bugün

Bir süredir inceleme alanıma girmiş bir hususa kısaca değinmek istedim. Meşhur aşk hikayelerini hepimiz biliriz. En bilindiklerinden birkaçını söyleyecek olursak: Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Romeo ile Jüliet... Peki bu aşklar arasında ne fark vardır ve konumuzun başlığı olan Türk gibi sevmek bu durumla nasıl ilişkilendirilecek?

Birçok aşk hikayesinde etken rol erkektir ki bizim verdiğimiz örnekler de bu duruma tıpatıp uyar. işte burada türk gibi sevmek girer devreye. Mesela mecnun arap gibi sever. Sevdiği için hiçbir şey yapmaz. Çöllere düşer ağlar sadece. Bir Türk böyle sevmez, sevemez. Örneğin; Ferhat, Şirin için eli kolu bağlı durmaz. Oturup ağlamaz, bir şeyler yapması gerektiğini bilir. Dağları deler! Kerem öylece durmaz bir köşeye çekilip ağlamaz. Aşılamayacak yollar teper! işte Türk böyle sever. Mutlaka bir şey yapar sevdiğine ulaşmak için. Ulaşamasa bile uğraşır.
(bkz: köpek gibi sevmek)
gülüşü asya olan, bozkır olan, turan olan sevgiliyi gönülde ülkü dolu bir ihtilal yaparak sevmektir.
türk kelimesinin uludağ sözlük'te içine karışmadığı bir sevgi kavramı kalmıştı, o da oldu sanırım. yani tamam türklük falan güzel okey ama abartı değil mi biraz sanki?
Ben iyice ırkçılaştığımızı düşünmeye başladım. Herşeyin yanına bir Türk yazıyoruz. Neden Türk gibi hadi geçtim onu niye gibi? Herkes kendi gibi sevsin arkadaşlar.
Hiç bir millet kadınına bir türk erkeği kadar değer vermemiştir. Tarihe bakın ismaliyet öncesi türklere han'ım sözcüğü handan gelir. Türk kadinı aile reisidir, han olmadığında yöneticidir, gerektiğinde savaşçıdır. Hiç bir ırkta da türk kadınının cesur ve azim kabiliyeti yoktur. Bakınız kurtuluş savaşı. Lakin evet bir Müslümanım kötülemek için asla söylemem ama islamiyet i yanlış yoran yahut işine geldiği gibi yoran zihniyetler yüzünden bugün otobüste dayak yiyor, 13 yasında istekli tacize maruz kalıyor yada 3 yasında tecavüze uğruyor. Hiç bir erkek kadınını gerçek bir türk kadar sevemez. Aksini diyenin kanı bozuktur vesselam.