bugün

zamanı tarif edemezsiniz; bazen günler aylar geçer geçmemesini istersiniz rüya gibidir ortasında bulmuşsunuzdur kendinizi bazen saniyeleri sayarsınız matematiksel olarak kısa çizilmiş günler uzar bünyenizde boğulursunuz.
yaşamı tarif edemezsiniz; zevkle bakarsınız etrafa, aldığınız nefesin soluk borunuzdan geçtiğini hissederken mutlusunuzdur.
mutluluğu tarif edemezsiniz; bugün bir kez de olsa gülümsediniz inkar edemezsiniz, mutlusunuzdur mutlaka. en acı olayda dahi saçma sapan bir gülümseme asılıysa suratınızda mutlusunuzdur.
acıyı tarif edemezsiniz; acır, acır, acır. yara yok biliyorum. defalarca aynaya bakarsınız yara yok acı var. başlangıcı ve bitişi belli olmayan bir yara durgunluk hissi yaratır yemek yerken, yürürken, uyurken hissedersiniz boğazınız düğümlenir, yoktur çaresi.
çaresizliği tarif edemezsiniz; çareler kapınıza dayanır.
karşınıza çıkan ufak olaylarla gelen büyük buhranları tarif edemezsiniz; izlersiniz, gözleriniz kısılır, kabullenirsiniz.
aşkı tarif edemezsiniz; karedir zihninizde. an an dolu dolu kareler. karelerin içinde gülen yüzler vardır hatırlarsınız. bir daha asla yaşanmayacak aşkları teğet geçersiniz.
bunu bile tarif edemezsiniz.
ölümü tarif edemezsiniz; en gerçekçisidir. deneyim barındıran eşiniz dostunuz yoktur. aptal ölüm fikirleri haricinde hiç yaklaşmamışsınızdır. en korkusuzunuzu, en cesurunuzu da bilirim.
birini tarif edemediğiniz anda diğerine sarılırsınız. isim bulmaya anlam vermeye çalışırsınız. hayat devam eder; dünyadasınızdır ve olup biten oturup soluklanmaz yanınızda. böyle anlarda tarif edemezsiniz.