bugün

tkp'nin meşhur sloganıdır. oy istemiyorsan ne istiyorsun ? derdin ne demektedir halkımız.
(bkz: versem alacak zaar)
kendileri gibi düşünmeyenleri faşizan yöntemlerle, taşlı sopalı saldırlarla susturmaya çalışırken yanında oylarını da isteyecek değiller ya.
evet istemiyor, bunu vaatler falan vermeyişinden zaten anlıyoruz. hoş, istese ne olacak?
"halkımız" adına konuşma yetkisini nerden aldığını bilemediğimiz birinin iftirasına uğramış, kendileri gibi düşünmeyenleri "taşlı sopalı" yöntemlerle susturmaya çalıştığı görülmemiş bir parti'nin seçim sloganlarından biridir.
kimlerin oyunu, neden alacağı burada bakın:
(bkz: neden oyunu tkp ye veriyorlar)
tkp'ye bir avuç taşlı sopalı faşizan-ulusalcı-kemalist ve internetteki şakşakçıları oy veriyor, derdi sadece ekmeğini kazanmak olan kimseden oy alamıyorlar ve ardından da biz zaten sizin gibilerin oyunu istemiyoruz diyorlar. komünist adını alıp ulusalcı-kemalist takılınca kimlik bunalımına girmiş kitlenin avuntusu olan ifadedir..
her zaman değişmez tek gerçektir bu. yeni bir gelişme değil ki. tkp bu zamana kadar hiç kimseden oy istemedi. daha doğrusu partilerine oy verilsin diye türlü türlü alaverelere alicengiz oyunlarına başvurmadı. akça pakça partiler gibi yamanmadi kimseye. bu yüzden yeri ayrı ve doldurulamaz ölçüde büyüktür bende. isteyen katılır. isteyen karşı çıkar. herkese saygım sonsuz. zevkler ve renkler değişkeni.
yirmili yaşlarda güzel bir hanım kızımız. üniversite okumak için evinden çok uzaklarda bir şehirde yaşıyor.final haftası. sabah arkadaşları ile birlikte kahvaltı yapmak için erkenden kalkıyor, bakkala gidiyor. öğrenci evi işte ne olacak, dolaptan 2 tane ekmek alıyor ve pis bıyıklı bakkala 10 tane de yumurta almak istediğini söylüyor. alıyor yumurta ve ekmekleri. parasını ödemek için elini cüzdanına attığı vakit; bakkal kızın elini tutuyor ve "senden para isteyen mi var" diyor bakkal kızın gözlerinin içine bakarak. zavallı kız yumurtaları ve ekmeği atarak koşa koşa evin yolunu tutuyor.
ince narin bedeni yarı aç yarı tok okul yolunu tutmuşken hafiften yağmur yağmaya başlayınca yoldan geçen bir minibüse el kaldırıyor hanım kızımız. fakültesinin önüne gelmek üzereyken elindeki bozukluklar minibüs şoförüne uzatıyor ama sonuç aynı. kızın elini yumruk yapıyor şoför. "senden para isteyen mi var" demeye kalmadan kızın ağzından allah belanızı versin sözleri dökülüyor.
bunca stresin ve olumsuzluğun yaşanmasına rağmen sınavına giriyor kızımız. kendisine sorulan 10 sorunun 8 i ni rahatlıkla cevaplıyor sinirden titreyen ellerine rağmen. sınavın bitmesine 15 dakika kala kalkıyor yerinden. sınav kağıdını masaya bırakmak üzereyken asistan kızın kolundan tutuyor hafiften göğüslerine dokunaraktan. " senden kağıt isteyen mi var" derken genç adam, kız hayretler içinde ne yapacağını bilemeden çıkıyor sınav salonundan.
eve gitmeyi kafasından geçirmiyor bile. caddelere sokaklara atmak istiyor kendini. sonra bir masa ve yanındaki oturan insanlar gözüne ilişiyor cadde üzerinde. kırmızı ağırlıklı afişler üstüne yazılmış yazılar gözüne çarpıyor kızımızın. hiç takılmadan geçecekken birden pür dikkat kesiliyor. şöyle yazıyor afişte; " tkp sizden oy istemiyor"
deliriyor kız, herkese saldırıyor, bağırıyor; "ne istiyorsunuz ulan benden, ne istiyorsunuz?"
işkillendiren slogan. ne istiyorsunuz birader açık olun. huylanmamak mümkün değil.
zaten pek kimse de vermemiş... eskisi kadar bile alamamışlar...
zaten pek alamayan partinin, hiç oy alamamasıyla sonuçlanmıştır. Zira yanlışlıkla verilen oylar, mevcut oylarının yarsını oluşturmakta. Okuma yazma bilmeyen insanlar bu partilere hep oy vermiştir. Bunu seçim görevi tecrübesi olanlar bilir. Kuş kelebek arı at bazen birbirine karışır ve eser miktarda oy marjinal partilere gider.
seçimlerin galibinden bir tanesidir.. zaten kimse oy vermedi ve istedikleri oldu.
tkp sizden oy istemiyor

peki ne istiyor

chp ye oy vermenizi istiyor

peki neden

akp devrilsin g.... bile s....
"iş aş haydar baş" kadar saçma bir seçim sloganı idi, içinde patladı.
(bkz: al bunu alamaz mısın)
pkk'lı teröriste "gerilla" diyen şerefsizlerin beyanatı.

biz de vermiyoruz zaten dingil...