bugün

Çok onemli, insani bir görevdir. Maalesef belli bir kilonun ustundekilerden alinamamakta.
(en azından uplamış oldum)
özellikle lösemi sıkıntısı yaşayan kardeşlerimiz için çok gerekli olan eylemdir. toplumun bu konuda duyarsız olması bizi üzmektedir. kan bağışı yapanların geneli acil kanamalı veya ameliyat olacak hastalara kan verildiği zannetmektedirler.

düzenli olarak yaptığım eylemdir lakin ne zaman iş yerinden ve çevremden arkadaşları örgütleyip bağışa gidelim desem kimse gelmiyor. iğne korkusu çok baskın. o insanların neler yaşadığını görenler bilir. kan, trombosit bağışlayana iğne batmış çok mu? allah ihtiyaca düşürmesin.
(bkz: yabancı kelime kullanayım da havam olsun)
(bkz: kan bağışı)
Trombosit bağışında bulunmadım hiç.
Acıya gelince normal bir iğne yemekten farkı olmayadır.
geçen hafta bir arkadaşımızın eşi için verdiğim kandaki maddedir.

bağışta bulunmak isteyenler içini rahat tutsun. hastaneye gitmeden önce biraz araştırma yapmış ve bazı yazılarda can yakan bir uygulama olduğunu okuyunca açıkçası biraz tırsmıştım fakat hiç de öyle değil. kan vermekten bir farkı yok hatta kan vermek daha yorucu bir işlem. trombosit bağışı yapıldıktan sonra kan verildiği zamanki gibi yorgunluk filan olmuyor, yani şahsen bende olmadı. ayrıca iğneler de öyle büyük filan değil ve damarlarınızı ağrıtmıyor. tek eksi yönü biraz uzun sürmesi. ortalama 45-80 dk arası sürüyor alınan trombosit miktarına göre.

eğer bağışta bulunmak isteyen ya da ihtiyaç olduğunu gördüğünüzde hiç çekinmeyin, gayet basit bir işlem ve kan grubu uyuşması aranmıyor.
trombositin kandan santrifüjü için kullanılan cihaza göre bağışçı kişiye etkileri bulunan işlem. iki ya da üç kez trombosit bağışında bulundum tam hatırlamıyorum.

ilk seferinde diyaliz makinesine benzer bir cihaz kanı sol koldan alıp ayrıştırdıktan sonra sağ kolumdan aynı anda verdiği için işlem uzun sürmesine rağmen bir sıkıntı yaşamadım fakat diğerinde cihaz tek koldan kanı alıp akabininde ayrıştırıp en sonda aynı yoldan tekrar geri verdiği için vücudunuzdaki kan miktarında bir süreliğine düşüş oluyor ve o süre zarfında tansiyonda oynama, hafiften üşüme, mide bulantısı gibi etkileri oluyor. tabi bunlar yine de öyle aman aman etkiler değil, sağlığınız yerindeyse fırsatınız varsa gidin bağışlayın güzel kardeşim. sizin günlük rutininiz içinde ayıracağınız o 45-60 dakika belki bir başkası için hayat sigortası olacak.
birkaç kez denememe rağmen bir türlü başaramadığım, alete bağlanır bağlanmaz bayıldığım olaydır.

ihtiyacı olanın değerini çok iyi bildiği, insanın başına gelmeden önemi kavranamayan eylem.
özellikle kanser hastalarında aldıkları kemoterapi sonrası kandaki trombosit miktarı oldukça düşmektedir.Trombosit kanserli hücrelerle mücadele ve vücut direncini arttırmaktadır. normal kan bağışı gibi ibr işlem olup takribi 50-55 dakika sürmekte, kanınızı alıp trombositleri ayrıştırıp kanı vücudunuza geri verdikleri bir işlemdir. sağlıklı bir birey 6 ayda bir kan vermekte olup trombosit verme işlemi ise 3 günde bir yapılabilmekte. her verdiğiniz trombositin kanser hastası bir çocuğa ilaç niyetinde olduğunu düşünün.
Oldukça kolay bir bağıştır.

Öncesinde sizden 2-3 tüp test kanı alıyorlar. Çeşitli testler yapılıyor. HIV, sifilis falan gibi bir hastalığınız var mı, kan değerleriniz bu bağış için uygun mu vs. En uzun süren sonuç için yaklaşık 1 saat bekliyorsunuz. aldıkları sadece akkan (beyaz kan) olduğu için kan bağışı yapması uygun olmayanlar bile bu bağış için uygun çıkabiliyor. size en geç bir saat içinde tahlil sonuçlarınız ile birlikte bağışçı olup olamayacağınız bildiriliyor.

Bağış için uygunsanız bağış yapacağınız o rahat koltuğa oturuyorsunuz. Önce bir plastik çantayla geliyorlar yanınıza. Çantaya ve içinden çıkanlara bakınca aya roket fırlatacaklarını düşünebilirsiniz, ama kanınız ile temas eden her şey tek kullanımlık. Bu nedenle 5 dakika boyunca bu zımbırtıların alete takılmasını izliyorsunuz.Bağış işlemi takriben 70 dakika sürüyor. Bu süre zarfında benden iki ünite trombosit ve plazma aldılar. Eskisi gibi çift koldan postu delmiyorlar. Tek koldan alınan kan üçlü bir hortum sistemiyle makineye gidiyor, işlemden geçiyor ve trombosit ile plazma ayrıştırıldıktan sonra kalan kan, bu prosesi destekleyen bir ilaç içeren ve sıvı kaybını önleyen izotonik suyla beraber aynı damardan, aynı iğneyle geri veriliyor.

-"Efendim iğne çok kalon korkoyoros"

Yok yahu. iğnenin hafifçe kalın olduğu doğrudur. düzenli olarak kan veren biriyim. ayrıca iğne konusunda da hassasiyetim var. size şunu söyleyeyim, kan verirken hissettiğinizden bir dirhem fazlasını hissetmeyeceksiniz.

Hemen ardından alet çalışmaya başlıyor. Yaklaşık bir çay bardağı kadar kan alınıyor, makinede işleniyor, makine alacağını alıyor ve kalanını da izotonik su ve prosesi kolaylaştıracak ilaç karışımıyla birlikte geri veriyor. hiçbir şey hissetmiyorsunuz. ilaç dolayısıyla dudaklarınızda ve damar yolunun açıldığı yerde, ayaklarınızda hafif bir karıncalanma olabilir dedilerse de bende hemen hemen hiç olmadı. Ya da beklediğimin çok altında olduğu için ben hiç hissetmedim. iki ünite trombosit ve plazma bağışladım. Plazma da bebeklerin tedavisinde kullanılıyor. Ekstra bir işlem yok. Makine hepsini tek seferde emikliyor

Yağsız tam öğün bir kahvaltı ardından gitmenizde fayda var.

Haydi gidin. 1 saatinizi ayırın ve verin... Verdiğinizi vücudunuz 4 gün içerisinde tamamlıyor. ancak buna ihtiyaç duyan küçük çocuklar bunu üretemiyor. Yardımınıza ihtiyaçları var.

Haydi bir el verin...

Edit: imla ve gelen sorular doğrultusunda birkaç ekleme yapıldı
çantayla geliyorlar demişin biz nereye gidioz onlar nereye geliyor bide kansızlık olanlar verebilir mi ?
Bildiğim kadarıyla bunun için vücudunuzda hiçbir dikiş bulunmaması (yani daha önce dikiş atılmış bir kaza veya ameliyat geçirmemiş olmak) gerekmekte çünkü ayrıştırma makinesi dikişleri patlatabilirmiş.
Bunu pıhtı atması yaşayan dayım için trombosit aranırken duymuştum ama 13 yıl öncesiydi, şu an tıp daha geliştiğinden bu tür işlemler daha kolaylaşmış olabilir.
Bir de kan grubu farklılığının hiçbir önemi yok mu ve kansızlık problemi yaşayanlar verebilir mi bilmiyorum.