tanrının, yani allahın insanları bu dünyada gerçekten deniyor olmasının getirdiği kul çıkarımıdır. hem böyle zeki, sınırı olmayan bir düşünceye sahip, sorgulayan bir insan yaratacak, hem de ona sanki bu özellikleri hiç yokmuş gibi emir ve sorumuluklar yükleyecek.

tanrı tüm ayetleriyle sazan avlıyor olabilir! -hiç düşünmez misiniz- yarattığı bu eşsiz varlığa onun tabiatına aykırı şeyler emrederek onu deniyor olabilir! ve bu emirlere sıkı sıkıya bağlanıp, yobazlaşıp insanlıktan çıkanları, kadınları aşağılayanları, savaş çıkaranları, toplayıp cehheneme atabilir; insanlığın doğasına ihanet etmeyen düşünürleri ve onu sorgulayıp yargılayanları da bunlar benim ruhumu üflediğim, doğruyu yanlıştan ayırabilen halis kullarım diyerek cennete gönderebilir. nereden biliyorsunuz.
tanrı küçük bir çocuk ve hiç bir şey planlamıyor. bizler ona layık olmalıyız hepsi bu. 5 vakit namazını kılsanda, kilisene yeteri kadar bağış yapsanda bir şey değişmez içinden gelerek yapmadıktan sonra. mantık olarakta oturmuyor zaten. bir şeyi istemeye istemeye yapmak o işte huzursuzluk verir ve belirli bir süre zarfından sonra artık bir işkence halini alır. sorusu olmayan bir sınav bu hayat. ne öğrendiğin ve ne yaptığın önemli. bomboş bir kağıt, dolduracaksın bu kağıdı o da sana bir şeyler versin hepsi bu. üçüncü kişileri kale almanıza gerek yok.
Derinlemesine düşünüldüğünde olabilitesi olan plandır.

Herkes sanıyorum ying-yang sembolünü görmüştür bir kere hayatında. Bu sembol çok eski çağlardan günümüze ulaşmıştır çünkü anlamı birçok dinden daha önemli ve açıklayıcıdır.

Siyah ve beyaz 2 şekilin birbirini tamamlaması ile oluşan dairesel semboldür. Siyah şeklin içinde bir tane beyaz daire, beyazın içinde de bir tane siyah daire vardır.

Anlamı ise : Tanrı ne saf iyidir, ne saf kötüdür.. iyilik ve kötülük zıtlıklarını yaratmış tanrı ikisinide kendisinde barındırır. Tanrı insanlara iyilik potansiyelini vermiştir evet, fakat her insanın içinde kötülük potansiyeli de vardır. Bu yüzden tanrıyı saf iyilik olarak almak sadece bir fantezidir.

Her iyi insanın içinde en cani şeyleri yapabilecek bir kötülük, her kötü insanın içinde de en nazik davranışlarda bulunabilecek bir iyilik vardır. Bir insan kalbinde hem saf kötülüğü hemde katıksız iyiliği birlikte barındırabilir.

Yobazlar konusu da aynen bu mantığa göre şekillenir. Allahın saf iyilik, merhametli, affeden olduğuna inanılır fakat saf iyi bir varlığın neden cehennem olgusunu yarattığı anlaşılamaz. Tanrı asla tek bir kavramı savunamaz, taraf tutamaz ; o zaman sonsuzluğu ve mutlak iradesi çelişkiye düşmüş olur.

Ünlü bir filozoftan alıntı ile bitiriyorum :

'Erkekler ve kadınlar dayak yiyor, işkence görüyor ve öldürülüyor.Evet, onlar insanların kurbanları.Fakat öldürenler Tanrı nın adına öldürüyor.Hepsi değil mi? Doğru, fakat 1 tanesi Tanrı için öldürüyor diyelim ve o zaman Tanrı suçludur.Acı çeken ve acı çektiren herkes, tecavüze uğrayan her kadın, işkence gören her çocuk ; olaya Tanrıyı dahil eder.Dinleyin ya Tanrı insanların yaptıklarından sorumlu yada değil. Eğer sorumluysa, onu yargılayalım. Eğer değilse, onun bizi yargılamasına bir son verelim.'

Not:Kendi çevirimdir, devrik cümleler olabilir.
tanrı varsa, en büyük ayarı da veren o olacaktır.
her sanatçı eserinde kendini gösterir. ruhundan üflediğini iddia eden bir tanrı, yarattığı insanda: aklını kullanmasını, kibirli olmasını, yaratıcı olmasını, yaratmasını (sanat) güzel ve güçlü olma istencini görmek ister. çünkü hiçbir yarattığı bizim kadar ona benzemiyor.

eğer tanrı varsa;

(bkz: yobazlık tanrıya hakarettir)
(bkz: tanrının yobaz açılımı)
cehenneme eleman ilanı için yapılacak başvuruları değerlendirmek adına, adalet kıçımızda patladı partisi' ne şimdilik göz yummasıdır.