bugün

90'lı yılların "olum bak git" furyasıdır. tabi o zamanlar kamera ve video siteleri olmadığından bu muhteşem atar cümlesi mahallelerin tozlu kaldırımlarında yitip gitti. eskiden mahallelerini sahiplenirdi çocuklar. bir alt sokağın çocuklarının, bir üst sokakta oynamaları mümkün değildi. zira mahallenin bıçkın delikanlıları, ağzı sakızlı safinazları mahalleyi koruma altına alırlardı.

-gidip kendi maaallenizde oynasanıza oolluum. burası bizim taam mıı.

cümlesinin ardından akıllara ziyan bir diyalog başlardı. ağızlarından tükürük fışkıran, ara sıra da akan burunlarını çeken veletlerin can alıcı savunması aha bu cümle olurdu. bu veletlerin arasında akan burnunu koluyla silenler de vardı, onları tanımıyorum ben.

-olum gitsenize burası bizim maaallee.
-tapusu senin mi oluum? (tapunun anlamını sorsan bilmiyor. gerçekten bilmiyor)
-evett biziim.
-göstersene he göstersenee.
-babam işe götürdü gelsin göstercemm.

o baba hiç gelemedi, tapuyu da hiç getiremedi. zaten tapu da hiç olmadı. neyse ki akıllara kazındı bu savunma cümlesi de, hakka tecavüz edildiğinde tapu gerektiğini öğrendik. tapun varsa rahatsın hacı.
bir zamanlar muhabbeti eksik olmayan diyalogtur. Çocukluk yıllarında, çokça rastlanır...