faşizm genellikle bir etnik kimlige veya millete yönelik aşırı sag bir ideolojidir. esasen ırkçı bir ideolojidir. bizim ulkemizde ise hem bu turlu faşizm bulunurken hemde din argumanını kullanan sagcı veya solcu faşistlerde bulunmaktadir. baska kesimden olanları baskı ile kısıtlayan, ifade ozgurlugunu elinden alan kimseler farkında olmadan faşizmin kucagında oturmaktadırlar.

bu dinsiz konusturmayın veya bu dindar konustukları yobazlık diyen herkes farkında olmadan faşistlik yapiyor. ırksal anlamda ise "bu zaten kurt, ermeni, yabancı bunun dediklerine deger verilmez" veya "turkler zaten kurt dusmanıdır, onları dinlemeyin" diyen her iki tarafta faşisttir.

faşizmin temel prensibi karsı gordugu her kim olursa olsun varlıgını, dusuncesini reddetmek ve ötekilestirmektir..
bu nedenle bir faşist ile tartismaya giremezsiniz girsenizde fikirlerinde hic bir degisiklik yapamazsınız.

faşizm nasıl destek bulur? insanlar ezilen taraf veya ezen taraftan birini secip ötekileştirdiklerine zorbalık icin kendinde hak bulmaya baslar. kendinden olanları bir ahlaki çöküş saydıkları bireysel dusunme karşısında toplanıp bir devrim yapmaya cagirirlar. kendilerini tehdit ettiklerini dusundukleri yabancı guçleri yok etmeyi amaclar. bunun icin ırk veya din kullanilir. dtp ve mhp ırk kullanırken chp laik olmayı, sp ise dindar olmayı savunur. akp ise din kullaniyor gibi gorunse de toplumun tumunu kucaklamaya calıstıgını soylemesiyle faşist dindarlıktan uzaklasma cabası icinde. bunu yaptıkları ile oy aldıgı taban zamanla belirleyecektir. tum bunlara girmeyen devletçi-ulusalcı bir grubumuz var ki biraz milliyetcilik, orta derecede dindarlık kullanır. goruldugu gibi faşist demiyecegimiz kesim yok gibi. o halde biz kotunun iyisini secmeye calısacagiz.

faşizm erkek ustunlugune dayalı olsa da zaman zaman kadınlarına dayanışma vaad eder.
faşizm yönetimi ele gecirmek ve güçlenmek için bir kitle hareketine dönüşmeyi, orgutlenmeyi emreder. bireysellikten uzaklaşıp bir kitle hareketi olmaya çalısır. amaç; gücü ele geçirip toplumun kalan tümünü totaliter devlet anlayışı ve zorbalıkla sindirmektir. sempati duyan insanları ezberci ve kendi ideolojilerine uygun bir egitimden geçirir. boylelikle sorgulamayan dusunmeyen kendi içlerindeki yanlışlıkları goremeyen tek tipte bir kitleye dönüşürler.

faşizm komunizme karşıdir. cunku kitlesini bölen, bireysellestiren sınıf mucadeleleri işine gelmez. ancak yeri geldiginde tum sucu yuklemek icin kapitalistlere, buyuk sermaye ve toprak sahiplerine suç atar, komplo teorileri uretir. faşizm bireysel ozgurlugu, politik dusunce farklılıklarını kendi icinde red etmesine ragmen gücü ele gecirmek icin politikayı ve milletteki gorus farklılıklarını kullanır. gucu eline gecirdikten sonra digerlerini tasviye etmeye çalısır.

faşizm'in bir ulkede artması icin insanlar arasında ekonomik farklılıkların cok ust seviyelere cıkması gerekir. özal'in deyimiyle ortadirek insan sayısı arttıkca faşist sayısı azalacaktir. cok zengin ve cok fakirlerce taraftar bulan bir görustur. özellikle fakirlik arttıgı zaman faşizmde önemli bir artış gözlenir. herhangi bir faşist tarafı secen fakir insanlara tum sucun karşı taraftakiler oldugu, onlar yok edildigi zaman ulkenin refaha kavuşacagı daha iyi bir yer olacagı ve eski guzel gunlere geri donulecegi iddia edilir... suclu gördugu kesimlere zulum edip, yok ederek mutluluga ulasacaklarına inandırmaya çalısır.

faşist insanlar her zaman demokrasi karsıtı degildir. karşı oldukları insan oruç tutmadigı icin dayak yemeyi hak etmişken, dayak atan insanlar oruc tutmaz ve bunu demokratik kişisel hakları olarak gorurler. baska ornek verelim kampuste bir kızla gezen erkegi döverken kendileri bir kızla rahatca gezebilmeyi hak görurler. yani demokrasi ve özgurluk sadece kendi kitleleri için gecerlidir.
her turlu pisligi yapmak kendilerine hak baskasına degildir. bir solcu kendi icki icip karı kız pesinde kosarken aynı seyi yapan sagcıyı kınarlar.
kendinden olan biri yolsuzluk yaptigi zaman hos gorup diger insanlar yaptiginda en katı cezalar almasını isterler.