bugün

kesinlikle doğrudur. sadece bir site denk geldi rastgele. adamlar bilime ne merak salmış be abi!!
"06-07-2009, 03:31 PM
Merhaba,

Hernekadar bu yazımı bir arkadaşımızın Fobiler forumunda Nörotransmitterler başlığı altındaki yazısına ve oradaki “davranışlar mı kimyayı değiştirir yoksa kimya mı davranışları değiştirir?” sorusuna cevap olarak hazırlamışsamda, Bu başlık altında yayınlamağı Nörotransmitterler’lerin daha başka hastalıklarla ilişkisi olması nediyle seçmeyi uygun gördüm. Mamafi bu yazımın Linkini kendisine de bildireceğim.

Nörotransmitterler

Birçok psikiyatrik hastalıklara neden olan şeyln beyindeki nörotransmitter miktarlarındaki yetersizlikler yüzünden olduğunu bundan 5 yıl önce öğrenmiştim. O zaman kendimi Amerika kıtasını yeniden keşfetmiş gibi sevinmiştim. Bu öğrenişime doktorun yazmış olduğu Cipram antidepressanı tarifnamesinde, bulunan Serotonin geri alım inhibatörü (SSRI) olması nedeniyle Serotonin’in ve (SSRI) ne olduğu araştırmam seb olmuştu.

Neticede Cipram’ın tarifnamesinde yazıldığı üzere beynimdeki serotonin yoğunluğunu arttırak depresyon ve anksiyetemi 8-12 hafta içinde iyileştireceğini ummuştum. Maalesef umduğum gerçekleşmedi, ancak 12 ay sonra iyileşebildim. Dolayısıyle iyileşmeme Cipram’ın neden olduğuna inanamadım. Ancak doktorun söylemesi dolayısıyle Cipram’ı iyileşme dönemimdede kullanmayı devam ettirdim.

iki yıllık bir iyileşme süresinden sonra bazı stres verici olayların üst üste gelmesi aynı hastalığımın 2ci defa nüksüne ve 10 ay sürmesine neden oldu. Şindi ise 6 aylık iyileşme sonrası 9 ay önce stres verici olayların üst üste gelmesi, 5ci kez aynı hastalığımın nüksüne ve halen devam etmesine neden oldu.

Kullandığımız Psikiyatrik ilaçlarda adı geçen Nörotransmitterler genellikle şunlardan ibarettir:

Dopamine, Norepinephrine, Serotonin, ve “Gamma amino butyric acid” kısa adıyla GABA.
Diğerlerine nazaran beyindeki GABA’nın yoğunluğu 200-1000 kere daha fazladır. Benzodiazepinler ( mesela Nervium gibi sakinleştiriciler) GABA’nın salınım miktarını arttırarak “GABA-A” reseptörleri üzerindeki tesirini arttırmaktaktadır. Kafein ise GABA salınımını azaltarak Benzodiazepinlerin bu tesiri zayıflatmaktadır.

Anksiyete, psikiyatrik rahatsızlıklar arasında en sık tanıya haizdir. insanların 10-30% ‘da rastlanmaktadır, işte bu nedenlede bir Benzodiazepin olan diazepam (bizdeki adıyle Nervium olan Valium) ABD’de yıllar boyu en fazla reçetelenmekte olan ilaçtır. Keza alkol ve barbiturates (malonik asitle ürenin birleşiminden türeyen ve birçok çeşitleri olan sedatif ilaçlar) da, GABA reseptörleri üzerinde benzer tesirleri yaratmaktadır.(Bakınız Netice2).

Kaynak (ingilizce): http://www.benbest.com/sc...ce/anatmind/anatmd10.html

Netice1: Benim şahsi inancım; hastalıklarımın nüks edişlerinin sebebleri olması dolayısıyle bu sebeblerin beynimdeki Nörotransmitterler (kimyasal moleküller)üzerinde değişiklikler doğurduğu yönündedir. Yani hastalığımı doğuran sebeb Dopamine, Norepinephrine, ve Serotonin yoğunluklarından bir veya ikisinin kendiliğinden azalması nedeniyle değil, sadece hastalığımın yarattığı bir işareti olmaktadır.

ilaç şirketleri sadece bu yoğunlukları arttırak hastalarının iyileşeceği umudunu doktorlarımıza aşılayarak ilaç satışından büyük paralar kazanmaktadırlar. Bu umudu verişlerinde bir derece haklı olabilirler. Çünkü bir ilacın beyin kimyamıza uygun düşmesi halinde iyileşme sağlayarak normal fonksiyonlarımızı yapabilmemezi sağlamaktadır. Ancak bu iyilişme aşağıdaki açıklamam nedeniyle beyine nörotransmitter ikmali olmadığı zaman kalıcı olamaz.

Bana göre bir nörotransmitterin yoğunluğu kendiliğinden azalmamakta, beyinde çeşitli nedenlerle yeterli miktarda ikmali olmayışından azalmaktadır. ilk başlarda bu ilaçlardan biri, diyelimki beyindeki serotonin deposunun musluğunu açarak serotonin resöptörlerine serotonin akışını hızlandırdı. Ve tesadüfen dedikleri gibi veya plesebo etkisiyle kendimizi bir süre iyi hissetmemezi sağlamakta.

Bu iyileşme dedikleri yüzünden olmuşsa, depo ikmal yetersizliği yüzünden boşaldığında sonrası ne olacaktır. Muhtemelen aynı ilacı kullanmayı dozunu artırarak kullansak dahi kendimizi eskisine nazaran çok daha kötü hissetmiyecekmiyiz.

Modern Psikiyatrinin lokomotifi olan ilaç şirketleri doktorlarımıza inandırdığı üzere hastalığımızı beynimizdeki Dopamine, Norepinephrine, ve Serotonin yoksunluğundan ileri geldiğini iddia etmelerine rağmen, bu yoksunluğu kökünden kaldıracak yeni ilaçlar bulmaya muktedir değillermidir. Bence isterlerse muktedirlerdir, fakat bunu yapmak herhalde işlerine gelmemektedir.

Bana göre yeni bulacakları ilçların çeşitlerinin çok dah az olabileceğinden, ve piyasadaki şimdiki ilaçlarını kimsenin artık kullanmayacağından korkmaktadırlar. Ve belkide dev ilaç firmaları bu konuda kendi aralarında gizli sözleşmeler dahi yapmış olacaklarını düşünmekteyim.

Netice2: Şimdiye kadar bir nedenle çeşitleri sınırlı kalmış Nörotransmitter yoğunluklarını arttırıcı antidepressanların hiç birinden ne anksiyetem nede depresyonum için beklediğim faydayı göremedim.
Dolayısıyle son 15 gün içinde dozlarını azaltarak bu ilaçları birdaha kullanmamağa 9 yıl sonra kesin karar verdim.

Anksiyetem için tek faydasını gördüm ilaç, her kullanışımda GABA Nörotransmitter üzerinde tesirini gösterek imdadıma yetişen, sakinleşmememi sağlıyan Nervium oldu. Dolayısıyle bu ilacı gereken zamanlarda kullanmak üzere her zaman stoğumda bulundurmaya özen göstermekteyim.

Hepiniz için Sağlıcakla kalmanızı dilerim.

U34

Not: Burada yazdıklarım doktora danışmanın yerine geçemez.
06-07-2009, 03:51 PM
sonrada bize hasta diyorlar ama aslında beyin sıvılarımızda problem var bizede psikolojik deyip kandırıyor doktorlar bende bu sene öğrendim yaygın anksiyetenin serotonin azlığından olduğunu madem hastalığım psikoloik neden 20 yaşında başlıyor deniyor acaba her insan 20 yaşında psikolojisimi bozuluyor doktorlar diyorki daha kesin mi sebep yokmuş serotonin azlığın kaynaklandığı düşünüyormuş o zaman neden benle aynı şeyleri yaşan kişiler hasta olmuyorda ben hasta oluyorum neden herkes kilo vermek istiyor veremiyorda ben anoreksia olabiliyorum kesinlikle serotoninle alakalı
06-07-2009, 03:53 PM
abi haplar nerotransmitlerin salgılanma oranları artırıcı etkisi varsa da bunun doğal yolunu bulmadan ciddi fayda sağlamayacağına bende inanmıyorum... bir kere bunu üreten vücudumuzsa doğal olarak üretmesini sağlayacak yöntemlerin geliştirilmesi gerekir....

çok soda içmek mideyi tembelleştirir derler.... mide enzim salgılar.... ama yiyeceği eritme işini dışardan alınan bir şey yardımı ile oluyorsa mide ister istemez fazla enzim salgılamıyacaktır.... vücudumuzda dengeleme vardır.... bu az salgılama durumunu alışkanlık haline getirdiği zaman mide sodayı kestiğimizde sorun olacaktır....

nerotransmitler yaşantılarla oluşuyor..... ve sayısı artıyor.... yeni girdiler girdi mi beyine yeni nerotransmitlerin oluşmasına neden oluyor....

birde kortizol hormonu var. bu hormonun fazla salgılanması nerotransmit sayısının azalmasına neden oluyor.... depresyon için ciddi bir nedenimiz olmasada bu hormonun salgılanması yüzünden zihnimizde depresyon havası oluşuyor...

ilaçların dönemlik kullanılmasını yerinde buluyorum... sürekli kullanımı zararlı etkilerin olabileceğini düşünüyorum.... hala haplara el atmıyorum... bir iki hafta kullandım mı kullanmayı bırakıyorum.... sanırım doğal bir süreç ile iyileşmek istiyorum... :roll:
alen
06-07-2009, 04:24 PM
kesınlıkle katılıyorum. gerı alım ınhıbırotorumudur nedır bunu bıze saglayan ılacı kullanmayı kesınce beynın o muslugu kesılıecek ve bız yıne aynı sıkayetlerle doktor kapısını asındıracaz sonra nolmus efendım hastalık nuksetmıs. ılac ureten sırketler bence de malı cıkarlarını dusunduklerı ıcın gerı alımı kolaylastıran ve bunu kokten halledebılecek ılacı cıkartmıyolar uretmıyolar cıkarttırmıyolarrr. grıp oldugumuzda antıbıyotık ıctıkten sonra ıyılesebılıyoruz degılmı pekı antıdepresanları senelerce kullanmamıza ragmen neden ıyılesemıyoruz kesınlıkle katılıyorummm ama umut kardes bence haplarını bırakma yanı en azından kendı kafana gore sonra bu halınden daha kotu durumlara gelıyosun bunu bılıyosundur emınımm ama ilac kullanmaktan bıktıgımızı bılıyorum allah hepımıze kudret sabır ve saglık versın
mukemmelyasam
06-07-2009, 05:54 PM
ben bu konuyu doktora sordum en az 1 saat muhabbet ettik diyebilirim

sorum şu idi: bu ilaçların beni düzelttiğini farz edelim bu düzelme beynimdeki serotonin vb. ona benzer etkilerden oluşmuyormu

cevap;evet

soru; ozamn bu ilaçları kesince yeniden serotonin vb.hormonlar aynı düzeye gelmiyecek mi

cevap evet

soru ;ozamn ben yine aynı duruma düşmeyecekmiyim

cevap ;hayır

neden?

bana dediği senin bu hormonların yüksek değerde iken kendini iyi hissediyorken (ilaç iyi gelmişse) senin davranışların rahat olalacak mesela
korktuğun bir davranışı yapabileceksin ve bu korktuğun şeyin davranışını sergilerken yeni nöron ağları oluşturacaksın

nöron ağları derken demek istediği;beynimiz bir davranışı bir problemi yani herşeyi ögrenirken beyinde nöronlar aralarında bir ağ oluşturur ama bu ağı oluştururken o uygulamayı gerçekleştiriyor olmalıyız ki ögrenelim korkan bir insan bu uygulamayı gerçekleştiremez (mesela bir ortam içinde konuşamıyorsa konuşmadan bunu yenemez)

bize bu hormonların takviyesi ile bunu yenmemiz ve nöronlarımızı oluşturmamız saglanıyor

sonra bu hormonlar kesilse dahi o nöronlar kurulduğu için o davranışı sergilemek kolay olmaktatır

ama doktorun bu soyledılerı bir teoriymiş kesin kanıtlanmamış ama işe yarayan insanlar çokmuş tedavide bu mantıkla yapılıyor

tartışmaya açıktır neden ;o nöronlar kurulduktan sonra içinde korku varsa o insanın gene o davranışı göstermeye çekinebilir bazı insanlar

düzenli yazmaya çalıştım idare edin *
utangaçkedi
07-07-2009, 12:34 AM
Bütün hastalıkların tedavisi vardır dünyadaki bazı büyük ülkeler , sistemin içersindeki şahıslar bunları gizli tutmak zorundalar çünkü hastalıklar ilaçlar ameliyatlar bunların hepsi bir ticaret bir zincir bizlerde müşterileriz
07-07-2009, 09:21 AM
çünkü bizim hastalığımız genetik dimi dün akşam kanaltürkte bakırköy ruh ve sinir hastalıklarının gizli tarihi diye kitap varmış onun tanıtımı vardı hala insanların genleri çözülenememiş bizim göz rengimizi belirleyen şeyde genlerimiz değilmi doktorlar bizim göz rengimizi değiştirebilirmi hayır ama gözümüz bozulduğunda gözlük verirler daha iyi görmemiz için yada lazer tedavi ettiririz lazer tedavisi bile yeni çıktı tekrar etmeme gibi bu olay olmuya bilir diyorlar bizim hastalığım genetik o yüzden sadece eksik olan şeyi tamamlamaya çalışıyorlar ve bu hastalıkla baş etmesini öğrenmemiz gerekiyor ilaçlar sadece takviye iyileşmek için önemli olan bizim düşünce biçimimizi değiştirmemiz kanser hastalırına bile moralinizi yüksek tutun diyorlar neden ameliyat oluyorlar neden moralinizi yüksek tutun diyorlar hastalığa dirensinler diye mücade etsinler diye haksızmıyım
bedesten
08-07-2009, 12:38 PM
teşekkürler sayın umut34 bu bilgileri bizimle paylaştığınz için.sizin yazılarınızdan çok şey öğreniyoruz.Aldığın yeni karar umarım sizin için hayırlı olur.ben de yeni bıraktım.1 ay oldu.gerçekten zor bir süreç.ama katlanılamayacak dercede değil.inanın ilaç kullnaırken daha kötüsünü yaşadım.söylediklerinize büyük bir içtenlikle katılıyorum.ilaçlar tedavi etmiyorrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.sadece belli bir süre baskılıyor o kadar.etseydi kaç sene ilaç kullanımım sonucu ederlerdi.bence sorunlarla fazla ilgilenmemek onları duymamak, görmemek.yoksa onları besleyince büyüyorlar.ilaç şirketleri elbette tam olarak tedavi edici ilacı bulmazlar.sadece benim ilaca verdiğim para ne kadar.aynı uyuşturucu gibi.sürekli al ölene kadar al.bırakırken de anladım uyuşturucudan farkı yok bence 1 ay oldu ama beynim tam olarak kendine gelmedi. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Umut34
08-07-2009, 05:48 PM
:roll: Merhaba,

Açtığım konuya müsbet menfi yorum gönderen hepinize teşekkür ederim.

ilk yazımda antidepressanların hastalığımız nedeniyle azalmış nörotransmitter yoğunluğunu arttırmak suretiyle, ve o nörotransmitterin ikmali devam ettiği sürece, iyileşme sağladıklarına inandığımı ve bu nedenle normal fonksiyonlarımızı yapabilmemizi mümkün kıldıklarını açıklamıştım.

Ancak her antidepressanın her hasta için bu iyileştirmeyi sağlaması bir nedenle mümkün olmaktadır. Bazı kişilerde iyileştirme şöyle dursun, hastalığını daha kötü duruma getirebilmekte, dolayısıyle bu kişilerin bir süre sonra o antidepressanı kullanmamasına sebeb olmaktadır.

Bedesten arkadaşımızın gönderdiği yorumda, “Aldığın yeni karar umarım sizin için hayırlı olur. Ben de yeni bıraktım.1 ay oldu.gerçekten zor bir süreç.ama katlanılamayacak dercede değil.inanın ilaç kullanırken daha kötüsünü yaşadım” demesinin nedeni, olsa olsa yukardaki açıklamam nedeniyledir.
Yani her ikimizinde beyin kimyamızı, geçicide olsa düzeltecek ilacı bulamamamız, aksine kullandığımız ilaçların yeni ve kötü etkilere sebeb olmasıdır.

Aldığım yeni kararın benim için hayırlı olduğunu şu nedenlerle zannetmekte ve oldukça eminim:

Yaygın anksiyetemin tedavisi için 4,5 aydır kullandığım fakat aksine anksiyetemin arttırmasına neden olduğundan şüphelendiğim, 15mg’lık Cipralex antidepressanın dozunu ilk başta 4 hafta süreyle 10mg düşürdüm, değişen bir şey olmadı. Ondan sonraki 2 hafta 5mg’a düşürdüm, ikinci haftanın başlangıcında anksiyetemin büyük ölçüde azaldığını gördüm. Şimdi 8 gün süreyle iki günde bir 5mg ve belkide ondan sonraki 8 gün süreylede 3 günde bir alarak Cipralex’e son vereceğim.

Bazı arkadaşlar bazı yazılarım dolayısıyle benim ilaç karşıtı kişi olacağımı zannedebilirler. Bu zannedişleri tamamen yanlıştır. Aslında ilaç kullanmanın geçicide olsa faydalı olacağına inanlardanım. Yeterki bize zarar yerine faydalı gelecek ilaca kavuşabilelim. Bu nedenle (Link1) deki ilgili bir yazımı okurlarsa memnun olurum.

Link1: http://www.psikoloji.gen....161&highlight=#479161

Allah hepimize faydalı gelecek ilacı nasip etsin, zararlı veya faydasız gelecek olanları degil.

U34 :roll:
mukemmelyasam
08-07-2009, 07:39 PM
peki lamictale devam ediyormusun umut34
utangaçkedi
08-07-2009, 11:12 PM
Pindolol bir beta adrenoseptör ve 5-HT1Areseptörantagonistidir Pindololun antidepre-san etkiyi güçlendirdiğine ilişkin açık ve kontrollüçalışmalara ait yayınlar 1994'den bu yana literatürdeyer almaktadır Pindolulun antidepresanların etkinliğini artırmanın yanı sıra dahahızlı etki çıkmasını sağladığı öne sürülmektedir. Olası etki mekanizması 5-HT1Apresinaptik otoreseptör anta-gonizması ve hipokampüste 5-HT1Apresnaptik otore-septör antagonizması yaparken 5-HT1Apostsinaptikreseptörü etkilememesidir . Pindolo-lun presinaptik 5-HT1Ablokajı yoluyla serotenerjikaşırımı daha hızlı biçimde artırdığının preklinik ça-lışmalar vardır . Yapılan çalışmalar özellik-le etkiyi artırma açısından pindololun üstünlüğünü gösterememiş ancak etkinin ortaya çıkışını hız-landırdığı varsayımı desteklenmiştir . Yaptığımız literatür taramasında bulduğumuz Pindololle ilgili kontrollü 7 çalışmanınüçünde antidepresana cevabı arttırdığı; 4'ünde ise böy-le bir etkisi olmadığı bulunmuş, ancak cevabınartmadığı 2 çalışmada da etki çıkışını hızlandırdığı bulunmuştur
utangaçkedi
08-07-2009, 11:14 PM
umut bey bu yazıyı bir değerlendirimisiniz
09-07-2009, 02:15 AM
Bir miktar fikir sahibi oldugum bir konu. Kaynak vs belirtmemissiniz, bu yuzden bu bilginin dogrulugu, yanlisligi hakkinda fikir sahibi degilim.... sonradan buradaki tez curutulmus olabilir... ya da olmayabilir. Ancak yazilanlarin "Turkce meali" soyle efendim:

Pindolol bir beta-blockerdir. Pindololun ayni anda bir anti-depresan ile kullanilmasi durumunda, anti depresanin hem etkisi artmistir, hem de etki gosterme suresi hizlanmistir. Bunun nedeni de, Pindolol, iki noronun iletisimde bulundugu sinapsde, onceki noronu bloke eder, sonrakini degil. Bu yuzden, sinaptik boslukta serotonin miktari artar.

Simdiiiii...... bu verilen bilginin "dogru" oldugunu varsayarsak, bunun neden boyle oldugu hakkinda kendime ait bir gorusum var; dogru ya da yanlis.... Sadece bir ongoru:

Anti-depresanlar cogunlukla SSRI olduklari icin, mekanizmalarinda zaten sinapsteki ilk noronun serotonini geri alimini engelleyerek islevlerini gorurler. Bu durumda da, bence, bu insanlarin soylemeye calistiklari seyin basitce anlami; Pindolol de, aynen antidepresanlar ile paralel islevdedir. Beta-blokerlerin hangi noronda blokaj yaptigindan emin degilim, ancak yazilandan anladigim kadari ile bu her iki noronda da olabiliyor. Pindolol'u "ovmelerinin" nedeni ise, yine bence, bu blokaji ilk noron ile limitli tutmasi, ve ikincisine dokunmamasi.

Ancak son cumle zaten calismanin fazla bir gecerliligi olmadiginin isareti... 7 calismanin sadece 3unde boyle bir sinerjik (birlesik) etki gorulmus....... Bir bakima, bu grup birseyler bulmus ama deneylerinin yaridan cogu, iddia ettiklerinin gercek olmadigini soyluyor.
nemesiskm
09-07-2009, 09:42 AM
arkadaşlar çoğu antidepresan kullanan kişiler ,uzun kullanımdan sonra geri çekilim reaksiyonlarından şikayetçi oluyor..

benim durumum hep daha farklı oldu ,o yüzden hep şaşırmışımdır;

mesela 6-7 ay düzenli günde 200 mg lustal kullanıştım,bıraktığımda kendimi daha iyi hissetmiştim,bu 1-2 ay böyle sürüyordu..bu nasıl oluyor bi türlü anlayamadım..çoğu arkadaşların dediğinin tersi yani..

bu da demek oluyor ki antidepresanların tedavi edici özelliklerinin olduğunu görmem..

var mı acaba benim ki gibi bırakınca ilaçları düzeldiğini hisseden??????
Umut34
09-07-2009, 11:08 AM
Mukemmelyaşam,

Lamictal’ı kullanış nedenim Cipralex’in etkisini arttırma umudum nedeniyledi. Bunu ilk başta bir üyemizin Dr.Ahmet Koyuncu’nun antidepressan yanı yanı sıra Lamictalı bu nedenle yazmış olduğunu forumdaki bir yazısından öğrenmiştim. Sonrasında nette yaptığım araştırmalar bunu teyid edici olmuştu.

Cipralex’i bırakmağa aşamalı olarak başladığımda onuda aşamasız olarak bıraktım. Lamictalı Cipralex kullanımına başladıktan 2,5 ay sonra başlamıştım. Topu topu 2 ay süreyle kullanmış oldum. Günlük küçük doz (azamisi 2x25mg’lık tablet olmuştu) kullanmama rağmen, avuçlarım içinde kaşınmalar ve toplu iğne başlığınının 2 katı büyüklüğünde küresel sivilce benzeri şeyler yaratmıştı. Lamictal’ı bıraktıktan bir süre sonra kaşıntılar tamamen durdu.

Utangaçkedi,

Pindolol hakkındaki yazıdaki terimleri anlayacak derecede bilgi sahibi değilim. Ancak antidepressanlar eşliğinde Rivotril, Modiaodol, Lamictal, gibi ilaçların bilhassa antidepressanlara dirençli bazı hastalıklarda, bu direnci kırarak antidepressanların iş görmesini sağladıklarını bilmekteyim. Pindolol'un böyle bir etkisi olduğunu yazınız dolayısıyle ilk defa işitmiş olmaktayım.

Dolayısıyle Satanstoystore’un Pindolol hakkındaki yorumlarına 100% katıldığımı belirtmekle yetineceğim.

:roll: U34
Umut34
09-07-2009, 04:50 PM
arkadaşlar çoğu antidepresan kullanan kişiler ,uzun kullanımdan sonra geri çekilim reaksiyonlarından şikayetçi oluyor.. benim durumum hep daha farklı oldu ,o yüzden hep şaşırmışımdır;
mesela 6-7 ay düzenli günde 200 mg lustal kullanıştım,bıraktığımda kendimi daha iyi hissetmiştim,bu 1-2 ay böyle sürüyordu..bu nasıl oluyor bi türlü anlayamadım..çoğu arkadaşların dediğinin tersi yani..
bu da demek oluyor ki antidepresanların tedavi edici özelliklerinin olduğunu görmem.. var mı acaba benim ki gibi bırakınca ilaçları düzeldiğini hisseden??????
Kardeşim Nemesiskm,

Bazı antidepressanları bırakınca kendini daha iyi hisseden tabiiki var. Ancak nette çok araştırdımsada senin tarif ettiğin üzere Lustralı aniden bırakıp (ingilizcede Cold Turkey) başka bir ilaca geçmeden geriçekilim reaksiyonlarının azabıyle karşılaşmayan bir kimse bulamadım.

Bulabildiğim sadece 10 yıl Lustral kullanmakta olan bir kişinin ilacın artık kendisine tesir etmemesi yüzünden doktorunun söylemesi üzerine Lustralı aniden bırakarak hemen arkasından Prozac’a başladığını bildirmesi oldu. Bu kişi doktorunun aniden bırakma usulunun iyi olmadığını bildiğini, fakat Lustralı bırakmayı çok istemesi yüzünden yaptığını, aradan 1 ay geçmesine rağmen kendisini 100% iyi hisssetmediğini bildirmektedir.

Kelimeleri söylerken birbirine karıştırdığını, bir işe odaklanamadığını veya konsantere olamadığının sebebebinin belkide Lustralı çok uzun süre kullanmasının beyinde kalıcı tahribat yapması yüzünden olacağından korktuğunu söylemektedir. Galiba bu nedenlede Lustralın nekadar süre sonra sistemini terk edeceğini bilen olup olmadığını sormaktadır.

6-7 ay süre günlük 200mg’lık doz geriçekilim reaksiyonları açısından küçümsenecek miktarlar değil. Bildiğiniz üzere Lustral serotonin geri alımını engelliyerek nöronlar arasındaki serotonin akış yoğunluğunu arttırmak suretiyle iş gören bir ilaçtır.

ilaç ani kesildiğinde beyinin alışmış olduğu bu akış da kesileceğinden beyin kendini bu yeni duruma alışıncaya kadar geriçekilim reaksiyonları adı verdiğimiz durumlar ortaya çıkmaktadır. Eğer herhangi bir nedenle Lustral kendisinden beklenilen Serotonin yoğunluğunu arttıramamışsa veya serotonin reseptörlerinin (serotoninin ulaştığı nöron) hassasiyetleri veya miktarları başka ilaçlar veya nedenler yüzünden azalmışlarsa Lustralı ha kullanmışın ha kullanmamaşın beyinde bir değişiklik yaratamıyacaktır.

Dolayısıylede ve sizde olduğu üzere geriçekilim reaksiyonlarına neden olmıyacaktır. Bu yazdıklarım tamamen kendimin şahsi kanaatinden ibarettir. Ne doktor nede Psikiyatri bilim dalı Profösörüyüm, kanatimde yanılmış olabilirim, ancak sizdeki durumu açıklıyabilmek için aklıma başka bir neden gelmemektedir.

Sıhhatli ve mutlu günler dilerim, U34
maverick7881
18-07-2009, 08:41 PM
Serotonin,dopamin ve noradrenalin döngüsü ve açıkca hastalığın temel hormonları stres,genetik faktörlerle değişime uğrayarak bizim rahatsizlanmamızı sağlıyor bizde dr a gidiyoruz ve modern kimyasallar bize yutturuluyor ki mecburen kullanmak zorundayız , bunlarda bu dengesizliği ortadan kaldırıp seviyelerini arttırıyor ben en çok paxil adlı ilacın mağduryum 2 yıl düzenli kullandım iyi oldum ama tam olarak düzelemedim sonra ilacı bıraktım bıraktıktan sonra 1 ay kadar hayatımın en güzel günleriydi birazcık hipomani içerisindeydim ama güzeldi ,sonuçta.
Sonra rüya bitti yerimde duramayan bir insan oldum huzursuzluktan ölüyordum tek bir paxil aldıktan sonra dikkat edin tek bir paxil bütün bu kötü belirtileri kaldırdı ama ilaca devam etme kararı aldım fakat düzenli ilaç kullanınca nörotik belirtiler hiç geçmedi hep yan etki içerisindeydim yani benim araştırmalarım sonucu;

Özellikle paxil in serotonin geri alımına etkisi mesala cipramdan 3 kat fazla faverinden 7 kat ve lustral den de 6-7 kat fazla fakat kesilme sendromuna neden olmayan prozacın serotonine etkisinden 23 kat fazla olduğu söyleniyor,
Şimdi durum şu paxil sayesinde üst miktarlara çıkan serotonin seviyem paxili bırakınca dibe vurdu ve tekrar hastalandım çünkü benim kişilik yapım hiç bir zaman paxilin depoladığı serotonin seviyesini elde edemez ve bu yüzden paxil bir hayat kurtarıcı olduğu gibi insanları kendine bağlayan çıkmaza sokan gsk nin para makinesidir..Eski adı seroxat etken maddesi paroksetin...
2 yıldır paxilden kurtulmak için çeşitli yollar denedim fakat hep hüsrana uğradım sebep açık paxil in ben de oluşturduğu seviyeye hiç bir zaman doğal olarak çıkamıyorum çıkamamda zaten ve de buna kesilme sendromu diyorlar.
Efexor da ki olay da noradrenalin geri alımına etkisi çok fazladır ve hep aynı sonuçtur yani bu ilaçlara çeşke hiç bulaşmasaydım ama şu aralar başka bir durum üzerinde duruyorum yaşadığım duygulanım bozuklukları bipolar 2 olarak açıklanabilir ve de koruyucu tedavi ile sağlıklı yaşayabilirim inat ettim dra gitmiyorum ya iyileşecem ya da ölecem başka çarem kalmadı.
18-07-2009, 09:12 PM
Serotonin,dopamin ve noradrenalin döngüsü ve açıkca hastalığın temel hormonları stres,genetik faktörlerle değişime uğrayarak bizim rahatsizlanmamızı sağlıyor bizde dr a gidiyoruz ve modern kimyasallar bize yutturuluyor ki mecburen kullanmak zorundayız , bunlarda bu dengesizliği ortadan kaldırıp seviyelerini arttırıyor ben en çok paxil adlı ilacın mağduryum 2 yıl düzenli kullandım iyi oldum ama tam olarak düzelemedim sonra ilacı bıraktım bıraktıktan sonra 1 ay kadar hayatımın en güzel günleriydi birazcık hipomani içerisindeydim ama güzeldi ,sonuçta.
Sonra rüya bitti yerimde duramayan bir insan oldum huzursuzluktan ölüyordum tek bir paxil aldıktan sonra dikkat edin tek bir paxil bütün bu kötü belirtileri kaldırdı ama ilaca devam etme kararı aldım fakat düzenli ilaç kullanınca nörotik belirtiler hiç geçmedi hep yan etki içerisindeydim yani benim araştırmalarım sonucu;

Özellikle paxil in serotonin geri alımına etkisi mesala cipramdan 3 kat fazla faverinden 7 kat ve lustral den de 6-7 kat fazla fakat kesilme sendromuna neden olmayan prozacın serotonine etkisinden 23 kat fazla olduğu söyleniyor,
Şimdi durum şu paxil sayesinde üst miktarlara çıkan serotonin seviyem paxili bırakınca dibe vurdu ve tekrar hastalandım çünkü benim kişilik yapım hiç bir zaman paxilin depoladığı serotonin seviyesini elde edemez ve bu yüzden paxil bir hayat kurtarıcı olduğu gibi insanları kendine bağlayan çıkmaza sokan gsk nin para makinesidir..Eski adı seroxat etken maddesi paroksetin...
2 yıldır paxilden kurtulmak için çeşitli yollar denedim fakat hep hüsrana uğradım sebep açık paxil in ben de oluşturduğu seviyeye hiç bir zaman doğal olarak çıkamıyorum çıkamamda zaten ve de buna kesilme sendromu diyorlar.
Efexor da ki olay da noradrenalin geri alımına etkisi çok fazladır ve hep aynı sonuçtur yani bu ilaçlara çeşke hiç bulaşmasaydım ama şu aralar başka bir durum üzerinde duruyorum yaşadığım duygulanım bozuklukları bipolar 2 olarak açıklanabilir ve de koruyucu tedavi ile sağlıklı yaşayabilirim inat ettim dra gitmiyorum ya iyileşecem ya da ölecem başka çarem kalmadı.

aynı şekilde ben de Sosyal Fobi ve depresyon tedavisi için iki sene Paxil kullandım .. gayet olumlu etkileri oldu .. tam olarak iyileşemesem de belki %60-70 iyileştim .. fakat iki ay önce kademeli olarak bıraktım .. kendi kararımdı .. ömür boyu kullanmayı bi çözüm olarak göremiordum .. bağımlı hissediordum kendimi .. ayrıca maddeye karşı tolerans ta geliştirior sanki vücut .. aynı etkiyi sürekli sağlayamıyor .. ve ruh hali deişkenlikleri çok oluor .. bıraktıktan sonra biriki ay içinde dibe vurdum yine .. bilmiorum böylesi belki daha iyi .. enazından istikrarlı bi şekilde dipteyim * ..
dost84
18-07-2009, 09:17 PM
daha önce paxil kullandım şimdi cipram kullanıyorum.ikiside olumlu etki etti ve ortak bi yanları vardı o da şuydu:ilk zamanlarda alkol almış gibi kendimi iyi hissediyodum.zamanla bu aşırı keyif verici etkileri geçti ama andepresan kullanalı yıllar olmasına rağmen üzüntü sıkıntı giderici etkileri hiç geçmedi
maverick7881
19-07-2009, 03:48 AM
enazından istikrarlı bi şekilde dipteyim * ..[/quote]

Mesala ben senin durumunda olsam şu an hiç ilaç kullanmamış olsam bilgisayar başında yazı bile yazamıyorum bir nevi akatizi yerinde duramama halinde oluyorum sen belkide şanslısındır
Umut34
19-07-2009, 02:58 PM
Merhaba Maverick,

Forumlarda yazdıklarınızdan hastalıklarımızla mücadele için bir çok ortak taraflarımız olduğunu görmem size olan sempatimi arttırdı. Yazdıklarınızı ilgiyle takip etmekteyim. ilgimi çeken ilk yazınız “Haftada bir ilaç değiştiriyorum?” başlıklı yazınız ve bu yazınıza gelen yorumlara gönderdiğiniz cevaplarınız olmuştu.

Görebildiğim ortak taraflarımız şimdilik şunlardan ibaret:

1- Araştırıcı karakterimiz yüzünden hastalığımızın tedavisi için kullanılabilecek ilaçların nasıl olupta bizleri iyileştirebildiklerini ve bunların hangi ilaçlar olduğunu öğrenmeye/bulmaya çalışmamız.

2- Haklı veya haksız nedenlerle doktorlardan ümidimizi kesip, kendi doktorluğumuzu üstlenmemiz.

3- Doktorlardan ümidimizi kesmemizin psikolojik ve kötü etkisini yaşamamız. Kendi doktorluğumuzu üstlenmenin mesuliyet yükünün yarattığı stresi yaşamamız . Mesela bir ilacı kendi başımıza seçip kulanmağa başladığımızda, acaba bilmediğim bir nedenle fayda yerine zararı dokunurmu endişesi gibi.

Gönül isterdiki yukardakilerin hiç birini yapmayan birer insan olsaydık. Emin olun şimdi daha mutlu insanlar olurduk. Ama elimizde değil. Bendeki nedeni, karakterim, hastalığımın uzun süre devam etmesi veya bu süre içinde nüks edişleri (9 yıl süre içinde 5 defa nüks ettileri) ve şimdiye kadar gittiğim doktorların yazabildikleri ilaçlarla bunları önleyememiş olmaları yüzünden.

Ancak ben oldukça yaşlı bir kişiyim, dolayısıyle ilaçların gençlerin veya erişkinlerin kullanabileceği dozları kullanamamaktayım, çünkü ilaç tarifnameleri öyle yazmaktalar, ayrıca hipertansiyonum yüzünden her ilacı kullanamamaktayım, yani çeşitleri sınırlı kalmakta. Sizde ise böyle bir sorun yok.
Diyeceğim şu ki, eğer mali durumunuz müsaitse bırakın şu ilaç deneme işini (her ilacı yeterli süre ve dozlarda kullandırmak şartıyle), size en fazla itimad yaratan bir doktor üstlensin. Dolayısıle ortak taraflarımızdan 3’cüsü olanının zararlı neticelerinden hiç olmassa siz, kendinizi kurtarmış olun.

“Haftada bir ilaç değiştiriyorum?” başlıklı yazınız ve bu yazınıza gelen yorumlara gönderdiğiniz cevaplarınıza gelince.

ilaçları neden değiştirme paniğine girdiğinizi anlatışınızdan size hak veriyorum. Ancak ilaçlar hakkındaki bilginize rağmen, bu paniğin tesiriyle haftada bir ilaç değiştirmekte oluşununuzu size yakıştıramıyor ve hatta inanmakta zorlanıyorum. Bu kadar küçük süreler içinde ilaç değiştirmeye mutlaka kendinizi engellemelisiniz. Böyle bir anksiyete paniği esnasında gerektiğiğinde, yeşil reçete sakinleşticilerini kullanmanızın gerektiği kanısındayım.

Şimdi bu başlık altındaki “Mesela ben senin durumunda olsam şu an hiç ilaç kullanmamış olsam bilgisayar başında yazı bile yazamıyorum bir nevi akatizi yerinde duramama halinde oluyorum sen belkide şanslısındır.” Sözlerinizi pek iyi anlayamadığımdan aşağıdaki sorumu cevaplamanızı rica edeceğim:

Akatizi’ye lugata baktığımda karşılığının “Oturma durumun uyanan ve artan bir nevralji, veya "myoclonia" sebebiyle bazı hastalarda görülen oturma güçlüğü” olduğunu gördüm. Yerinde duramamayı ise (aşırı heyecanlanma veya huzursuzluk olarak algıladığımdan) olsa olsa anksiyetenin yaratacağını düşünmekteyim.

Dolayısıyle sizin esas hastalığınızın depresyon yerine anksiyete bozukluğu olduğundan şüphelenmekteyim. Acaba bu şüphemde haklımıyım? Ayrıca sizce hastalığınızın adı nedir? Kaç yıldır hastalıklarınızın etkisi altındasınız? Cevaplarsanız sevinirim.

Başka bir yazınızda “Benim de suçum yok şu ara kötü bir dönemdeyim mesala mevsim değişikliğinde bile hastalığım yön değiştiriyor” demektesiniz. Şimdi havalar sıcak hipertansiyonum, dışarı çıkmamı önleyerek beni eve hapis ediyor. Bu da depresyon yaratıyor. Eylül sonuna erişmeyi dört gözle beklemekteyim. inşallah bu durumum kalıcı bir fobiye dönüşmez.

Her ikimizede geçmiş olsun. iyileşebilmemiz için bence ve ilk başka, her nedenle olursa olsun iyileşme umudumuzu kaybetmemeliyiz.

En iyi dileklerimi sunarım, U34
maverick7881
20-07-2009, 01:15 AM
Öncelikle şunu belirtmem gerekir sizin yazılarınızı ben de çok yakından takip ediyorum ve sizin bu konuda ne kadar ilgili ve gerekli bilgilere sahip olduğunuzu görüyorum..
ilk başta şuna açıklık getireyim yaşadığım şehir küçük bir yer ve burda gerekli bilgi ve donanıma sahip olan dr lar ın özel muayhanneleri kapalı durumda yani sadece devlet hastanesi ortamında tedavi olabilirim oraya da gittim fakat 3 dk da psikolojik tedavinin imkanı yok o yüzden anksiyete halinde bana yardımcı olabilecek tek kişiyi kendim olarak görüyorum ve bu durumda benzodiazepin kullanımı bende de var özellikle xanax fakat xanax konusunda yarılanma ömrü nedeniyle kaygılıyım bu yüzden yarılanma ömrü uzun diazepam (diazem veya nerviumu) tercih ediyorum.Ve kesinlikle günde 10 mg dan fazla ve uzun süre ile kullanmıyorum bu konuda bende kontröllü biriyim ama çok ağır durumlarda düşük doz etkilemediği için ben de bağımlılık kaygısıyla almıyorum bu durumda kendi çabamla direniyorum.
Anksiyete benim de şikayetlerim arasında fakat ben de bu serotonin düzeyi eksikliğinden dolayı tüm belirtiler mevcut yani sf , okb , panik bozukluk,depresif düşünce yani 8 yıldır ilaç kullanmaktayım fakat bir dönem prozac tedavisi ile ilaç kullanmaya çok rahat bırakabilmiştim.Akatizi dediğim kavram ise psikayatride daha çok eski tip antipsikotiklerin yan etki durumu yani yerinde duramama devamlı hareket etme isteği hali fakat ben de bu paxil i ani bıraktığım zaman olan durum.
Haftada bir ilaç değiştirme işinin çok yanlış olduğunu biliyorum fakat bu ben de biraz da inat haline gelmişti başıma gelenler i hiçbir kaynak da bulamadım paxili 2 yıl düzenli kullanmıştım ve ani bıraktıktan sonra başıma gelenler inanılmaz ötesiydi paxili bıraktıktan 40 gün sonra ağlama halleriyle gelen anksiyete hali çok ağırdı ve sonradan ilacımı almaya karar verdim ve tek bir paxil kullandıktan sonra sonuç inanılmazdı ilacı bırakalı 40 günden fazla olmasına rağmen 20 mg ile tamamen düzeldim paxil gibi bir ilacın en fazla 2 haftada kandaki düzeyi tamamen kaybolur fakat ben tek ilaçla iyi hale geldim fakat ilaca düzenli olaral kullanmaya devam ettiğim de 3 ay dayanabildim anksiyete çok fazla arttı ve boynumda ki ağrı yine had safhasındaydı ve dr a durumu belirttim dediğim şeye hiçbir açıklama getiremedi ank ya sevk etti ben de tabi gitmedim yani benim haftalık ilaç değiştirme durumu böle başladı yani ilaçlar ben de anlık olarak etki ediyordu ve kullanmaya devam etsem de faydadan çok zararını görüyordum bu yüzden ben ilaçların tedavi edici etksine inanamıyorum paxil benim gen yapımı bozmuştu sanki ,sonra araştırdım antidepresanların uzun süreli kullanımda gen ekspresyonunu değiştirme olasıkları varmış şu an bunu ilaç firmaları kabul etmiyor ama istersen araştırabilirsin."
kaynak: http://www.psikoloji.gen....ive/index.php/t-5265.html
Yanlış önerme. Eğer insanın yetenekleri, ilgileri bilimin yönündeyse hasta da olsa sağlıklı da olsa hatta türk de olsa yabancı da olsa her an merak salar. Bunun ilgi ve yeteneklerle alakası var. Türk'ün dnasında hastalanınca bilime merak salacaksın diye bir kromozom yok.

(bkz: öyle olsaydı demek ki ben doğuştan hasta olurdum)
dikkat. duadan, ayetten umut kesmiş arkadaşlar bunlar. ama sorsanız çoğu dindardır. çünkü internetten araştırırsanız bilim kurumlarının sitelerinden ya da kitap kaynağınız varsa, bu psikolojik sorunların tamamı beyinseldir. sonuçta yaşanan kötü olaylar vb. hepsi beyinde yaşanıyor. yani oradaki ruh ifadesi teolojik değil, bilimsel manada bir kavramdır. bu da şu demek motorunda bir yer patlaksa o iş duayla olmaz, bir şekilde tamir edeceksin. hani bana lastiği patlak aracı duayla hareket ettiren adam bulamaz kimse, bu da öyle. anlamayacak arkadaşlar için gayet anlaşılır bir örnek. teistleri hep böyle bilimle iç içe görmek isteriz. sadece hastalanınca, zora düşünce değil.
oradan buradan meraktan iki üç şeye bakıp öğrenmek ayrı, bilimsel açıklamaları öğrenmek ayrı. hem de çok ayrı şeyler. hastalanınca merak salmak genetik değil, kültüreldir. bir tane bilimsel sohbetin olduğu kahvehane yoktur bu ülkede. genelde her yerde politika konuşulur diye biliyorum ki öyle günümüzde zaten.
(bkz: iş dini boyuta geçince değişiyor tabi)
(bkz: burası sözlük facebook profili değil)
(bkz: lol)