bugün

genelde ilişkinin bitiminde nükseden, erkekler açısından bir tür pygmalion etkisidir. yanisi, ayrıldığı kadında olmayan özellikleri ona atfetmek, onu üst eşik olarak kabul etmek, her yerde onu görmek, başka hiçbir kadına bağlanamayarak etten sütten kesilmek ile devam eder. eğer kişi bir tür katarsis ile bu durumu kusmuş yani ağır depresyon geçirmişse atlatması kolay olur yok eğer bu travmayı kusamamışsa zorlanacaktır.

ayrılıktan sonra orta vadede minimum 6 yıldan sonra tamamen atlatılması ve o kişinin artık nadiren akla gelmesi gözlemlenmiştir. kişi eğer kendine hakim olamamış ve atlatma evresinde tekrar ona ulaşma eğilimleri göstermiş ve tekrar red üstüne red alarak hayal kırıklığına uğramışsa atlatması uzadıkça uzar.

evrenin en yükseğe sıçradığı dönem artık ayrılığın kabullenildiği yani aşkın sönümlendiğini hissetme anıdır. bu anı kişi kabul etmez. ve kendi içerisinde sevdiği kadını/erkeği öyküleyerek sürdürür, devam ettirir. işte bu evrede kişi kendine hakim olursa bu bir kazanımdır. yok eğer hakim olamazsa iyileşme süresini uzatır.

bazen en büyük yıkım, biri hayatını tekrar rayına oturtup normal yaşamına dönmüşken diğerinin gözünün hep onda olmasıdır. ikisinden birisi hep aksak yürür. topallar. zaman alır atlatılması.

genelde ilk aşk halidir. kişi bu durumu ancak daha yüce değerler ve ideallere sarılarak çabuk geçebilir. eğer bu yapılmazsa aşka aşık olma, mecnun gibi meczuplaşma hali ortaya çıkar. mahsunluk, agorafobi, manik depresyon, obsesyon gibi durumlar hep böyle dönemlerde ortaya çıkar.

karşısındaki kişiyi dikizlemek, röntgenlemek, internetten takip etmek gibi takıntılı durumlar da olabilir. kişinin kendine gelmesi, normal yaşamına dönmesi en az 5-6 yıldan az değildir.

tamamen nötr hale gelmiş ve iyice hırpalanmış ruh elbetteki bu dönemden olgunlaşarak çıkmış olacaktır. bu dakikadan sonra kendini toparlayabilmiş bir insanı çok az şey yıkabilir. en fazla çok sevdiği aile bireylerinin ölümü olabilir bu, anne, baba ve kardeş gibi...