çok dışkımsı bir şey.

bu gün yaptım, asosyal bir şahıs olarak hiç öyle göründüğü gibi değilmiş. eller ayaklar titriyor, alından ter akıyor. ses bir yandan titriyor, millet bakıyor. ulan ne pis bir duygu. sonunda kağıdı elimden bırakıp kafamı masaya yaslayıp okudum. titremekten okunmuyo la.

ben yazar olmak istiyorum. eğer yazar olacaksam topluluk önünde konuşmayı öğrenmeliyim. ama nasıl yapacağım lan bunu? taksim'e gidip "hiişşşşşt! taksim halkı! baylar bayanlar ve gavurlar! beni dinleyin!" diyemem herhalde.

asosyal olmamdan dolayı herhalde.

yarın ilk işim 5 yeni arkadaş edinmek. milleti yolda durdurup tanışacağım. hatta gereksiz yere otobüslere binip, önüme oturanlara selam vereceğim. kararlıyım!

senden de iyi psikolog olur la sözlük. rahatlattın beni, gidiyorum şimdi.
En sevdiğim şey. Cok rahat hissediyorum kendimi çok bilgili önemli. Seviyorum.
alışmak gerekiyor... özgüven gerektiriyor doğru ama bu giderek kazanılabilen bir şey.

yıllar önce kilisede sunum yaparken... ya havaya bakardım, ya salona pek bakmazdım... bakacak olsam ayarım bozulurdu vs.
bunu aşmamda kimi topluluk önünde canlı olarak yanımdaki yanımdaki insanın anlattığı semineri veya vaazı çevirmemin çok katkısı oldu.

anlatıcı ben değildim çünkü... onun sorumluluğu yükü ve stressi yoktu ama öte yandan yine de insanlar önündeydim. bir zaman sonra onun bana vermiş olduğu rahatlığı tek başıma yaptığım şeylerde hissetmeye başladım. şimdi hem konuya hem salona hem kendime hakim şekildeyim.

ha diyeceğim o ki... topluluk önünde yapacağınız başka şeyler kullanın, bulun. neyin ne olduğu önemli değil bu süreçte. kalabalık önünde olmaya alışın sadece.
ve bu bir süreç... kendinizi yargılamayın, hırpalamayın... vakit alıyor çünkü.
terapiye rağmen zorlandığım eylem ama gün geçtikçe daha da rahat hissediyorum. bu gibi durumlarda zorluk çekiyorsanız yardım almanız önemli.
Vakti zamanında çok konuştuk hala da konuşuyorum. En son çok konuşmadım suçluydum açık vermemem lazımdı 3 saat sustum.
üniversite yıllarında sevim hocamız vardı. hergün rastgele birimizi tahtaya ders anlatmak için kaldırırdı. ben ders işleyemezdim sohbet muhabbetten. o zamanlar belliydi iyi bir konuşmacı olacağım. yıllar sonra yüksek lisans sunumunda biraz terlemiştim bir sürü prof. vardı ama başarmıştım.

sonra bi gün savcı karşısına çıktım. haklı olmama rağmen konuşamadım. sonra başka bir savcı karşısında konuştum. sonra diğer savcı ve derken çıta yükseldi direk ağır ceza mahkeme heyetine kendimi savunmam gerekti.

hakim benim için ukala ukala konuşma otur yerine dedi. tabi ben susarmıyım haklıyım amk. dahada coştum.

ama o hakimdi ve sonunda o kazandı. hapse attı beni.
Kuşkusuz hiç utanılacak bir şey yok. Defaatle yaptım otellerde.
Alışılıyor zamanla.
Aranızda hala ilkokulda olanlar vardır eminim ama büyümüş, iş sahibi olmuş kişiler için bri trick verebilirim. Konuşmak için kürsüye çıktığınızda size doğrultulmuş ışığa doğru bakın, içinizden küfrederken çevrenizde kimse yokmuş gibi konuşmanızı yapabiliyorsunuz. 2-3 defa bunu yaptıktan sonra zaten alışıyorsunuz herşeye.