bugün

genel olarak, tarihin önemini vurgulayan, şeylerin her zaman tarihsel gelişme seyri içinde görülmeleri gerektiğini savunan yaklaşım.
* her tarihsel dönemin, o döneme damgasını vuran fikirler ve prensipler vasıtasıyla yorumlanması gerektiğini, geçmişin bugüne ait inanç, prensip ve motifler çerçevesinde açıklanamayacağını ve herhangi bir şeyin, olayın, metnin kendi tarihî konumunda her ne ise o olduğunu, dolayısıyla gerçek adına izafîliği (göreciliğini) savunan akımdır.
olguların belirli bir zamansallık içerisinde açıklanmasını öngören yöntem.
Tarihsel süreç içinde, geçmişte olup bitenlere bakarak gelecekte neler olabileceğini belirli bir kesinlik derecesiyle önceden öngörmenin, bir başka ifade ile, sosyal bilimlerin temel amacı olduğunu ve bu amaca, tarihin evriminin temelinde yatan ritmler, kanunlar, eğilimlerin açığa çıkarılması ile varılabileceğini kabul eden yaklaşım tarzıdır.
19. yüzyılın ortalarında, özellikle almanya da tarih bilimlerinin bağımsız gelişme sürecinde ortaya çıkan düşünce akımı.
mustafa öztürk tarafından kur'an'a uygulanmaya çalışılan çelişkili anlama metodu. Neredeyse bütün kur'an mucizelerini inkar eden bir değişik müslümanlık biçimi. mucizeleri inkar ederken takındıkları tavır oldukça komiktir. sanki müslümanlar sürekli yalan söylüyorlarmış da bu zatlar "kral çıplak" diyerek gerçekleri haykırıyorlarmış gibi davranırlar. erdem uygan'ın bu akım ile ilgili güzel bir tespiti var: uygan, "kur'an Allah'ın kitabı değildir demenin akademisyencesi" olarak tanımlar tarihselciği. ayrıca caner taslaman'ın da bu akım ile ilgili "tarihselcilik: çelişkiler bataklığında" isimli bir çalışması vardır. okumak isteyenler için ücretsiz link: http://www.canertaslaman....-celiskiler-batakliginda/
makul buldugum din yorumudur.

elbetteki hala bir metodoloji sorunu vardır. felsefi yönden ciddi bir savunuya ihtiyac var ve mustafa öztürk,ilhami güler gibi akademisyenler bu isin altından kalkamaz.