durum.
geçim şartlarına bakılarak önemli olanın boyu değil işlevi olduğunun bir kez daha anlaşılacağı durum/tespit/rank.
gsmh açısından bakıldığında doğru olacak saptamadır, yalnız şunu da unutmamak gerekir ki nüfusu 1.2 milyar dolaylarında gezinen çin'in de ekonomisi yaklaşık 2 trilyon dolar dolaylarındadır. ee bu şimdi ne demek oluyor, mühim olan nicelik değil niteliktir demek oluyor. türkiye ekonomisi hala sıcak paraya dayanmaktadır ve yabancı yatrırımcıların ülkedeki parayı azıcık çektiklerinde neler olduğu 1994 ve 2001 krizlerinde kabak gibi gözükmüştür. türkiye şu haliyle değil yurtdışı borçlarını, bu borçların faizlerini bile ödeyemez durumdadır. yabancı sermayeyi ne pahasına olursa olsun ülkeye çekmek için belirlenen yüksek faizler, göz boyamaya yönelik ekonomik büyümenin ana etkenidir. kişi başına düşen milli gelire baktığımızda bile ancak 8000 dolar civarlarında gezinmekteyiz hala. kaldı ki, bu kişi başına düşen gelir denen şey ise adil bir dağılımı sergilememektedir. ekonomik büyümede, yani yurt içi milli hasılada yaşanan büyümenin aslan payı yine sermaye sahiplerinin cebine gitmektedir. ayrıca merkez bankası tarafından belirlenen yüksek faiz oranları, gelir dağılımındaki uçurumu daha da derinleştirmektedir. istihdam sağlamaya yönelik olmayan yabancı yatırımlar, sadece rakamsal büyümenin yaşanmasını sağlamakta; halkın refahının artmasına ise herhangi bir katkıda bulunmamaktadır.
türkiyenin afyona bağımlı bir insan gibi, mutlu olması durumudur. afyon kesildiğinde mutlulukta esilecek, ama afyona olan ihtiyaç artacak sonunda overdose dan hakkın rahmetine kavuşulacaktır.

Nasıl mı? şimdi, Tayyip hükümeti hattızatında türk para ekonomisini değiştirmiş bulunmaktadır, önce paradan sıfır atmış değerini yükseltmiş, o an için yükselen değeri de özelleştirmelerle ekonoomiye "kazandırılan" sıcak yabancı para ile sabitlemiştir. evet enflasyon artık çok da artmamaktadır. ama bunun sebebi ekonominin iyileşmesi değildir. bunun sebebi, ekonomiye giren sıcak yabancı paranın,özellikle borsa yoluyla yaydırılması ve ekonomide kalır hale getirilmeye çalışılmasıdır. bu konuda en önemli sorun şudur: yabancı paraları özelleştirmelerle tek başına ülkede tutabilir misiniz? tutmazsanız ne olur?. ilk soruya cevap : hayır tutamazsınız, ama faiz oranlarını arttırır böylece her gelen yabancı paranın çıkmamasını sağlar, ve kazanmasını sağlarsınız, peki sonsuza dek kalacak mı bu yabancı paralar? cevap : hayır, çünkü eninde sonunda vaadedilen faiz oranlarının karşılıkları istenecek ve her verilmeyen nakit faiz bedelinde yeni bir grup yabancı para ekonomiden kaçmak isteyecektir. ikinci sorulan sorunun da cevabı burda verilir işte: tutmazsanız ne olur? enflasyon bir günde yüzde 1.000.000 düzeylerine çıkar, bu enflasyon patlaması da şu demektir : az önce aldığınız 40 kuruşluk ekmeğe yarım saat sonra 40.000.000ytl verseniz alamazsınız.

şimdi bir daha düşünelim, türkiye ekonomisi gerçekten büyük mü? yoksa afyona bağımlı, afyon oldukça yaşayan bir bünyeye mi sahip?

(bkz: takdir sizin biraz da ite kaka) *
sıcak para ile ekonomiyi büyüttüğünü halkımıza yediren, ampul partisinin icraatıdır.
Büyüklükte altıncı, vatandaşlarının sürünmesinde birinci ekonomi.

http://yarenturkhaber.com/at-yalani-267555.html
70 milyonluk bir ülke için başarısızlıktır. Önemli olan kişi başına düşen milli gelirdir. Orada kaçıncıyız bir de ona bakmak lazım.
tamamen pazarlama harikası bir önermedir. gerçeği türkiye nin avrupa da altıncı büyük pazar olduğudur.
Doğrudur. Amma ve lakin :
Ulan avrupa'da adam akıllı ekonomisi olan 5 ülke var zaten. Gerisi de kendi aralarında kapışıyor. Kimle yarışıyoruz oraya bakmak lazım. Almanya mı Andorra mı ?
6. büyük ekonomi değil, 6. büyük pazar oluşumuzun süslenip, püslenip, allanıp, pullanıp iktidar tarafından ortaya atılmasıdır.
başarı sayılması için içeriğini iyi okumak gerekir. ne üretmişiz, nasıl üretmişiz, neye rağmen üretmişiz falan iyi bakmak gerek. değilse içi, içeriği boş balondan ibarettir.
sahi ne ürettiğimizi bilmeden sadece alkışlamak ya da yermek ne derece anlamlı.
yahut nasıl üretmişizi anlamadan "tu kaka" demenin ya da okkalı bir bravo çekmenin ne anlamı var.
ürettiklerimizi biliyoruz aşağı yukarı. katma değeri ahım şahım ürünler değil. üstelik çoğu ithalata dayalı üretim. yeni bir buluş ya da yeni bir teknikle üretilmiş olanlar yok denecek kadar az. e bu ürettiklerinle dünyanın en büyük ekonomisi olsan ne yazar. bol bol sömürülürsün.

peki nasıl üretmişiz bunları hangi işgücüyle, ortalama kaç tl ücret vererek, hangi hammadde ile ve hammaddeyi ne kadara mal ederek.
asgari ücret malumunuz. ücret tarafını geçiniz o yüzden. hammaddesi, ara maddesi ithalata dayalı olunca ürettiklerin kendi refahından çok dışarıya faydalı.
son olarak neye rağmen üretmişiz bunu: 55 milyar dolar dış açık vermemize rağmen.

eh yani değil avrupanın, dünyanın hatta evrenin en büyük ekonomisi olsan ne yazar.
6 . büyük ekonomide askari ücretle neler yapılabiliyor?mesela kişi başı et tüketimi bu ailelerde nedir?Kurbanda konu komşunun getirdiği iile sınırlı olmasın ?
önemli olan bu
yoksa
koçun sabancının parası sadece ceneyi yorar.