bugün

wat iz yor neym ile açılışı yapar, tiz iz e pensıl ile kapanışı yapar.

bu yüzden türk milleti olarak ingilizcemiz fevkalade.
Benden daha iyi ingilizce bilmeyen öğretmenlerdir. Ayrıca unutma unutturma. 3 ay tatil yapıp para alırlar.
Yeni nesil olanları eskilere nazaran kat kat iyidir. Ancak müfredata uymak zorunda olduklarından yine ingilizce öğretemezler.
Çok çok iyileri de vardır. Allah var iki ingilizce hocam vardı ikisi de birbirinden iyiydi. Derste altyazısız ingilizce çizgi film izlerdik lan.
illaki işini iyi yapan öğretmenlerimiz de vardır ama iki sene önce teog sınavında 30 kişilik sınıfta bir kişinin 80 aldığı,diğerlerinin ise 45 in altında not aldığı alan.bu sene de öyle malesef.teog da öğrenciler matematik ile bu derste çok başarısızlar.artık bir şeyleri değiştirmeleri lazım.
Fine thanks sit down'dan başka bir şey bilmeyen bir ingilizce hocamız vardı. Derste durmadan fermuarini indirirdi. Tikliydi. Tuhaf bir adamdı. ingilizceden nefret ettirdi.
ilkokuldaki ingilizce öğretmenim yazılılarda sıraların arasına çanta koydururdu. birbirinizden güç almayın derdi. ingilizceyle alakalı bi anım yok.
kpds den 67 aldığım yıl bi tane ingilizce hocası 55 almıştı yuh.
birçoğu ezbercidir. sınava yönelik değil de konuşmaya yönelik öğretseler çok daha iyi yerlere gelinebilir.
%99.99u ingilizce bilmeyen, bilse bile öğretmeyi bilmeyen ve öğretmeyi sevmeyen gerizekalılardır. %0.01lik kesimden birine denk gelenler ise dünyanın en şanslı öğrencilerindendir.

ingilizce çok güzel bir dil ama öğretecek kişi öğrenecek kişide ilgi uyandırmazsa öğrenecek kişi Türkiye'deki öğrencilerin çoğunluğu gibi dil öğrenmeye antipati besliyor.
Bu sadece ingilizce için geçerli değil. Hangi dil olursa olsun. Öğrenilen dilin okulda yüksek not alınması gereken bir ders olarak algılatılması o dilin öğrenilmesini zorlaştırıyor. Hatta imkansızlaştırıyor. Bu aslında her ders için geçerli ama dilde çok ama çok önemli bir nokta. Karşındaki kişiye sevdirmen şart. ilgisini çekmen şart. dil öğrenmenin ezber de gerektiren bir eylem olduğunu kimse inkar edemez. Ancak Türkiye'deki ingilizce öğretmenleri bu eylemi "dil öğrenmek ezberlemektir" olarak algılamış ve böyle algılatıyorlar.
Güzel güzel şarkılar dinlet öğrenciye. Ama öyle uç beş ünitede bir şarkı değil. Aklına essin. O gün şarkı dinlet. O şarkıdaki mecazları açıkla. Öğrettiğin gramer kurallarının pratikte kullanmadan nasıl işe yaradığını anlat. Mesela biz "yapıyorum" yazarız "yapıyom" konuşuruz çoğunlukla. Hatta bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. Karadenizli "yapayirum" der. Bunlar bizim dilimizin zenginlikleridir.
Sen de öğrettiğin dilin zenginliklerini öğren ve öğret. Mesela "coming" öğretilir ama "comin'" kullanılır çoğunlukla. Şarkıda geçen "kill em all" daki em in ne olduğunu açıkla. Emir kipini kavrat. Ain't, init gibi güya ileri seviyeymiş gibi gösterilen ama günlük konuşmanın parçası olan ifadeleri açıkla. Ama bunu şarkılardan filmlerden faydalanarak açıkla. Bak bu basit tespitleri bir elektronik mühendisi olarak ben yapabiliyorum. Sen ingilizce öğretmenisin. Senin işin bu. Benden bin kat iyi ingilizce biliyorsundur eminim. Otur araştır. Kafanı yor. Salla başı al maaşı ile olmaz bu iş.
Ama maalesef ki bu gerzek öğretmenler Anadolu liselerinde hatta üniversitelerdeki hazırlık sınıflarında bile var. Hepsi de kendilerini dört dörtlük öğretmen sanıyorlar. Öğrencinin düşük almasının tamamen öğrencinin geri zekâlılığı olduğunu düşünüp kendilerine hiç pay çıkarmıyorlar. Zerre kadar özeleştiri yapmıyorlar. Kendini geliştirmenin sadece dili öğrenmiş olmak olduğunu sanıyorlar. Ama maalesef ki ülkemizin öğretmenlerinin en büyük eksiği öğretmeyi bilmemeleridir bence. Bunu da öğretecek adam çok az maalesef. .
Arkadaşlar %99.99'u böyledir vb. demiş oldukça saygısızca konuşsalar da şöyle diyeyim efenim ;

yeni nesil ingilizce öğretmenlerinin özellikle 2005 devresi sonrası bölümlere girmiş yani 2009/10 sularında ve daha sonrasında mezun olan arkadaşlarımızın eğitimleri daha farklıdır, bizlerin de yetiştirildiği grammar translation method ve l1 use in l2 classroom meseleleri de 4 sene boyunca çok derinlemesine eleştirilip alternatif ders planları ve materyalleri hazırlatılmaktadır.

Şöyle bir durum da var, bir sınıfa girdiğinde elektrik alan öğretmenle alamayan arasında çok fark olur, eğer sınıfın performansını çekici buluyorsa emin olun çabalayıp yeni şeyler yapıyor olacaktır lakin sınıf sürekli saate bakan devam edecek miyiz diye soran tiplerle doluysa insan yansıtamıyor kendini.

3 ay tatil mevzusu da sözlükteki cahiller için turnusol niteliğinde olmuş.
Kız öğretmenler güzel oluyo yalnız.
Yüzde 90’ı ingilizce bilmez. evet.
birkaç yıl içerisinde aralarina katilacagim topluluk.
şimdiden bol bol çizme şakasına maruz kaliyorum.
onlara rağmen ingilizceyi öğrenmeniz için ayrıca çok çaba göstermeniz gerekir. öğrendiğinizde bir bok olmadıklarının farkına varırsınız.
Çoğunlukla müfredattan biraz da kendilerinden ötürü çoğu ingilizce öğretmeyen kalıp ezberleten öğretmenlerdir. Kendileri arasında çok yetkin ve başarılı kişiler de var. Ama büyük kısmı böyle değil maalesef. Şu da var ki ilkokulda tanıştığım ingilizce öğretmenim Kadriye hoca, benim hayatımda çok şeyin belirleyicisi oldu. Kendisine buradan teşekkür ederim.
özellikle lise öğretmenlerinin en fazla b2 seviye ingilizcesi var. Öğrenciler, dört senelik bir süre içerisinde birkaç dil öğrenebilirler ancak daha bir dil bile bilmeden mezun oluyorlar. kendim de böyle bir sistemin mağduruyum.
Genelde hep hamile kalırlar. Evet.
Genellikle cinsellik konusunda acik goruslulerdir. Bir ingilizce ogrermenini yataga atmak cok kolaydir.