bugün

Gerçek şudur ki; Tavandaki düşlerde roller hiçbir zaman adil dağıtılmaz.

Sen düşünde, bir adamı-kadını alır başkahraman yaparsın. O devasa güzellikteki evinde, aynı yatakta uyur aynı yemeği yersin. Ama onun düşünde; ya bir bahçıvanı oynarsın ya da hizmetçiyi… Bahçıvanın düşünde de;başkahramanı… En acısı da, yoldan geçen kuru kalabalıktaki figüran… Deniz kenarında ki arkası dönük o belirsiz kişiyi oynamaktır. Yoksunuzdur aslında.

Yani kısaca demek istediğim; Kimse, kimsenin düşünde olması gerektiği yerde olmaz. Roller aynı bile olsa, replikler daima farklıdır. Düşlediği gibi düşlenmez.
sevdiği kadar sevilmemek ile aynıdır.
çoğunlukla fahişeler tarafından kurulan düşler olsa gerektir. belli belirsiz yüzlere sahip kişilerin kahramanları oynamakta olduğu.

düşünsenize, hiç tanımadığınız bir adama ücreti mukabili bedeninizi teslim etmişsiniz. o kişiyle ne paylaşabilirsiniz ki? istemsiz, yaşanmışlıklarınıza dönüp tanıdığınız ve değer verdiğiniz bir insan olduğunu hayal etmeye çalışırsınız; belki biraz olsun zevk alıp kendinizi tatmin etmek ya da en azından öyle görünüyor olmayı başarıp müşterinizi tatmin edebilmek için.