bugün

bu konuda büyük bütçeler ayırıp ciddi ciddi kafa yormasına rağmen yurdum insanının başaramadığı hadisedir.
(bkz: I am going to school)
arkadaşın babası, henüz genç ve hevesli olduğu günlerde ingilizce bilmeyişinin kendisine zorluk çıkardığını farkederek ingiltere'ye gider. burada bir süre kalıp bir kursa gitmek, bir yandan da ingiliz bayanlarıyla haşır neşir olmak niyetindedir. * kurs devam ederken, adamın kadınlarla muhabbeti "hello, beautiful"dan ileri gidememektedir. derken, kurstan kendisine bir belge verirler. "bu kişi kesinlikle ingilizce öğrenemez" yazmakatadır belgede, altında oxford damgasıyla.
avrupa dillerine gore dogru olabilen hadise. ornek vermek gerekirse, fransizca, ve almancanin ingilizceya olan uzakligi 3'tur, vietnamcanin 6'dir, turkcenin ise 4'tur. yani bir uzakdoguluya gore turkun daha kolay ingilizce ogrenmesi gerekir.
ingiliz kızlarının rus kızlarından çirkin olmasından dolayı ortaya çıkan motivasyon eksiliğindendir.