bugün
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- uzağı göremeyen insan12
- kekeme olan biri doktor olurmu9
- anın görüntüsü20
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi18
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım13
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız12
- evlilik17
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu16
anormal sayılmaz, yakın akraba hatta kardeşiz ve o görseller en çok onlarda var.
ha paylaştım mi, hayır. eski başarılarla övünmek yerine yeni başarıların görsellerini paylaşmak için bekliyorum.
ha paylaştım mi, hayır. eski başarılarla övünmek yerine yeni başarıların görsellerini paylaşmak için bekliyorum.
Moğollar Türklerin nesi oluyor? Hemen söyleyelim: Hiçbir şeyi. Türklerle Moğollar farklı halklardır. Aynı bölgeyi ve bozkırı paylaşıyor; aynı hayat tarzısını sürdürüyor olmaları sebebiyle örf ve âdetlerinde bazı benzerlikler vardır; ama herhangi bir kan bağı söz konusu değildir. Ancak, şurası bir gerçektir ki, Türklerden Moğollaşan kabileler olduğu gibi, Moğollardan Türkleşenler de olmuştur. Çünkü kucak kucağa yaşamış, akrabalık tesis etmişlerdir.
Mong-gu kabile adı çok eski bir geçmişe sahiptir ve “Ta-ta” (Tatar) adıyla karıştırılmamasına rağmen, tarih kaynaklarında çok az geçer. Moğollar müstakil bir halk olarak ancak XII. yüzyılda görülmektedir.
Mirza Uluğbey, “Dört Ulus Tarihi” adlı eserinde Mücenne Han’ın iki oğlu olduğunu, birine Moğol, diğerine Tatar adını verdiğini anlattıktan sonra, zamanla bu ikisinin sulbünden gelenlerin Moğol ve Tatar halklarını oluşturduklarını belirtmektedir.
Gök-Türk devletinin yıkılmasından sonra şimdiki Moğolistan’da yaşayan Türk kabilelerinin önemli bir kesimi Orta Asya’ya doğru kayınca, onlardan boşalan yere Moğollar ve Tatarlar gelip yerleştiler. Moğolistan’da IX. yüzyıl ortalarından Çingis-han dönemine kadar olan etnografik tabloyu şu şekilde çizebiliriz: Güneydoğuda – Tatabılar ve Öngütler; onların kuzeyinde kalabalık Tatar boyları; Tatarların kuzeyinde ve kısmen batısında, çoğu Onon ve Kerulen nehirleri boylarında yaşayan Kireyler, Calayirler ve Moğollar; onların batısında Tamir ve Orhon nehrinden irtış’a kadar uzan bölgede Naymanlar, onların kuzeyinde, Selenge nehri sahillerinde Merkitler, Koso-göl ve Tannu-ola civarında Oyratlar, Tubalar ve değişik “orman halkları”; Yenisey boylarında Kırgızlar ve Kıştımlar, onların batısındaki Altaylarda Tölesler vs.. yaşamaktaydılar.
Demek ki, Uygur devletinin yıkılışından Çingis-han’a kadar Moğolların ortaya çıktığı uzak kuzeydoğu kesimleri hariç, Moğolistan yine Türklerin yaşadıkları topraklardı. Bu Türk boyları kendi aralarında ittifaklar oluşturmuşlardı, ama bunların hiç biri Moğolistan’da yaşayan diğer boyları ve ittifakları hâkimiyet altına alacak yahut tüm Moğolistan’ı birleştirebilecek kadar güçlü değillerdi veya bunu başarabilecek liderlerden yoksundular. Çengiz-han’dan önce Moğolistan’da yaşayan Naymanlar Türk kabilelerinin en güçlüsü idiler, fakat onlar da kendi aralarında ikiye ayrıldıkları için Moğollara kolay lokma oldular; Moğolara itaat etmek istemeyenler bölgeyi terk ettiler. Kalanlarsa Moğollaştılar. Moğollar güçlerin zirvesine ulaştıklarında pek çok kabile azamet ve şöhret elde etmek için kendilerini Moğol ve bazen Tatar olarak takdim etmeye başladı. Hatta Reşidüddin bu konuya işaretle şöyle demektedir:
“Birçok kabile kendilerini Tatarlara mensup saymak ve Tatar adını almak suretiyle azamet ve onur elde ettiler. Tıpkı bunun gibi Naymanlar, Celayirler, Öngütler, Keraitler ve belli isimleri olan diğer kabileler azamet ve şöhret kazanmak maksadıyla kendilerini Moğol olarak adlandırdılar. Bunların torunları ise, aslında geçmişte hiç sahip olmadıkları bu ismi, güya ezelden beri taşıyorlarmış havasına kapıldılar.”
Bu kabilelerin ve torunların çoğu aslında Türk idiler ki, bizim Moğollarla olan akrabalığımız da bununla sınırladır. Yoksa tarihin derinliklerine giden herhangi bir akrabalığımız söz konusu değildir. Fakat Moğollar nüfusça çok az idiler. Altın Orda hanlığında Moğollar sadece yönetici kesimi oluşturuyorlardı. Ordu safları Kıpçak Türkleriyle doluydu. Halkın ezici çoğunluğu yine Türk’tü. Bu yüzden Moğollar zaman içinde Türkleşmekten kurtulamadılar. Çağatay Hanlığı ve ilhanlılarda da durum aynıydı. Yalnızca Moğolistan’daki büyük hanlığın sakinleri arasında Moğol nüfus nispeten fazlaydı. Bu yüzden Orta Asya ve Yedisu bölgesinde ortaya çıkan Türk-Moğol karışımı yeni halka “Moğul” denildi. Batılılar ve Ruslar, Moğolları “Mongol” şeklinde yazar, fakat melez halkı diğer Moğollardan ayırmak için “Moğul” derler ki, bazı Batı tarihçilerin (örneğin J. P. Roux) bu iki kelimeyi aynı şey zannederek Babür imparatorluğu’na Moğol Devleti demelerinin sebebi budur. Yoksa “Moğolun elinden şeker bile yeme!” diyen Babür’ü Moğol olarak göstermek aptallık ve cahilikten başka bir şey değildir.
https://www.google.com.tr...o9nAlcBLbZOwn4rXzW7tLgEcw
Mong-gu kabile adı çok eski bir geçmişe sahiptir ve “Ta-ta” (Tatar) adıyla karıştırılmamasına rağmen, tarih kaynaklarında çok az geçer. Moğollar müstakil bir halk olarak ancak XII. yüzyılda görülmektedir.
Mirza Uluğbey, “Dört Ulus Tarihi” adlı eserinde Mücenne Han’ın iki oğlu olduğunu, birine Moğol, diğerine Tatar adını verdiğini anlattıktan sonra, zamanla bu ikisinin sulbünden gelenlerin Moğol ve Tatar halklarını oluşturduklarını belirtmektedir.
Gök-Türk devletinin yıkılmasından sonra şimdiki Moğolistan’da yaşayan Türk kabilelerinin önemli bir kesimi Orta Asya’ya doğru kayınca, onlardan boşalan yere Moğollar ve Tatarlar gelip yerleştiler. Moğolistan’da IX. yüzyıl ortalarından Çingis-han dönemine kadar olan etnografik tabloyu şu şekilde çizebiliriz: Güneydoğuda – Tatabılar ve Öngütler; onların kuzeyinde kalabalık Tatar boyları; Tatarların kuzeyinde ve kısmen batısında, çoğu Onon ve Kerulen nehirleri boylarında yaşayan Kireyler, Calayirler ve Moğollar; onların batısında Tamir ve Orhon nehrinden irtış’a kadar uzan bölgede Naymanlar, onların kuzeyinde, Selenge nehri sahillerinde Merkitler, Koso-göl ve Tannu-ola civarında Oyratlar, Tubalar ve değişik “orman halkları”; Yenisey boylarında Kırgızlar ve Kıştımlar, onların batısındaki Altaylarda Tölesler vs.. yaşamaktaydılar.
Demek ki, Uygur devletinin yıkılışından Çingis-han’a kadar Moğolların ortaya çıktığı uzak kuzeydoğu kesimleri hariç, Moğolistan yine Türklerin yaşadıkları topraklardı. Bu Türk boyları kendi aralarında ittifaklar oluşturmuşlardı, ama bunların hiç biri Moğolistan’da yaşayan diğer boyları ve ittifakları hâkimiyet altına alacak yahut tüm Moğolistan’ı birleştirebilecek kadar güçlü değillerdi veya bunu başarabilecek liderlerden yoksundular. Çengiz-han’dan önce Moğolistan’da yaşayan Naymanlar Türk kabilelerinin en güçlüsü idiler, fakat onlar da kendi aralarında ikiye ayrıldıkları için Moğollara kolay lokma oldular; Moğolara itaat etmek istemeyenler bölgeyi terk ettiler. Kalanlarsa Moğollaştılar. Moğollar güçlerin zirvesine ulaştıklarında pek çok kabile azamet ve şöhret elde etmek için kendilerini Moğol ve bazen Tatar olarak takdim etmeye başladı. Hatta Reşidüddin bu konuya işaretle şöyle demektedir:
“Birçok kabile kendilerini Tatarlara mensup saymak ve Tatar adını almak suretiyle azamet ve onur elde ettiler. Tıpkı bunun gibi Naymanlar, Celayirler, Öngütler, Keraitler ve belli isimleri olan diğer kabileler azamet ve şöhret kazanmak maksadıyla kendilerini Moğol olarak adlandırdılar. Bunların torunları ise, aslında geçmişte hiç sahip olmadıkları bu ismi, güya ezelden beri taşıyorlarmış havasına kapıldılar.”
Bu kabilelerin ve torunların çoğu aslında Türk idiler ki, bizim Moğollarla olan akrabalığımız da bununla sınırladır. Yoksa tarihin derinliklerine giden herhangi bir akrabalığımız söz konusu değildir. Fakat Moğollar nüfusça çok az idiler. Altın Orda hanlığında Moğollar sadece yönetici kesimi oluşturuyorlardı. Ordu safları Kıpçak Türkleriyle doluydu. Halkın ezici çoğunluğu yine Türk’tü. Bu yüzden Moğollar zaman içinde Türkleşmekten kurtulamadılar. Çağatay Hanlığı ve ilhanlılarda da durum aynıydı. Yalnızca Moğolistan’daki büyük hanlığın sakinleri arasında Moğol nüfus nispeten fazlaydı. Bu yüzden Orta Asya ve Yedisu bölgesinde ortaya çıkan Türk-Moğol karışımı yeni halka “Moğul” denildi. Batılılar ve Ruslar, Moğolları “Mongol” şeklinde yazar, fakat melez halkı diğer Moğollardan ayırmak için “Moğul” derler ki, bazı Batı tarihçilerin (örneğin J. P. Roux) bu iki kelimeyi aynı şey zannederek Babür imparatorluğu’na Moğol Devleti demelerinin sebebi budur. Yoksa “Moğolun elinden şeker bile yeme!” diyen Babür’ü Moğol olarak göstermek aptallık ve cahilikten başka bir şey değildir.
https://www.google.com.tr...o9nAlcBLbZOwn4rXzW7tLgEcw
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar