bugün

bana şu fıkrayı hatırlatan film:

mühendisin biri ölmüş ve yanlışlıkla cehenneme atmışlar. cehennemin konforundan rahatsız olan mühendis burayı değiştirmek istemiş ve cehenneme klimalı odalar , otomatik cola makineleri ,derin dondurucular, otomatik tuvaletler gibi şeyler yapmaya başlamış.
hata anlaşılınca meleğin biri şeytanı aramış:
-bir mühendis yanlışlıkla cehenneme gönderildi onu buraya göndermen gerek.
şeytan sinirlenmiş:
-göndermeyeceğim burda onu çok seviyoruz.
melek kendinden emin bir şekilde:
-seni dava ederim.
şeytan katıla katıla gülmüş ve şunları söylemiş:
- yok ya nasıl yapacaksın bütün avukatlar bizim tarafta.
meram anadolu lisesi günlerinde konyada izlenilen bir filmdir ben ve benim gibiler için. klisede kendisine tecavüz edildiğini söylerken zavallı charlize altyazıda beni ifal etti diye yazmasıyla o acıklı anın içine edilmiştir ben ve benim gibileri için.. çünkü olayın bir de şu yanı vardı; orada zavallı charlize şöyle diyordu :

he fucked me !
tema michael jackson ın thriller klibinin temasıyla aynı.

--spoiler--
bazı olaylar olur sonra kahramanımız ve izleyici olmadığını hayal gördüğünü anlar tam herşey bitecekken hayal değil gerçek olduğunun anlarız
--spoiler--
al pacino`nun neden robert de niro dan daha iyi bir aktör olduğunun cevabını veren film. senaryo olarak hristiyanlık propogandası yapmasa belki yaratacağı etki daha büyük olabilirdi. oyunculuklar zaten muhteşem anlatmaya gerek yok.

(bkz: kibir en sevdiğim günahtır)
içinde birbirinden güzel aforizmalar barındıran film. iyi ki orjinalini almışım yoksa vicdan azabı çekerdim. *
ilk izlediğimde inanılmaz bir şekilde etkilendiğim ve birsüre etkisi altında kaldığım, ikinci kere izlediğimde ise çok sıkıldığım bir film.*
(bkz: karın agrısı)
içinde 'Ben mona lisanın eteğinin altındaki elim..ben bir süprizim..sessiz ve deriden giderim..işte bunları kaçırıyorsun..' gibi bir replik barındıran müthiş film...
en güzel filmler listesine adini altin harflerle yazdirmis, 90'li yillarin en kral filmlerinden. sinemada izlerkene acayip tirsmisligim da vardir.
modern dönemin ahlak anlayışını, tanrı olgusunu ve sistemi en iyi şekilde eleştiren film.

--spoiler--

Lomax*, içinde bulunduğu durumu anlayıp Milton* ile konuşmaya başladığı final bölümünde şunu sorar:

-Neden hukuk?(filmi tarihin başlangıcından, isa'dan ve tanrıdan, cennetten ve cehennemden sıyıran ve günümüze bağlayan
soru)

-Çünkü hukuk evlat, bizi her işe sokuyor.
Sahne arkası için en geçerli geçiş kartı.
Yeni ruhban sınıfı, bebeğim.
Hukuk okullarında, dünyada dolanan avukatların tümünden daha fazla öğrenci var, biliyor musun?
Dünyaya yayılıyoruz!

--spoiler--

bu diyalog, filmin neden avukat ve adalet metaphorlarını kullanarak bişeyleri anlatmaya çalıştığını oldukça iyi açıklıyor sanırım.

adalet kavramı doğduğu günden bu yana asla değişmedi. hakkaniyet ölçüsünün insan beyninde ve dogma tabanlı ahlak anlayışında değişmesi imkansızdır.(tabii ki milton kadar güce sahip olup onun kadar arkasında durabileceğiniz günahlara hükmetmiyorsanız.) ancak, adaletin her zaman doğru için kullanıldığını düşünmek saçmalıktır da. uygun ellerde ahlaki düzen değiştirilmeye müsaittir. ancak bu boşluk ile mevcut kuralların sorgulanmasına ve değiştirilmesine fırsat bulunulabilir. ve sonunda insan kendinden önce gelenlerin koyduğu yasaları mutasyona uğratarak kendi çemberi içinde rahat hareket edebileceği bir ortamı yaratabilir. zaten bunu başarmıştır da. çünkü kendi varlığı ve düşünce sistemi içindeki değişim kaçınılmaz olduğu sürece buna mecburdur. nasıl doğa yasalarının günümüz için de uygulanırlığı olmasına rağmen geçerliliği kalmadıysa, bir gün mevcut dini ve ahlaki kuralların da geçerliliğinin kalmaması olasıdır.

film, tanrı olgusunu ve insanı dibine vura vura irdelemekle kalmayıp din ve ahlak düzeniyle paralel seyreden ve dünyanın yeni dininin hukuk olduğunu ve onun nasılda değişmeye müsait olduğunu bizlere göstererek uçlarda geziniyor.

Andrew Neiderman bu romanı yazarken ne tip bir haz aldı bilmiyorum lakin ben alpaçino'nun yerinde olup milton karakterini canlandırma şansına sahip olsaydım ağzım köpürerek nirvanaya koşardım sanırım. böyle bir filmin ve anlatımın yapılabilmesi bile insan zekasının ve anlayış gücünün ne denli harika yönleri olduğunu gösteriyor.

ha bir de şunu söylemeden geçmiyim; ben olsam o kadar laga luga yapmadan other side'a geçmiştim çoktan. denyo kafasına sıktı. hasta mıdır nedir çocuk?
sarıl o öfkeye

bang bang bang

evet vurdun beni

ajan smith in neo ya dediği gibi

eğer konuşamayacaksanız telefon etme hakkınızın bir anlamı olabilirmi..

eğer

ölmeyecek ise

ateş etmenizin ya da

ya da

ateş ettiğinizde ölüyorken siz..

eskiden dutluk olan alanlarda

şimdi cevval çocuklar var dimi
azerice izlendiğinde daha bi doyumsuz olan film dir.
al pacino'nun şeytanı canlandırdığı müthiş filmdir.
aynı ismi taşıyan romandan Andrew Neiderman ve Jonathan Lemkin tarafından sinemaya uyarlanan, Taylor Hackford'in yönettiği, Keanu Reeves, Al Pacino ve Charlize Theron'un başrollerini paylaştığı, 1997 - ABD ve Almanya ortak yapımı, 144 dk'lık drama tadındaki filmin adıdır...

ruhunu şeytana satan kişileri konu alan film, kibirin insanın başına neler açabileceğini çarpıcı bi şekilde özetlenmiştir. izlenmeli, hatta ders alınmalıdır.
(bkz: johnnyturhan)

(bkz: noti)
sahur vaktine kadar izlediğim müthiş film. 144 dk süren etkileyici film.
al pacino yüzünden insanın şeytan olası geliyor bu filmde!
+ peki ya aşk?
- aşk mı?
+ evet?
- aşk fazla abartılıyor. biyokimyasal olarak fazla miktarda çikolata yemekten farkı yok.

(bkz: helal olsun)
(bkz: öpücem)
(al pacino)john milton'nın gülüşüyle hayran bıraktığı filmdir. hah-ha!

güzel de diyaloglar içerir.
keanu reeves'in butun sabote etme cabalarindan Al Pacino'nun insanustu performansi sayesinde kurtulmus keanu reeves disinda herseyi cok basarili film.
al pacino, keanu reeves ve charlize theron gibi oyuncu kadrosuyla, can alıcı diyaloglarıyla, saçma sapan final sahnesiyle 147 dakikalık mükemmel bir film. para ve şöhret gene insanları mutsuz etmiş, her filmde ana tema gibi karşımıza bu çıkıyor...
Sinema gecemize damgasını vurmuş film. MÜkemmel oyunculuk, şahane senaryo ayakta alkışlıyorum tüm emeği geçenleri...

Halen yaşıyorken; izlenmesi gereken bir başyapıt.
senaryosu (bkz: andrew neiderman)'ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biridir. Al pacino ve keanu reeves in oyunculuğu tartışılmaz, tadından yenmez.
tüm oyuncuları şunlardır;

Al Pacino,Keanu Reeves,Charlize Theron,Connie Nielsen,Delroy Lindo,Chris Bauer,Jeffrey Jones,Tamara Tunie,Paul Benedict,Adrian Lee,Al Santoriello,Al Cerullo,Alan Grubman,Alfonse D'amato,Cadillac Moon,Charles A. Gargano,Christopher Del Gaudio,Cindy Birch,Craig T. Nelson,Edward Seamon,Ernie Grunfeld,Frank Licari,Gregory Lichtenson,Harold Surratt,Joyce Garland,Judith Ivey,Lou Rudin,Marcia Debonis,Marie Stuart Vassallo,Nikita Ager,Patrick Joseph Byrnes,Rich Campbell,Roy Jones Jr.,Socorro Santiago,Todd Wall,Tom Riis Farrell