bugün

kızların her daim yanında olan ve terk edildiklerini ilk duyan kişi olan zavallı meriçlerden bahsetmiyorum. onlar, bir ilişkinin kökünü kazımakta oldukça başarılı olsalar da, uzun vadede hiçbir halt yapamayacak kadar beceriksiz yaratılmış ne yazık ki.
benim asıl bahsetmek istediğim, terkedilmiş kızın kokusunu elli metre öteden alıp, kızın başına üşüşen, piçliğin en boktan klasmanında at koşturan tipler. bu tipler ki kendilerini terkedilmiş bir kıza hazırlamak için kendi küçük terk ediliş senaryolarını çok önceden yazmışlardır, terkedilmiş kızların yanlarında bir anda bitiveren, nereden çıktığı belli olmayan, garip insanlardır. nerede üretiliyorlar? olay mahalline nasıl bu kadar hızlı ulaşabiliyorlar? nasıl, her defasında avlarını elde edebiliyorlar? gerçekten anlamak güç. ama terkedilmiş insanın psikolojisini az çok hayal edebildiğim için, kendini bu piçlerin kollarına bırakan zavallı kızlarımızı da anlayabiliyorum. zor olmalı. farkına varmamış olamazlar. bu piçlerin, yatağa giden yolun duygusallıktan geçtiğini bildiğini fark etmemiş olamazlar. tüm duygusallıklarıyla göz yaşlarını, bu geniş omuzlara akıtırken de tümüyle terkediliş psikolojisinin içinde yüzüyor olmamalılar. elbette onlar da, "ben nasıl terkedilirim lan?" açlığıyla, bu geniş omuzlu piçlerden zevk almaya ve kendilerini "ben daha ölmedim" tarzı tatmin etmeye çalışıyorlar.

kokusunu mu alıyorsunuz? ne yapıyorsunuz lan?
kendini, sadece terkedilmiş kızlara adamış adamlar biliyorum. sadece bu konuda çalışan, bu konuda uzmanlaşmış, başka bir şekilde düşürdüğü kızlardan zevk alamayan, kendini işine adamış adamlar. duygusallar. romantikler. kendilerinden beklendiği gibi, ağlamalık geniş omuzları var. aslında her şey, bu seramoninin bir parçası. sokak arası spor salonlarında kaslarını şişirmeye çalıştıkları sırada akıllarına koymuşlar bu kızları. ava çıkabilmek için hazırlandıkları saatlerde kurmuşlar planlarını. bir planları olduğu için başarıya ulaşıyorlar. çünkü doğaçlama, her yiğidin harcı değil elbet. ve başka bir zevk olsa da, üzerinde uzun süre çalışılmış bir kızı elde etmek gibi değil elbet. anlıyorum. ve takdir ediyorum. harcanan emeğin hakkını vermek gerek. bu emekçiler, hayatımızdan hiç eksik olmayacaklar. ve her defasında küçük ayrıntılarını değiştirdikleri planları da her zamanki ucuzluğuyla karşımıza çıkacak bir şekilde.
nasip, kısmet.