bugün

Son zamanlarda artan terör olaylarının artmasındaki sebeplerin, sadece görünenler olmadığını bilmelisiniz en başta.

Bi teorim var. Özellikle de bugün gerçekleşen 7 aralık 2009 tokat saldırısı ve muadilleri için.

Tokat bölgesinde dhkp-c ve tikko gibi sol terör örgütlerinin etkili rol oynadığı bilinmekte. Kuruluşlarından ve bu güne kadar yaptıkları eylemlerden dolayı, bugün ki saldırıda ilk akla gelenler onlar oldu, çok da normal bir durum. Çünkü bu terör örgütleri, daha öncesinde bir çok kanlı eylemi gerçekleştirmişti.

--spoiler--
26 Mayıs 1997
Tokat Kurtuluş Un Fabrikası'nı basan bir grup PKK'lı 3 kişiyi öldürdü.
14 Ekim 1997
Görevden dönen güvenlik güçlerine düzenlenen saldırıda 1 astsubay ile 3 er şehit olmuştu. Çatışmada 3 asker de yaralanmıştı.
4 Ocak 1999
Tokat'ın Almus ilçesinde güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada 1 terörist ölü ele geçirildi.
10 Mart 1999
Tokat kırsalında yaşanan çatışmada TiKKO örgütünün üst düzey üç yöneticisi ölü olarak ele geçirildi.
20 Temmuz 1999
Tokat kırsalında "Dur" ihtarına uymayan bir grup teröristle jandarma arasında çatışma çıktı. Çatışmada iki terörist öldürüldü.
12 Temuz 2001
Sazak Köyü yakınında sürdürülen operasyonda da terör örgütü TKP-ML TiKKO üyesi bir kişi öldürüldü.
21 Mart 2002
Ordu'nun Ünye ilçesi kırsal alanında düzenlenen operasyonda DHKP/C örgütü üyesi oldukları öne sürülen 3 terörist öldürüldü.
19 Haziran 2002
Ordu'nun Mesudiye ilçesi kırsal alanında güvenlik güçleri ile TiKKO üyesi teröristler arasında çatışma çıktı. Teröristler, ormanlık alana kaçarak izlerini kaybettirirken, teröristlere ait silah ve cephane ele geçirildi.
5 Kasım 2003
Tokat ve Bingöl'de PKK üyesi teröristlerle girilen çatışmada iki terörist öldürüldü, ikisi de yaralı olarak ele geçirildi. Çatışmada bir jandarma eri şehit oldu.
30 Eylül 2004
Tokat merkeze bağlı Yağmurlu beldesi yakınlarında DHKP-C örgütü üyesi teröristlerle çıkan çatışma sonucunda 4 terörist öldürüldü, 1 asker şehit oldu.

ÖRGÜTLERiNiN iŞBiRLiĞi
Tokat'ın özellikle Reşadiye, Niksar, Almus ilçeleri ile Sivas, Ordu ve Giresun bölgeleri arasındaki kırsal kesimde bir dönem terör örgütü DHKP/C ve TKP-ML TiKKO örgütü mensupları çeşitli eylemlerde bulundu.
Sol örgütler ile PKK üyeleri burada birlikte hareket ettiği, yakalanan teröristlerin ifadeleri ve ele geçirilen fotoğraf ile dokümanlarla belgelendiği bildirilmişti.
--spoiler--

Öte yandan, dhkp-c ve tkp-ml tikko nun pkk ya olan yakınlığı yadsınamaz. Her ne kadar birbirlerinden çok farklı bir alanda ülkeyi bölme ideolojisi güder de, temelde türkiye'yi bölme kısmında birleşirler ki çoğu olay sonrasında hem terör örgütü mensuplarının hem de yandaşlarının birbirlerine destek verdiklerini biliyoruz. Bunu yaptıkları açıklama ve destek eylemlerinden de anlıyoruz. Örneğin bir dhkp-c eylemine çok sayıda pkk lının katılması ya da pkklıların yaptığı eylemlerde dhkp-c ve tikko destekçilerinin katıldığını çok defa gördük. Sadece meydanlarda değil, yazınsal olarak da bu görülmekte. Bu örgütlerin sitelerini incelediğinizde bu desteği net olarak görebilirsiniz. Ben o kadar uğraşamam diyorsanız, sözlük içinde tarafını belli etmiş bazı terör yandaşlarının diğer terör örgütlerini nasıl desteklediğinden de durumu anlayabilirsiniz.

Bunlar bilinen gerçekler. Şimdi gelelim bu dayanışma konusundaki detaylara.
Pkk, açılım sürecinde zaten parçalanmakta olan bir örgüt ve kendini olduğundan daha güçlü göstererek göz dağı verme yolunu seçti. Pkk destekçisi olan ve açılımın etkisiyle bunu artık açıkça söylemekten çekinmeyen dtp milletvekilleri, devleti ve milleti tehdit yağmuruna tuttu. Sanmayın ki bunlar birden ortaya çıkan şeyler. Hepsi planın bir parçasıydı. Tokat'ta meydana gelen saldırı da bu planın diğer bir parçası işte. Gündemde olan dtp nin kapatılması olayına gölge olup, pkk nın açıkta kalan yerlerinin yanmasına engel olmak. Pkk ya bu şekilde destek olup, orduya ve devlete gözdağı vermek. Dedim ya, planın bir parçasıydı ve zamanı dtp nin kapatılma olasılığı ile belirlendi. Tokat saldırısını sadece dhkp-c, tikko ya da pkk nın gerçekleştirdiği bir saldırı olarak görmek, teröre bakışın sığ olduğunun göstergesidir. Tıpkı vatan sağ olsun demekle, vatanın sağ kalamayacağı gibi. Artık bir şeylerin yapılması, bir tepkinin verilmesinin zorunlu olduğu gibi.

Açılım deyince akla sadece pkk gelmiyor elbet, akp de bu bokun içine parmağını soktu. Hatta sadece parmağını sokmakla kalmadı, kolunu bile soktu nerdeyse kafası da bokun içine batacak. Akp nin söylemlerine bakıldığında, bu iç savaşın artık kan dökülmeden gerçekleşmesi amacı cazip görülebilir. Ama sen koskoca hükümeti kuran bir parti olarak dağdan inen teröristleri ağa gibi karşılarsan, onların bayrağımızı indirmesine, kendi istiklal marşımızı söylemek istiyoruz gibi cüretsiz laflar etmesine de müsaade edersin. Açılım ilk bakışta mantıklı gibi görünse de, bugün aldığı hal budur. Yani açılımın hesap edilemeyen götürüleri, bu ülkeye daha çok zarar vermektedir. Bu sebeple de, her terör saldırısı ya da terörist eylemi/söylemi sonrası parmaklar akp ye dönmekte.

- sen sebep oldun!

Evet, açılım sonucu oluşan bu olayların sebebi akp, Ama ülkemizde terörün bu hale gelmesinin asıl sebebi akp değil. Bizim genel özelliğimiz, sorunun o anki durumunu görmek. Nasıl ve ne şekilde kimler tarafından oluştuğuna pek bakmayız. Günah keçisi ararız ve bu gibi olaylarda her zaman akp günah keçisi olacaktır.

Terör olaylarındaki şehit sayısının çokluğuna bakıldığında, terör olaylarının perde arkasında tsk'nın olduğu da göz ardı edilmemeli. Nerde ve nasıl terör saldırısı olursa olsun, ordunun aciz kaldığı gerçeği görülmek istenmez. Hepimiz şehitlerimize üzülürüz ama acaba onların ölmesinin sebebi sadece kurşunlar mı? Bir kurşunla bir asker ölüyor. Ve fakat bu bilgisiz asker anlayışıyla, daha çok askerin ölmesi olası hale getiriliyor. güçlü ordu, güçlü Türkiye sloganıyla gücüne güç katmak isteyen tsk, mevcut hangi gücüne güç katmak istediği ortada. Biz evlatlarımızı komutanlara hizmet etsin, onların çocuklarının, eşlerinin özel ihtiyaçlarını karşılasın, istedikleri gibi emir verip keyfi işlerinde kullansın diye askere yollamıyoruz. Ordunun artık bunu bilmesi lazım. Fakat vatan sağolsun ezberi ve bu ezberin duygularla alakasının kalmaması sebebiyle bu bilinecek gibi değil.

Komutanlar, paşalar, en alt rütbeli asker dahil olmak üzere, erleri kendine hizmet etmek olarak kullanmadığı, onlara gerçekten savaşmayı öğretmediği sürece o soysuzlara daha çok can veririz. Askerinin eline pimi çekilmiş bomba veren bu hizmet ve keyif düşkünleri, evlatlarımızın canını düşünseydi, onlara savaşmayı öğretirlerdi, kendine, çocuğuna, eşine hizmet etmeyi/komutanım demeyi değil.

Onlar sefasında, ateş düştüğü yaktı yine. Ve bu soysuz köpekler, daha çok can alacak, bu gerçekleri görmezden geldiğimiz sürece. teröre, siyasete daha fazla can vermemek için, tüm bunlara dur demenin zamanı gelmedi mi?
(bkz: ne içiyorsan bana da aynısından dostum)
(bkz: sam amca)