bugün

vahiyle doğrulmak;

kalu bela (tüm ruhlar yaratıldığında), rabbimizin elestü birabbiküm sorusunun cevabını verip, verilen bu sözü unutmayıp, rabbimizi idrak ettikten sonra; rehberimiz ve kılavuzumuzu önümüzde bir yol edinip ona doğru yürümek.

resullerin mücadelesidir, hem de hz adem'den hz muhammed'e kadar. allah'ın kulları üzerinde görmeyi murad ettiği inanç...

şeytanın vesvese ve kandırmasına karşılık allah'u teala'nın ayetlerine ram olmaktır;

bakara suresi 35. ayet; ve dedik ki: "ey adem sen ve eşin cennette yerleş. ikiniz de ondan neresinden dilerseniz bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz." demişti. 'şeytanın adımlarına uymayın' emri dünya durdukça varolacak ve inananların üzerine hak olan emirdir...

şeytan ona vesvese verdi ve adem'den beri halen vermekte; dedi ki: "sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?" * böyle küçük ve küçültücü fısıltılarla kandırdı/kandırıyor/kandırmakta... göz açıp kapatıncaya kadar gececek bir kaç dünya gözüyle göreceğimiz nefsimizi ve bizden buna karşılık sonsuz cenneti elimizden almakta. nefsimize kurbanlar veriyoruz çağrıya kulak vermeyerek iman ettikten sonra cennetten her bir parçayı sürekli şeytana kurban ediyoruz... oysa tevhid kurbanlarımızı allah için istiyor. sevdiğimiz nefsimize hoş gelen şeylerden istiyor kurbanlarımızı, gözlerimizi yumana kadar, küçük kıyametimiz kopana kadar bizi çetin bir mücadeleye çağırıyor...

kula kulluktan eğilmiş başımızı, ona ram oldukça dikleştirmemizi; onun sözü tüm sözlerin üzerinde, onun kınaması tüm kınamaların üzerinde ve onun emirleri tüm emirlerin üstünde tutmamızı istiyor tevhid.